OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 20, 2001 00:00
Sanayici ile bankalar arasındaki yeni
kredi alımındaki sorunlar sürüyor. Sanayici ‘‘Bankalar artık
döviz zengini bunu bizlere kullandırsın’’ derken, likit kalma korkusunu yenemeyen bankacılar, dövizini yurtdışındaki bankalarda yüzde 2-2.5 faizle tutmayı tercih ediyor. Bu dönemde sınırlı sayıda şirkete kredi verilirken, onlarda da döviz kazanma şartı aranıyor.Eylül ayı itibariyle bankalardaki döviz tevdiat hesaplarının (DTH) 45 milyar dolara yaklaşması, buna karşın kullandırılan kredilerin sınırlı kalması sanayicinin bankalara ilişkin şikayetlerini artırıyor. Yaşanan krizlerle birlikte araları açılan üretici ve mali kesim, devletin de bir ayağını oluşturduğu İstanbul Yaklaşımı ile birbirine yakınlaşmış gibi görünüyor. Ancak İstanbul Yaklaşımı ile bulunacak formülün sadece daha önce alınan krediler konusundaki sorunlara çözüm bulacak olması, yeni kredi arayışındaki sanayicinin sıkıntılarını çözmeyi yetmiyor. Mevcut işlerini sürdürebilmek, krizden çıkabilmek için krediye ihtiyaç duyan sanayiciler ise, döviz zengini bankaların bunu yaygın bir şekilde kredi olarak kullanmasını öneriyor. Ancak bankacılar mevcut koşullarda buna sıcak bakmıyor.Bu dönemde özellikle dövizden yana likidite oranları yüksek olmasına karşın bankalar, temkinli davranarak ihracat ve turizm gibi kazancını döviz olarak elde edilen işletmelere döviz kredisi kullandırmayı tercih ediyor. Bankacılar sınırlı sayıdaki şirkete verdikleri bu kredilerde de birçok kritere uygunluk arıyor. Bunun dışında bankaların tercih ettiği bir diğer yöntem ise, bu dövizlerin bir bölümünü yurtdışındaki bankalara yatırmak. Döviz kredilerinde yüzde 9 ile yüzde 16 civarında faiz uygulayan bankalar, yurtdışında tuttukları ve 6 milyar
dolar civarında olduÄŸu söylenen döviz için ise yüzde 2-2.5 civarında faiz alıyor. Ä°ÅŸte bu noktada sanayicilerin ÅŸikayetleri baÅŸlıyor. Çünkü bu kredide aranan ÅŸartlar nedeniyle her sanayicinin yararlanması mümkün olmuyor.Döviz kredisi dışında bir diÄŸer yöntem, dövize endeksli kredi kullandırılması. Ancak, kredi dövize endekslendiÄŸi zaman, kur artışı ve faiz üzerinden toplam miktara fon ve gider vergisi ekleniyor. Bunun da büyük maliyeti oluyor. Bankalar bu kredilerde 94 krizinden bu yana temkinli davranırken, maliyeti nedeniyle müşteriler de pek talep etmiyor. Yani, mevcut ÅŸartlarda dövize endeksli krediler iÅŸlevselliÄŸini yitirmiÅŸ durumda.Gücü yeten, kredibilitesi olan bazı firmalar yurtdışından sendikasyon kredisi bularak yeni kredi ihtiyacını giderebiliyor. Ancak Türkiye'de bunu yapabilecek ÅŸirket sayısı da çok az. Geriye bankaların aldığı sendikasyon kredilerinden yararlanmak kalıyor. Ancak bankalar burada da firmaların, öz kaynaklarının düzeyi, alacaklarının kalitesi, nakit akışı, stok riski, kredinin kullanım alanı, teminat gibi bir dizi kritere önceki dönemlerden çok daha dikkatli bir biçimde bakıyor. Ãœstelik Libor artı 0.60 ile yüzde 1 arasındaki faiz oranlarıyla alınan bu sendikasyonlar, bankadan kredi onayı almayı baÅŸarmış sanayiciye ağır bir faiz maliyeti yüklüyor. Çünkü bu sendikasyonlar, kredi olarak kullanılırken KKDF gibi yasal yükümlülüklerin, banka maliyetlerinin hesaba katılmasıyla döviz kredisinden bir kaç puan daha yukarda kullandırılıyor. Burada faizler yüzde 18'i, 21'i bulabiliyor. Bu noktada sanayici, bankacılardan elindeki dövizi maliyeti bu kadar artırmadan, daha yaygın bir ÅŸekilde kullanılmalarını talep ediyor. KORKU LÄ°KÄ°DÄ°TE SIKINTISIBankacılar ise tercih hakkını, kaynaklarını sınırlı sayıdaki ihracatçı firmaya döviz kredisi vermekten yana kullanıyor. Çünkü içinde bulunulan dönemde hiçbir banka risk üstlenmek istemiyor. Bankacılar: Bu iÅŸ çok zorPamukbank Genel Müdürü Orhan EmirdaÄŸ: Bankacılık sisteminin döviz likiditesi, eskisiyle kıyaslandığında daha iyi durumda tabi. Ama bunların bir kısmı, yakında transferi olan ithalatçı müşterilerimizin kur artışlarından etkilenmemek için paralarını önceden ayırdığı dövizler. Dolayısıyla bunların yakın gelecekte kullanılma oranı yüksek. Aslında bankaların DTH'ları artmış görünse de, diyelim ki 3 milyar dolar DTH'nız var, bununla ilgili olarak 200 milyon dolarlık muhabir ÅŸubenizde serbest kullanılabilir bakiye varsa bu çok yüksek bir rakam deÄŸil. Bu rakamlar biraz daha yüksekti, ama son bir iki ihalede açıkçası bankalar gidip kamudan kağıt aldı ve rakam bir miktar azaldı. Bankacılık sektörü de iki krizden sonra eskisine göre daha fazla likit kalmayı tercih ediyor. Bankalara gelen döviz çok gibi gözüküyor, ama bunun bir nedeni de TL mevduatın çok yavaÅŸ büyümesi. Mevduatın yapısı deÄŸiÅŸiyor. Çözüm Türkiye'nin kaynaklarını rehabilite etmesi. Gerek yurtiçinde gerek yurtdışında Türk halkanın büyük kaynakları var. Güven ortamında bu kaynakların özellikle bankacılık kesimine akışının saÄŸlanması lazım. Hepimiz için doÄŸrusu bu.Dışbank Murahhas Azası Tayfun Bayazıt: Åžimdiki ÅŸartlarda bankaların ellerindeki dövizi TL kredi vermeleri için pozisyon açığı almaları lazım. Åžu andaki kurallar ve konjonktür bankaları pozisyon açmaları konusunda çok iÅŸtahlı davranmaya itmiyor. Ancak TL pasif yaratılabilidiÄŸi zaman mali sektör sanayiciye bir ölçüde kredi verebilir. Åžu aÅŸamada bu da mümkün deÄŸil. Bu dönemde bankalar ancak döviz kredilerine ağırlık verebilecektir. Onun da ÅŸartı firmaların daha çok ihracata, döviz kazandırıcı iÅŸlemlere ağırlık vermesi. Elbette bankaların dövizini yurtdışında tutmasından döviz kredisi olarak vermesi bankalar için de daha iyi bir getiri saÄŸlar. Ama döviz kredisi verilecek ÅŸirketlerin yapısı da çok önemli.Abank Genel Müdürü Alev Göçmez: Döviz kredilerinin döviz getirisi olmayan sanayiciye kullandırılmasında iki önemli risk var, bunlar da kur ve likidite riski. EÄŸer bir döviz girdisi yoksa sanayici kur riski yaÅŸayacak demektir. BelirsizliÄŸin yaÅŸandığı bir dönemde bu kur riskini bankacı müşterisinin almasını istemiyor. Bu krediyi kullardırması demek banka için kredi riski demek onu da istemiyor bankalar. Tamam 'bankacıların kulaklarından döviz fışkırıyor' deniliyor ama döviz mevduatının vadesi en fazla bir ay. Herhangi bir panik halinde müşteri gelip 'faizden vazgeçtim paramı ver' diyor. O zaman bir bankacıdan 20 günlük ortalama vadesi olan bir döviz mevduatıyla 6 aylık bir yıllık vadeyle döviz kredisi vermesi beklenemez.Turkish Bank TuÄŸrul Belli: Bankaların döviz yükümlülükleri varsa, döviz mevduatı, döviz sendikasyonu varsa bunu TL kredi olarak kullandıramaz. Çünkü, bu sefer gene bir açık pozisyona girmiÅŸ olurlar, bu sefer de TL kısa kalmış olacaklar. Bu da bir risk, böyle bir ÅŸey olamaz. Eskiden döviz kazanmasa da sanayiciye döviz kredisi kullandırıldı. Aynı hatayı bankalar bir kez daha yapmaz. Döviz geliri olmayan sanayiciye döviz kredisi vermek de o sanayiciyi açık pozisyona sokmak demektir. Bu dönemde bankacıların elindeki dövizi döviz getirisi olmayan sanayiciye kredi vermesi mümkün deÄŸil, hele uzun vadeli olarak kullandırması hiç mümkün deÄŸil.Döviz kredisi nasıl veriliyor?Öncelikle döviz kredileri, tanımı gereÄŸi ‘‘İhracat, ihracat sayılan satış ve teslimler, döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyette bulunan firmalara’’ kullandırılıyor. Bu kredilerin en büyük avantajı fon ve gider masraflarının olmayışı. Ä°hracatın sevk periyoduna baÄŸlı olarak kullandırılan bu krediler bu dönemde en çok 5-6 ay olarak vadelendiriliyor ve ödemeler dövizle yapılıyor. Ancak sadece ihracat yapmak bu krediden yararlanılmasını mümkün kılmıyor, bankalar bu konuda çok seçici davranıyor. Döviz getirisi olan firmalar dışında, bu kredinin yatırım tevÅŸik belgesi kapsamında verilmesi de mümkün. Ancak yatırım kredilerinde vadenin 3-5 yıl tutulması gerekiyor. Böyle bir dönemde, sanayiciye bu kadar uzun vadeli bir kredi verilmesi neredeyse imkansız.Ayrıca yurtdışında ÅŸubesi olan ya da off-shore bankası bulunan bankalar, vadesi bir yıldan az olmamak ÅŸartıyla döviz kredisi verebiliyor. Bunlar da yasal yükümlülüklerden muaf oluyor ancak bankacılık sisteminde fonlama yapısının çok kısa vadeli olması nedeniyle bu tür kredilerde yoÄŸunlaÅŸma da pek arzulanan bir durum deÄŸil.Döviz ipoteÄŸinin önü açılıyorMevcut sistemde, bankalar kredi verirken ancak TL bazında ipotek alabiliyor. Ancak, kriz ortamında müşterilerin bankaya verdiÄŸi teminatlar da eriyor. ASO (Ankara Sanayi Odası BaÅŸkanı) Zafer ÇaÄŸlayan, bankadan döviz kredisi kullanabilme imkanı yakalayan firmalardan kullandığı kredinin 5-6 katı fazla ipotek alındığına dikkat çekerek, ‘‘Çünkü kimse bu iÅŸin nereye varacağını bilmiyor’’ dedi. Ä°stanbul Yaklaşımı ile, bu soruna da çözüm bulunacak. Yapılacak yasal düzenlemelerden biri de bu olacak ve kredilerde döviz ipoteÄŸine imkan saÄŸlanacak.Â
button