Sadi ÖZDEMİR Ayşegül AKYARLI GÜVEN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2009 00:00
Dubai Prensi Ahmed Bin Sulayem, Türk mücevher sektöründen Dubai’ye yatırım çekmek için İstanbul’a geldi. Kendilerinin de Türkiye’de yatırım için firmalarla ortaklık görüşmeleri yaptığını belirten Sulayem, "Türk firmaları yatırım yapmadan Dubai’de varolmak istiyorlar. Biz de buna uyuyoruz. İsterlerse flört ediyoruz, isterlerse evleniyoruz" dedi.
DUBAİ’de
emtia piyasalarını canlandırmak ve emirliği mücevher ticaretinin bölgesel merkezi haline getirmek için kurulan Dubai Muhtelif Emtia Merkezi’nin (Dubai Multi Commodities Centre-DMCC) Yönetim Kurulu Başkanı Prens Ahmed Bin Sulayem, yatırım için ikna etmeye çalıştığı Türk mücevher üreticilerine ilginç bir teklifle geldi. Türkiye’de açtıkları bir değerli taş labrotuvarı ile ülkeye ilk yatırımlarını yaptıklarını, yeni şirketlerle ortaklık konusunda da görüşmelerini sürdürdüklerini ifade eden Sulayem, "Biz burada yatırım düşünürken Türk firmaları Dubai’ye hiçbir yatırım yapmadan, hiçbir sorumluluk almadan varolmak istiyorlar. Bunu bildiğimiz için Dubai’de onlara hiçbir bedel ödemeden faaliyet gösterebilecekleri ofisler açıyoruz. Dubai’de kalıcı olmak istemeleri durumunda ise bu ofisleri satın almalarını sağlıyoruz. Yatırımcının bizimle nasıl bir ilişki kurmak istediğine bakıyoruz. İsterlerse flört ediyoruz, isterlerse evleniyoruz" dedi.
İlk defa geldim, şaşırdım
İstanbul’a ilk defa geldiğini belirten Prens Sulayem, "Çok etkilendim. Böylesini beklemiyordum. İstanbul gerçekten çok güzel ve cazip bir şehirmiş" dedi. Türkiye’deki fırsatlara inandığını dile getiren Sulayem şöyle konuştu: "Ben aslında seyahati sevmem ama bundan sonra Türkiye’ye yılda en az iki kez geleceğim. Burada ortaklık da kurmak istiyorum. Türkiye ile güçlü ve stratejik bir ilişkimiz var. İstanbul ve Dubai’nin mücevher sektöründe yolları kesişiyor. İstanbul, Rusya ve Türkçe konuşan ülkelerde bir merkez konumunda. Dubai’nin amacı ise Ortadoğu’da önemli bir nokta olmak. Yani bu iki şehirde olan dünyanın birçok yerinde varolmuş, kolayca dünyaya açılmış olacak."
Emlaktan ibaret değilDubai Hükümeti’nin stratejik girişimleri arasında bulunan DMCC’nin Dubai Emirliği’nde emtia ticareti konusunda önemli bir pazar oluşturmak ve geliştirmek amacıyla 2002 yılında kurulduğunu belirten Sulayem Dubai’ye gelen yatırımcılara sundukları kolaylıkları şöyle anlattı: "DMCC Serbest Bölgesi’ne üye firmalar serbest ticaret statüsü, 50 yıl garantili vergi muafiyeti, yüzde 100 firma aidiyeti ve işyeri sahibi olma hakkı ile güvenli bir ortamda ticaret yapma gibi oldukça cazip imkanlara ulaşıyor. Merkez
altın, değerli metaller, pırlanta, inci, renkli taşlar, enerji, pamuk, çay ve diğer emtia endüstrileri için geniş bir altyapı olanağı sunuyor. Dubai artık sadece bir emlak projesi değil."
Babam Türkiye’ye yatırım yapmazsa çok şaşırırımPRENS Ahmed Bin Sulayem’ın babası Sultan Ahmed Bin Sulayem, Dubai Hükümetine ait küresel yatırım şirketi Dubai World’ün Yönetim kurulu Başkanı. Dubai World’ün de çeşitli alt yapı ve turizm yatırımları için Türkiye’yi uzun uzadıya incelediğini ifade eden Prens Ahmed Bin Sulayem, "Eğer Türkiye’ye yatırım yapmazlarsa gerçekten çok şaşırırım. Zaten Dubai World’ün Başkan Yardımcısı sık sık Türkiye’ye geliyor. Burada Türk gayrimenkul şirketleri ile sürekli görüşmeler yapıyor" dedi.
Türk tarzı Ortadoğu’yu çok kolay ele geçirirDUBAİ Prensi Ahmed Bin Sulayem, İstanbul’un kuyumculuk ve mücevher geçmişinden çok etkilendiğini ve incelediği ürünlerin tarz olarak körfez ülkeleri başta olmak üzere bütün Ortadoğu’da çok ilgi çekeceğini söyledi. Sulayem, "Dubai’ye daha çok Türk restoranları geliyor, onlar da gelsin ama kuyumculuk ve mücevherde çok büyük başarı elde edebilirsiniz. Bizim Dubai’de kurduğumuz altyapı, çok geniş bir coğrafyaya ürün satmak için fırsatlar sunuyor. Bu fırsatlarla Türk markaları buluşursa çok kazançlı çıkarsınız" dedi. 5 yıl önce kurulan DMCC’nin Türkiye’ye ve Türk firmalarına çekici görünmek konusunda hızlı davranamadığını da kabule den Prens Sulayem şöyle devam etti: "Türkler arasında da Elmas Tower’ın yanısra, Pırlanta ve Altın kuleleri ile ilgilenenler var."
425 milyon dolarlık altın ticaretimiz varDUBAİ Pırlanta Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Peter Meeus’a göre mücevher pazarı şöyle:
Dünyada toplam mücevher perakendeciliği sektörünün değeri 70 milyar doları buluyor.Bu ticaretin 16 milyar dolarlık kısmı Orta Doğu’da 1 milyar dolarlık kısmı Dubai’de gerçekleşiyor.
Türk İhracatçılar Birliği’nin verilerine göre, 2007 yılında 1.47 milyar ABD doları olan mücevher sektör ihracatı, 2008 yılında 1.5 milyar dolara ulaştı. Dubai World Group istatistiklerine göre ise, Dubai-Türkiye arasındaki altın ticareti 2008 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 49 artış gösterdi ve 425 milyon ABD dolarını buldu.
Dubai’de şu an bin 500’den fazla dükkan faaliyette. Kriz Dubai’yi de etkiledi kriz sonrası çok farklı olacakKÜRESEL ekonomik krizin Dubai’yi de ’doğal olarak’ etkilediğini söyleyen Prens Ahmed Bin Sulayem, "Dubai’de uzun süredir iş yapan ve ’iş planları genişlemiş’ firmalar daha fazla etkilendiler. Ancak Dubai’de yeni iş yapmaya başlayanlar için hiçbir problem yok. Daha oturmuş şartlarda iş alıyorlar ve her şey normal işliyor" dedi. Küresel krizden çok önce bazı kişilerin piyasada dengesizlikler olduğunu farkettiğini de söyleyen Prens Sulayem şunları söyledi: "Mesela ünlü ekonomist kriz káhini Prof. Nouriel Roubini bunlardan biri. Roubini, ABD’nin sadece tüketime yönelmesi nedeniyle problemler çıkacağını ve emlakta büyük çatlama olacağını söylüyordu. Onunla hep kavga ettiler ama o haklı çıktı. Şimdi ona ’Doktor Felaket’ diyenler yanılıyor. O gerçekçi bir doktormuş. Kriz öncesinde Dubai’nin iki büyük riski vardı. Bu riskler finansal krizden bağımsızdı. Riskler, mücevher ve emlak sektöründe aşırı spekülasyonlara gidilmiş olmasından kaynaklanıyordu."