Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2005 00:00
HAFTA içinde, Milli Eğitim Bakanı eğitimde vergilerin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı da akaryakıttaki ÖTV’nin aşağı çekilmesi gerektiğini belirterek, bunun eğitime ve ekonomiye, olumlu katkısı olacağını açıkladılar.Daha önce de Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de vergi oranlarının yüksek olduğunu, bunun da sigara, alkollü içki ve akaryakıt kaçağını teşvik ettiğini açıklamıştı. Maliye Bakanı ise bu isteklere, ‘Bakan arkadaşlarım, zaman zaman bazı vergilerin indirilmesini talep ederler ama hükümetimizin bir mali politikası var’ diyerek, karşı çıkıyor.Şu anda, aynı hükümetin, üstelik koalisyon hükümetini oluşturan ayrı partilerin değil, aynı siyasi partinin, hükümetteki dört bakanı, vergi indirimi konusunda, Maliye Bakanı ile çelişkiye düşmüş durumdalar.EĞİTİMBundan dört yıl kadar önce, ‘İndirin KDV’yi, canlansın ekonomi’ diye bir kampanya başlatmıştım. Bu öneri kamuoyunca da desteklenmiş ve beyaz eşya ile otomobilde, üç aylık süre için ‘KDV İndirimi’ yoluna gidilmişti. Sonuçta, otomobilde yüzde 200, beyaz eşyada da yüzde 89 talep artışı olmuştu. Burada, Başbakan’ın deyimiyle, ‘sürümden kazanılmış’, vergi gelirleri hem KDV hem de geçici vergi, gelir vergisi ve kurumlar vergisi olarak artmıştı.Maliye Bakanı, dershanelerde daha önce yüzde 18’den yüzde 8’e inen KDV’yi kastederek ‘Vergiler inince fiyatlar indi mi? Dershanelerin fiyatları kaç lira fark etti?’ diye soruyor. Burada verilen mesaj belli; ‘KDV yüzde 18’den 8’e indi ama aradaki 10 puan, dershane işletenlerin cebine gitti’ deniliyor.Bildiğimiz kadarıyla, KDV indirimi, dershanelerin fiyatlarına indirim olarak yansımıştı ama onların avukatı değiliz, bir açıklama yapıp dershaneler kendilerini savunsunlar.Ancak, ortada şöyle bir gerçek var; bir malın ya da hizmetin bedelinin içinde, yüzde 18 KDV varsa ve KDV oranı da 10 puan inmişse, o indirimin, fiyata aynen yansıması gerekir. Devletin gücü ve kamuoyu baskısı bunu sağlar. Vatandaş uyarılır, sonuçta hedefe varılır.Salı günü Hürriyet’te yazdık. Eğitime yönelik çok sayıda ‘vergi avantajı’ var. Bu avantajların, eğitime olumlu katkıları oluyor. Milli Eğitim Bakanı da özel okullara yönelik ‘vergi indirimi’ ya da ‘vergi istisnası’ şeklindeki avantajlar ve diğer ilave avantajlarla, eğitimin kalitesini artıracak ve ülkeye yaklaşık 400 milyon YTL (400 trilyon lira) kazandıracak bir model hazırlamış. Okulların açılmak üzere olduğu şu günlerde, bu projeyi reddetme yerine, değerlendirip tartışmakta yarar var. AKARYAKITDünyada, akaryakıtın en pahalı satıldığı ülkenin Türkiye olduğunu daha önce yazmıştık. Akaryakıt fiyatının, yaklaşık dörtte üçü vergiden oluşuyor. Yılbaşından bu yana, akaryakıta yüzde 50‘ye varan zam geldi. Akaryakıt zammı, iğneden ipliğe her şeye yansıyor. Okullar açılıyor, akaryakıt zammı gerekçesiyle, servis ücretlerine yüzde 20’ye yakın zam yapıldı. Yakında taksi ve dolmuş ücretlerine de zam gelecek. Zamlar, zincirleme devam edecek.Dünkü Hürriyet’te okudunuz. Yalnızca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı değil, ihracatçılar da ‘enerjinin vergisi düşsün’ diyorlar. Gerekçe belli; Türkiye’de 2 yılda 17 kez ‘enerji zammı’ yapıldı. Avrupa’da enerji fiyatları düşüyor, Türkiye’de ise yükseliyor. Üretim girdilerinin özellikle enerjinin fiyatı çok yüksek. Mal ve hizmet üretimi açısından ciddi ekonomik sorunlar var. Üretime bağlı büyüme sağlanamadığı sürece, bu sorunlar devam edecek.Özetle, vergiler ekonominin önünü tıkamamalı. Vergi artışları, kayıtdışılığı yaygınlaştırıyor. Hükümetin üç bakanı ‘vergi oranları indirilsin’ diyor. ‘Olmaz böyle şey’ diye karşı çıkmak yerine, bu konular ve sorunlar ciddi anlamda tartışılmalı...
button