Güncelleme Tarihi:
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı tarafından hazırlanan (IRENA), ‘Küresel Yenilenebilir Enerji Görünümü’ raporuna göre yenilenebilir enerji yatırımları koronavirüsün yol açtığı ekonomik sıkıntılara çözüm olarak dirençli ve adil bir ekonomik toparlanmayı destekliyor. Rapora göre, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar, daha düşük hava kirliliği ve çeşitlendirilmiş ekonomik fırsatlar sağlayarak daha sağlıklı ve refah dolu bir geleceğin yolunu açabilir.
98 TRİLYON DOLAR ARTACAK
Raporunda öne çıkan bulgulara göre karbonsuzlaşma için yapılan yatırımlar büyük sosyo-ekonomik faydalar sağlayacak ve küresel GSYİH’yi 2050 yılına kadar 98 trilyon dolar artıracak. Ayrıca yenilenebilir enerji sektöründe yaklaşık 42 milyon yeni iş yaratılması sonucu, istihdam mevcut seviyesinin 4 katına çıkacak. Üstelik bu rakama enerji verimliliğinde 21 milyon ve sistem esnekliği kapsamında 15 milyon yeni iş eklenebilir. Böylece ekonomiler daha dayanıklı ve dış şoklara daha hazırlıklı olacaktır.
8 KAT FAZLA TASARRUF
Yenilenebilir enerji yatırımları, fosil yakıtların sağlık ve çevresel maliyetleri dikkate alındığında kendi maliyetlerinin sekiz katından fazla tasarruf sağlayacaktır. Daha temiz bir hava ile dünyanın her bölgesinde sağlık ve refah gelişecektir.
YÜZDE 70 AZALTACAK
Bu yatırımlar, 2050 yılına kadar küresel enerji üretiminden kaynaklanan karbon emisyonlarını en az yüzde 70 oranında azaltabilir ve Paris Anlaşması’nın hedeflerini daha erişilebilir hale getirebilir. Yeşil hidrojen yakıtı kullanımı ve sanayide ve taşımacılıkta kullanılan teknolojilerin elektrifikasyonu net sıfır emisyona doğru bir yol sunmaktadır.
EKONOMİNİN CANLANMASINI SAĞLAYABİLİR
Düşük karbonlu bir geleceğin sürdürülebilir şekilde inşası, büyük ölçekli altyapı yatırımı gerektiriyor” diyen European Climate Foundation Genel Müdürü Laurence Tubiana, “Yenilenebilir enerjiye dayalı enerji dönüşümünü hızlandırmak, günümüzde çok ihtiyaç duyulan istihdam yaratma gereksinimine cevap sunarak ekonominin canlanmasını sağlayabilir. Bunu yaparken, dünya genelinde toplumun tüm kesimlerine fayda sağlama potansiyeli olan hava kalitesine, insan sağlığına ve refah seviyesine katkı sunabilir” diye konuştu.
TARİHİ BİR FIRSAT
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin Direktörü Değer Saygın da, Koronavirüs sonrası ülkelerin gündemine ekonomik durgunluğu hareketlendirmek için farklı stratejilerin belirlenmesi konusunun geleceğini hepimiz öngörüyoruz. Bu stratejiler belirlenirken ülkelerin ellerinde iklim değişikliğiyle mücadele ve enerji dönüşümünü hızlandırmak için tarihi bir fırsat olacak” dedi.
EMİSYONLAR ESKİ HALİNE DÖNECEK
Enerji sektörü kaynaklı karbondioksit emisyonları, son 10 yılda yıllık yaklaşık yüzde 1 arttı. Sağlık krizi ve petrol fiyatlarındaki keskin düşüş, 2020 yılının emisyon artışını etkilese de uzun vadeli eğilimler bir süre sonra eski haline yönelecektir. Dönüşen Enerji Senaryosu, Paris Anlaşması’nda belirlenen, küresel ısınmayı 2 dereceyle sınırlama hedefiyle uyumlu ve iklim riskleri açısından güvenli bir yol sunuyor. Yenilenebilir enerji hedeflerinin artırılması, ulusal katkı beyanlarının güçlendirilmiş şekilde güncellenmesine katkı sunulabilir.
45 TRİLYON DOLARLIK YATIRIM İHTİYACI
Öngörülen enerji dönüşümü, yapılacak her bir dolarlık yatırımın, üç ila sekiz dolar değerinde getiri sağlamasıyla kendi maliyetini karşılama özelliği taşıyor. Dönüşen Enerji Senaryosu, Planlanan Enerji Senaryosu maliyetinden 19 trilyon dolar daha yüksek olsa da 2050 yılına kadar en az 50 trilyon dolar değerinde kazanımı beraberinde getireceği öngörülüyor. Kapsamlı Karbonsuzlaştırma perspektifi, net sıfır hedefine ulaşmak için Dönüşen Enerji Senaryosu’ndan 16 trilyon dolar daha fazla maliyet gerektiriyor. Bu rakam, karbondioksit emisyonlarının tamamen sıfırlanması durumunda 26 trilyon ek maliyet yaratarak, toplamda 45 trilyon dolarlık yatırıma ihtiyaç duyuyor. Ancak bu senaryonun maliyeti dahi 2050 yılına kadar oluşacak 62 trilyon değerindeki toplam kazanımdan daha düşük gerçekleşiyor.
RAPORA GÖRE SENARYOLAR VE PERSPEKTİFLER:
*Planlanan Enerji Senaryosu: Paris Anlaşması kapsamında sunulan Ulusal Katkı Beyanları’nda (Nationally Determined Contribution, NDC) sunulan mevcut planlar ile planlanmış diğer hedef ve politikalara dayanıyor.
*Dönüşen Enerji Senaryosu: Yenilenebilir enerji teknolojilerinin ve enerji verimliliğinin, iklim hedeflerine katkı sunacağı kapsamda ve hızda artırılması varsayımına dayanan, iddialı olduğu kadar gerçekçi olan seçenekleri değerlendiriyor.
*Kapsamlı Karbonsuzlaştırma Perspektifi: Enerji sektörü ve endüstriyel süreçlerden kaynaklanan CO2 emisyonlarının daha da azaltıldığı, hatta sıfırlandığı seçenekleri ele alıyor.
Sosyo-ekonomik Analiz: Enerji sistemleri ve ekonomiler arasındaki ilişkiyi, makro ölçekte geliştirilen ekonometrik bir model olan E3ME aracılığıyla, küresel ölçekte niceliksel bir çerçevede değerlendiriyor.