Güncelleme Tarihi:
Arsel yarın Teşvikiye Cami’nde kılınacak öğle namazından sonra son yolculuğuna uğurlanacak. İş dünyasının en kibar temsilcilerinden biri olan Arsel’in Türkiye tarihinin izdüşümlerini taşıyan hayat hikâyesi çok renkliydi...
BİRİNCİ Dünya Savaşı, mübadele, Selanik’ten Türkiye’ye göç. Adana, Antalya, Ankara ve İstanbul gibi hayat durakları... Ve Koç Ailesi’nin ikinci kuşak temsilcisi Semahat Arsel’in eşi Dr. Nusret Arsel’in
renkli yaşamı dün sona erdi.
“Sözler unutulur, yazılar kalır, mümkün olan her bilgiyi ve belgeyi kayıt altına alın.”
Koç Grubu’nun kurucusu Vehbi Koç’un bu öğüdünü tutmasa belki de Dr. Nusret Arsel’in renkli ve mücadeleyle dolu hayatını öğrenmek imkansızdı.
İş dünyasının en kibar temsilcilerinden biri olan Arsel’in Türkiye tarihinin izdüşümlerini taşıyan hayat hikayesi 1922’de Selanik’ten geldikleri Adana’da başladı. Çocukluğunun bir bölümü Mersin’de, bir bölümü de Antalya’da geçti. Babasının şirketi ekonomik krizden etkilenince Ankara’ya göç ettiler.
Babası Mehmet Arsel’in Koç Ticaret’te iş bulmasıyla, Vehbi Koç hayatlarına daha on yaşındayken girdi. Para kazanmak için gizli gizli gazete sattığını öğrenen babasının isteğiyle Ulus’taki merkeze gidip gelmeye başladı.
Türkiye’de önemli isimler yetiştiren Gazi Lisesi’nden sonra Ankara Hukuk Fakültesi’nde okuyan Arsel’in doktorasını yapmak için Paris Sorbonne Üniversitesi’ne gidişi ise gerçek bir mücadele ve başarı basamağı oldu hayatında.
ÇALIŞMA BAKANLIĞI’NDAN
Döndükten sonra Çalışma Bakanlığı’nda çalışmak isteyen ancak reddedildiği gün aynı zamanda talihinin döndüğü gün olan Arsel, kitabında bu olayı şöyle anlatıyor:
“Ankara’da bakanlıklardan üzüntüyle ayrıldım. Büyük bir karamsarlıkla Kızılay’a doğru yürürken uzaktan “Nusret” diye bağıran bir ses geldi. Ses siyah renkli bir arabadan geliyordu. El sallayan şahıs Vehbi Bey’di. Arabayı kendisi kullanıyordu. Nusret ne bu hal gemilerin mi battı, dedi. Olayı anlattım. Beni şirkete davet etti. Bende 500 lira aylıkla işe başlayacaksın dedi. 1953 yılının mart ayında işe başladım.”
Genel Müdür Yardımcısı olarak başladığı Koç Ticaret’in giderek hızlanan yatırımlarında rol alan Arsel, Siemens’in kuruluş çalışmalarına da katıldı.
SEMAHAT HANIM’LA EVLİLİK
Arsel, patronu Vehbi Koç’un kayınpederi olma hikayesini ise Müjdat Metiner ve Şaziye Karlıklı’nın yayına hazırladığı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Ana Duası adlı kitabında ilginç anekdotlarla anlatıyor:
“Bir gün Bernar Nahum odama geldi. İki yıldır bizlerlesin herkes senden memnun. Artık evlenme zamanın geldi. Ve ağzından hiç tahmin etmediğim şu cümle çıktı:
‘Sana Vehbi Koç’un kızı Semahat’i en uygun namzet görüyorum.’
Bu şaşırtıcı talebe böyle bir ailenin kızını geçindiremeyeceği için önce karşı çıktığını anlatıyor Arsel. Ancak zaman içinde birbirlerini tanıyor ve 5 Ocak 1956’da Divan Oteli’nin de açıldığı gün Müzeyyen Senar’ın şarkılarıyla dünya evine giriyordu.
Sosyal hayata, eğitime önem Arsel, TEV ve Lions’un kurucuları arasında yer aldı. Paris Uluslararası Ticaret Odası Enerji Komisyonu’nda Türkiye’yi 15 yıl temsil etti. Enerji ve enerji tasarrufu konula-rında çalışmalarıyla tanınan Arsel, Türk tarımının gelişmesi konusundaki araştırmaları ve makaleleri ile de tanınır. 1982 yılından yaşamının son günlerine kadar da Malezya Fahri Başkonsolosluğu görevini sürdürdü. Siemens Türkiye’nin uzun yıllar yöneticiliğini yapan Arsel’in çalışma yaşamındaki en büyük üzüntüsü ise Koç’un Siemens’ten ayrılmasıydı.
Çocukluk yaşlarından beri iyi bir klasik müzik dinleyicisi olan Nusret Arsel’in ünlü ressam Rasin’in teşvikiyle başladığı ve 25 yıl boyunca sessiz sedasız yarattığı resimleri Çizgilerimdeki Çizgilerim adlı kitabında toplanmıştı.
‘TARİHİ YAŞADIM’
Arsel 55 yıllık hayat arkadaşı “Semoşu” ile güzel bir hayat geçirdiğini 90 yaşındayken yazdığı kitabında vurgularken, “Böyle uzun bir hayatı Tanrı’nın armağanı olarak kabul ediyorum. Gençlerin tarih kitaplarından okuduklarını ben bizzat yaşadım” diyordu. Onu seven dostları da Pazartesi günü Teşvikiye Camii’nde öğle namazında son yolculuğuna uğurlarken aynı fikirde
olacak...
OSMAN BOYNER
Gerçek bir vizyoner, tam bir beyefendiydi. Türkiye sanayicilerine ilham kaynağı olmuştur. Dürüstlüğü rasyonel düşünmeye ve bilime verdiği önem Türkiye sanayicisine hep örnek oldu. Büyük kayıp ama ne mutlu ki aldığından çok fazlasını bıraktı Türkiye’ye.
FEYYAZ BERKER
Mersin’den çocukluk arkadaşımdı. Çok eskiye dayanan bir dostluğumuz vardı. Şakalaşırdık hep. Vizyoner bir işadamıydı. Çok üzüldüm.
MEHMET ŞUHUBİ
1975’e kadar dayanan bir dostluğumuz var. İstanbul Sanayi Odası, TÜSİAD’ta çalıştık. İlkeli, bu ilkelerine karşı çok dikkatli, derin eğitimi olan bir insandı. İnsanlarla ilişkilerinde saygılı, değer kazandıran bir arkadaştı. Çok değişik projeleri olurdu. İyilikseverdi.
Kayınbabadan kalma öğütler
Arsel’in hayatında eğitim, sanat ve müzik çok önemli bir yere sahipti. Heykel ve resim yapan Arsel, hayatının 25 yılını da resme adamıştı. Vehbi Koç’a ilişkin tek eleştirel görüşü de bu noktadaydı. “Vehbi Bey iyi bir işadamıydı ancak sanat tarafı zayıftı. Oysa Sadberk Hanım sanata düşkündü.” Ama Vehbi Bey’in şu öğütlerini de tutardı:
Hayat tecrübem bana güven kazanmanın hayatta en önemli konu olduğunu gösterdi. Güven ka-zanmak zor, zaman ister. Kaybetmek ise saniyelik iştir.
Gençler yüksek okulunu seçerken mesleğine karar verirken eşini seçerken hissi davranmayıp mantıklarını kullanmalı.
Randevularınıza geç kalmak lerine 10 dakika önce gidin.
Görüşeceğiniz konuları ana hatlarını önem sırasına göre bir kağıda not edin.
Hakkınız olan yıllık tatilinizi zamanında ve tam olarak kullanın.