Güncelleme Tarihi:
DÜNYA Bankası, eylül ayı başında aldığı bir kararla Türkiye’ye sağladığı finansmanı iki katına çıkardı. Banka önümüzdeki 3 yıl içinde Türkiye’ye 18 milyar dolar yeni kaynak aktaracak. Alınan kararı Hürriyet Gazetesi’ne değerlendiren Dünya Bankası Türkiye Direktörü Humberto Lopez sağlanan kaynaklarla hem kamunun hem de özel sektörün destekleneceğini söyledi. Özellikle ihracatçıların kredi kaynaklarına erişimini kolaylaştırmayı amaçladıklarını belirten Lopez, kaynakların arttırılması kararının altında yatan nedenlerden birinin ekonomi yönetiminin politikalarına duyulan güven olduğunu belirtti. Direktör Lopez’e göre 2024 yılının ortalarında ekonomi nefes almaya başlayacak ve Türkiye bu süreçten güçlenerek çıkacak.
9 MİLYAR DOLARI ÖZEL SEKTÖR İÇİN
Türkiye’ye tahsis edilen kaynak neden iki katı oranında arttırıldı?
İhtiyaçları ve mevcut durumu değerlendirdik ve önümüzdeki üç yıl için Türkiye’ye 18 milyar dolarlık bir fon içeren yeni bir paketin uygun olacağını kararlaştırdık. Bunun içinde bir bölüm kamu sektörüne tahsis edilecek. Bu yaklaşık 6 milyar dolarlık bir paket. 9 milyar dolar da IFC (Dünya Bankası Grubunun Özel Sektörler iş yapan kanadı) için olacak ve özel sektör tarafından kullanılacak.
Bu yeni paketin kararlaştırılmasında ne etken oldu?
Üç nokta var. Birincisi deprem ki biz yaşanan felaketten hemen sonra Türkiye’ye bir finansman paketi açıkladık. İkincisi ekonominin durumu. Şunu açıkça söylemeliyim ki Türkiye’nin şu anda ekonomide izlenen yol haritası, Bakan Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Erkan’ın yapmaya çalıştığı makroekonomik ayarlamalar bizim güvenimizi artırıyor. Üçüncü olarak da bizim Türkiye’deki programımızda iklim değişikliği odağı son derece önemli. İklim değişikliğinin etkilerinin hafifletilmesi ve uyum süreci ile ilgili zaten çalışmalarımız var. Bu noktada herkese dünyanın bu sene iklim değişikliğinin etkilerini yaşadığını hatırlatmak istiyorum. Bu yüzden bizim için çok önemli.
Bu yeni kaynak nasıl kullanılacak?
Hükümet ile çalıştığımız bazı başlıklar var. İklim değişikliği etkilerinin hafifletilmesi, yenilenebilir enerji, kamu binalarında güneş panelleri gibi üzerinde çalıştığımız konular bir bölüm olarak öne çıkıyor. Sel, kuraklık, orman yangınları konusunda da yeni projeler üzerinde çalışıyoruz. Altyapı konusu da bir diğer alan olarak öne çıkıyor. Demiryollarının iyileştirilmesi ve daha etkin hale getirilmesi üzerinde durduğumuz bir konu. Bunlar kamuyla üzerinde çalıştığımız projelerden bazı örnekler. Bir de özel sektör için üzerinde çalıştığımız projeler var. Bu başlık altında da özellikle ihracatçıların desteklenmesi öne çıkıyor. Bu Türkiye için çok önemli bir sektör ve bir süredir zor bir süreçten geçiyorlar. Çeşitli açılardan konuya yaklaşarak bu sektörün krediye ulaşımını kolaylaştırmak istiyoruz. Bu kısa dönemli finansman için kullanılacak. Yani mesela bir şirket Avrupa’ya gömlek ihraç edecek, bunun için finansmana ihtiyacı var çünkü kumaş alacak, düğmeleri alacak. Bu şirketin kısa dönemli bir finansmana ihtiyacı var demektir. Bunu finanse edeceğim, üreteceğim, Avrupa’ya göndereceğim ve paramı alacağım. Bu 9 milyar doların 3 milyar doları kısa dönemde olacak.
ÖZEL SEKTÖR NASIL YARARLANACAK
Özel sektörde bir iş insanı, bir yatırımcı bu desteklerden nasıl yararlanacak?
Diyelim ki siz bir iş insanısınız, çalışanlarınız var ve ürettiğiniz ürünü ihraç etmek için bir sözleşme imzalama potansiyeliniz var. Bunu hayata geçirmek için finansmana ihtiyacınız olacak. Bizim yapmaya çalıştığımız sizin krediye erişiminizi kolaylaştırıp bu ihracatı yapabilmenizi sağlamak. Bu noktada bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Avrupa Türkiye için büyük bir ekonomik pazar. Eğer kriterlere uygun “yeşil” üretim yapıyorsanız bu pazarda önemli bir şansınız var. Biz Eximbank ile bir çalışma yapıyor ve uyum sağlamak isteyen şirketlere daha çok kredi kanalı açılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Garanti mekanizmalarıyla da şirketlere uluslararası alanda rahatlama sağlayacağız.
İhracatçılar dışında bu desteklerden kimler yararlanabilecek?
İmalat sektörü de çok önemli. IFC imalat sektörüne destekler konusunda çok aktif çalışıyor. Çünkü bizim için yeni istihdam alanları yaratılması da çok önemli. Ayrıca Sağlık Bakanlığı ile de pandemik hazırlık konusunda yeni bir çalışma yapıyoruz. Türkiye’de bir deprem riski de var örneğin, sismik risk olan bölgelerde hastanelerin hazırlıklı olması konusunda da çalışıyoruz. Dünya Bankası’nın amacı orta üst seviyede geliri olan bir ülke olan Türkiye için nüfusun refahının iyileştirilmesi.
TÜNELİN SONUNDA IŞIK OLDUĞUNA İNANIYORUM
2024 yılı Türkiye ekonomisine dair beklentileriniz neler?
Biz şimdi beklentilerimizi gözden geçiriyoruz. Reel ekonomi için büyüme oranının yüzde 3’ün üzerinde olacağını öngörüyoruz. Bu konuda son derece iyimseriz ve ekonomik aktivitelerde bir bozulma olacağına dair bir beklentimiz yok. Enflasyon konusu biraz daha zorlu olabilir. Liranın rekabetçi olması için biraz düşmesi gerekiyor. Ama Türk lirasının değeri düşünce fiyatlar artıyor. Dolayısıyla bunu kalibre etmek çok zor. Bu birkaç hafta içinde çözülebilecek bir konu değil, biraz zaman alacak. Ama ben 2024’ün ortalarında tünelin sonunda ışığın görülebileceğine inanıyorum. Türkiye’de gördüğümüz tablo konusunda son derece iyimserim. Biraz sabırla Türkiye’nin bu zor durumdan daha da güçlenerek çıkabileceğine inanıyorum. Bunları söylememin arkasında iki önemli sebep de var. Bir tarafta Türkiye’de özel sektörün ve genel olarak insanların dayanıklı ve dirençli olması var. Çünkü daha önceki krizlerden tecrübeliler ve uyum sağlayabiliyorlar. Aynı zamanda ekonomide bazı rakamlarda da iyileşmeler görüyoruz. İki rating kuruluşu Türkiye’nin notunu negatiften sabite çevirdi, bu da önemli bir gösterge.
EK KAYNAK NASIL KULLANILACAK
Kamu destekleri
(Altyapı, demiryolları, yenilenebilir enerji, sağlık gibi sektörler)
- IBRD (Dunya Bankasi Grubunun Devletle is yapan kanadı) 6 milyar dolar.
Özel sektör
(İhracat ve imalat sektörleri ağırlıklı)
- IFC (Dunya Bankasi Grubunun Ozel Sektorler is yapan kanadı) 9 milyar dolar. Bu 9 milyarın da 3 milyar doları bir yıl gibi kısa donemde kullandırılacak.
Kredi garantileri
- MIGA (Dünya Bankasi Grubunun Yatırım Garanti Fonu) 3 milyar dolar.