Güncelleme Tarihi:
KURUMUN köklü, geleneklerine bağlı aynı zamanda yenilikçi ve vizyonu olan bir anlayışta olduğunu kaydeden Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürü ve Sanat Yönetmeni Aykut Çınar, “Kuruluşundan bu yana dünya sahneleriyle eşdeğer kalitede prodüksiyonlar gerçekleştirmiş ve çizgisinden ödün vermeden tüm sanatseverlere kendilerinden bir şeyler bulabilecekleri zengin bir repertuvarla yoluna devam ediyor” açıklamasını yaptı.
ŞEHİR SİMGESİ
“Ankara’nın simgelerinden biri olan Opera Binası sadece sanat üretimi konusunda değil varoluşundan bu yana şehrin entelektüel ve sanatsal gelişimini de olumlu yönde etkileyen bir eğitim kurumudur” diyen Çınar, şu açıklamalarda bulundu: “Bu sadece Ankara’ya özgü bir durum değildir, zira sanatın ve sanat kurumlarının olduğu her yer gelişimin öncüsüdür. Bir şehrin her anlamda ilerlemesi, gelişmesi, sosyal, kültürel, sanatsal, yapısal ve ekonomik anlamda eşdeğer olmasıyla mümkündür.
ESTETİK OLARAK GELİŞİYOR
Zira Opera ve Bale sanatları en üst düzey organizasyon yeteneğini gerektiren oluşumlardır. Bu da ancak tüm yönleriyle, demokrasisi, ekonomisiyle gelişmiş ülkelerde mümkündür. Şehrin genelini bu anlayışla ve sanatsal yapılarla süslemekte, eserlere önem vermekte; bu da haliyle toplumun estetik anlamda gelişmesine, zevkleri, beğenileri olan, bilinçli tercihlerle hareket eden bir yapıya dönüşmesini sağlıyor.
Sadece opera sanatı olarak düşünmeyip tüm sanat kurumlarımızın var oldukları tüm şehirlerde çehreye, anlayışa, zevklere çok olumlu katkı yaptığı inkar edilemez bir tespittir.
Öncelikle hayatlarımızda bir seçenek yaratıyor ki bu sosyal yaşamlarımız için oldukça önemli bir nokta. Ve tabi en önemli başlıklardan bir diğeri eğitim kısmıdır.
GELİŞİME KATKISI BÜYÜK
Özellikle çocuklara ve gençlere yönelik eserlerin genç kuşaklar üzerinde etkisi ve beğenilerinin gelişimine katkısı çok büyüktür. Türkiye’de sanat kurumlarımız yerelden aldığını evrensele aktarmakta ve marka değeri oluşturmakta tek ve en önemli devlet gücüdür. Dünyadaki benzerleri ile kıyaslandığında geleceğe umutla bakmamız için çok yeterli bir göstergedir.”
12 sahnelik sanatsal güç
DEVLET Tiyatroları Genel Müdür Vekili Mustafa Kurt, Ankara’da Devlet Tiyatroları’nın on iki sahnede sürdürdüğü sanatsal gücün ardında güçlü geçmişin ve kutsal heyecanın olduğunu söyledi. 1949’da 5441 sayılı yasayla kurulan kurumun ilk defa, Muhsin Ertuğrul önderliğinde Küçük Tiyatro’da Cevat Fehmi Başkut’un Küçük Şehir ile Büyük Tiyatro’da Goethe’nin Faust eserleriyle perdelerini açtığını söyleyen Kurt, şöyle konuştu: “Böylece tam altmış dört yıldır süren büyük sanat maratonumuz da başlamış olur. Ülkemizde, Devlet Tiyatroları denilince ilk önce Ankara’nın adının geçmesi boş bir çabanın sonucu değildir. Yalnızca en fazla sahne sayısına sahip olduğumuz kent değildir Ankara… Aynı zamanda kurumsal kimliğimizin oluştuğu en önemli merkezdir. Çok açık ki, Devlet Tiyatroları, binlerce yıldır tiyatronun kendi ülküsünden aldığı güçle, çağdaş demokrasinin temel ilkeleri çerçevesinde, insanı, tutkuları, erdemi, aşkları ve zayıflıklarıyla ele almayı başarmış, kuruluşundan bu yana her zaman sorumluluğunu yerine getirme bilinciyle yoluna devam etmiştir. Üstlendiği büyük görevi zaman içinde bir düş olmaktan çıkartıp, gerçekliğe dönüştürmüştür. Başkent’te diğer sanat disiplinleriyle oluşturduğu alışverişini sürdürerek, akademik anlamda tiyatro sanatının nasıl icra edileceğini sürekli olarak sorgulamış, dünyadaki çağdaş tiyatro anlayışını takip etmiş, geleneksel sahne sanatımızın özelliklerini koruyarak modern olana yönelmiş tiyatro sanatı adına en büyük marka olmuştur.”
Yenimahalle cazibe merkezi oldu
ÜLKENİN ve şehrin ekonomik gelişiminin yerel yönetimlerden geçtiğini kaydeden Yenimahelle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Modernleşme ve çağdaşlaşmanın ön koşulu ticaret ve sanayi kadar yerel yönetimlerin başarısından geçer. Yerel yönetimi zayıf olan, çalışmayan, üretmeyen bir kentin gelişmesi de mümkün değildir” diye konuştu.
İSTİHDAM YARATMAK ZORUNDAYIZ
Çalışma yaşına gelmiş her bireyin, kendi olanaklarıyla, kent yaşamının sunduğu çalışma fırsatlarını değerlendirme hakkına sahip olduğunu kaydeden Yaşar, “Yenimahalle’de insan odaklı hizmet üreten sosyal belediye sorumluluğunu taşıyarak bunu yapmaya çalışıyoruz. Yerel yönetim olarak Yenimahalle’de ekonomik kalkınmayı teşvik edecek koşulları yaratmayı, girişimcilere yardımcı olma olanaklarını sağlamayı amaçlıyoruz. Hizmete açtığımız kentsel mekânlar; üretim, dağıtım, alış-veriş ve tüketim gibi ekonomik dayanaklara sahip olduklarından, kent ekonomisinde de önemli bir rol oynuyor. Ekonominin canlı olduğu merkezlerin sayısını artırarak çoğu bölgemizi otel konumundan çıkarmayı başardık” dedi.
YENİMAHALLE BİRİNCİ ÇIKIYOR
Meslek edindirme kursları aracılığıyla belediye olarak istihdam yarattıklarını, bölgede ticaret yapmak isteyen esnafa destek olduklarını, altyapı çalışmaları ile de sanayici ve tüccar için bölgeyi çekim merkezi haline getirmeye çalıştıklarını belirten Yaşar, “11 bin kursiyere meslek edindirme kursu veriyor. Ara eleman yetişmesine önem veriyoruz. İnşaat sektörüne destek oluyor, üretime yönelik her talebi destekliyoruz. Bu nedenle Ankara’da yaşamak istediğiniz ilçe neresidir diye anket yapıldığında Yenimahalle birinci çıkıyor” diye konuştu. Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sosyal kalkınma ve çevre koruması ile tüm kentsel alanda yaşam kalitesini yükseltme hedefleriyle birlikte planlandığında ekonomi de canlanıyor. Kentsel dönüşüm, altyapı ve ticarete yönelik faaliyetlere destek olmamız ilçemizdeki ekonomiyi de canlandırmaktadır. Ekonomik kalkınma, çevre koruma ve sosyal kalkınma arasında bir dengeyi savunan sürdürülebilir kalkınma; ekonomik kalkınmanın gelişmesinde temel hedef olarak gözetilmelidir. Bu nedenle, yerel yönetimlerin sorumluluğu; mevcut altyapılardaki eksiklikleri tanımlayarak, politikalar, öneriler, stratejiler ve programlar biçiminde sosyoekonomik kalkınma planlarına yansıtmaktır.”
Ankara’nın en önemli projesi
2012 yılının son çeyreğinde projelendirilen Uptown, “Yükseğe çık, değişimi hisset, hayatını yaşa!” sloganıyla çıkış yaptığı lansman çalışmalar ile şehrin dört bir yanında adından söz ettirmeye başladı. Uptown, Ankara İncek’te 18027 metrekarelik alanda konumlandırılmış 36 katlı dikey bir kütle ve bu dikey kütlenin önünde baza olarak bulunan yatay kütle ile yükseliyor. Ankara’nın rekreasyon bölgeleri olan Mogan Gölü ve Eymir Gölü yönlerine göre konumlandırılan Uptown’da böylece büyüleyici Ankara Manzarası’nın projeye hakim olması sağlanmış. Bölgedeki yapılaşmada en yüksek kota sahip arsaya Uptown’ın 36 katlı dikey kütlesi; göğe uzanan, uzak noktalara bakış açısı veren bir yapı. Uzaklardan da görünebilmesiyle Uptown, etki alanı şehirde en üst düzeye taşınmış bir proje. Projenin diğer parçası ise; yatay kütle. Bu kütle, dikey kütlenin aksine yatay bir hareket ile konumlandırılmış; böylece yeşille bağlantısı kesilmemiş bir yapı olarak tasarlanmış.