Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, enflasyon hedefine ulaşılamamasının en önemli sebebinin ziraat fiyatları olduğunu dile getirerek, “Enflasyon rakamları geldiğinde, domates biber denilmesi benim ağrıma gidiyor. Domatesten, biberden dolayı enflasyonda olumsuz etkilenmemiz gerek. Bunu rahatlıkla aşmamız gerek, bu topraklar bu kadar bereketli olacak enflasyonda hâlâ domates biber fiyatından dolayı sıkıntı yaşacağız. Olmaz bunu aşacağız” diye konuştu.
Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde “Milli Tarım Projesi” toplantısına çiftçilerle bir araya geldi. Salonun yetersiz kalması nedeniyle dışarıda kalan çiftçilerin de megavizyon ekranlardan takip ettiği toplantıda Başbakan Binali Yıldırım da projenin detaylarını anlattı.
İTHALAT KABUL EDİLEMEZ
Erdoğan, Aşık Veysel’in dizeleriyle başladığı toplantıda yeni Milli Tarım Projesi’nin her türlü takdiri ve desteği hak ettiğini belirterek, Anadolu’nun en kadim tarım ve hayvancılık coğrafyası olmasına rağmen her iki konuda da olmamız gereken yerin epeyce uzağında olduğumuzu kaydetti. Erdoğan, “Topraklarımız var ama doğru planlama yaparak yeterli teknik destek sağlayarak hakkıyla değerlendiremiyoruz. Meralarımız var ama et fiyatları almış başını gidiyor. İhtiyacımızı karşılayabilmek için ithalat yapmak zorunda kalıyoruz. Bu kabul edilebilir manzara değildir” dedi.
Azotlu gübreyle toprakların mahvedildiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Topraklarımız suyla buluştuğu zaman çamur olup akıp gidiyor. Doğallıktan uzak, tüm hastalıkların temelinde de o gübreleme yatıyor. Bu reformla birlikte bana göre biz doğal gübreye dönmek durumundayız. Doğal gübreye dönerken de yapmamız gereken işlerin başında çöp atıkları diyoruz ya bunları biz gübreye çevirmek suretiyle rahatlıkla kullanabiliriz. Kimyevi azotun tehdidinden tüm tarımsal gıdalarımızı kurtarabiliriz. Bunun üzerinde çalışmamızda büyük fayda var diye. Sadece 30 büyükşehir belediyesi bu konularla ilgili adımını atsa büyük menfaat elde ederiz.”
“Bölgesini doyuruyor olması gereken Türkiye’nin, gıda ve et ithalatı yapması ortada bir sorun olduğunun ifadesi” diyen Erdoğan, plansız programsız iş yapılması nedeniyle sık sık karşılaşılan arz açık ve fazlası sıkıntısının yeni projeyle geride bırakılacağını söyledi. Domates ve biberden dolayı enflasyon yaşanmasının ağırına gittiğini belirten Erdoğan, “Ve bizim sebzede çeşitlerimizin çok artması lazım. 19 sebze çeşidi nedir ya?
Meyve ve peynir çeşitlerimizi de artıracağız” dedi.
BEN DE BİR ÇOBANIM
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, böyle teşvikler olduğuna göre bundan sonra çalışmak kaldığına dikkat çekerek, “Teşvik ederek ülkemizdeki hak ettikleri konuma getirmeliyiz. Çobanlık deyip hafife almayın çobanlığın felsefesini anlamayan onun psikolojisini anlamayan insan yönetemez ben de bir çobanım. Sevgililer sevgilisi hadisi şerifte böyle bulunuyor: Hepiniz çobansınız hepiniz güttüklerinizden mesulsünüz. Mesele bu, bunu anlayan anlar anlamayan anlamaz. Anlamayanların geldiği durum belli zaten, biz işimize bakalım. Tohum toprağa düşmeden can bulmaz. Toprağa düşen tohumdan kaliteli ürün istiyorsanız gübresinden suyuna kadar tüm ihtiyaçlarını karşılamalısınız. Aynı süreç milletlerin hayatlarında da geçerli. Dostluk kardeşlik tohumlarının canlılığını sürdürmek için biraz gübreye biraz emeğe, yeniden yeşertilmesine ihtiyaç vardır” dedi.
MİLLİ TARIM PROJESİ NEDİR?
BAŞBAKAN Binali Yıldırım’ın 14 Ekim’de İzmir Ödemiş’te açıkladığı proje havza bazlı üretim ile hayvancılıkta yerli üretimi destekleme modelini içeriyor. Havza bazlı üretime dayalı destekleme modeli ile çiftçiler neyi, nerede ekerse ne kadar destek alacağını önceden bilecek. Türkiye’deki 941 havzanın ürün deseni çıkarılırken, stratejik açıdan önem arz eden 19 ürünün daha verimli ve ekonomik olarak hangi havzalarda destekleneceği de belirlendi. Destekleme başvurularında bürokratik işler azaltılacak, çiftçiler yılda bir kez destek başvurusu yapacak ve destekler nisan-mayıs ile eylül-ekim olmak üzere iki dönemde ödenecek. Gübrede yüzde 18 olan KDV’yi kaldıran hükümet, proje çerçevesinde çiftçinin mazot maliyetinin de yarısını karşılayacak. 25 şehirde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri oluşturulacakken, 31 şehirde en az 500 baş damızlık gebe düve üretim merkezleri, 22 ilde de en az 500 baş kapasiteli damızlık koç-teke üretim merkezleri hayata geçirilecek.
BUĞDAYLA KOYUN GERİSİ OYUN
BAŞBAKAN Binali Yıldırım da Milli Tarım Projesi ile en önemli gelişmenin mazotta yaşandığını hatırlatarak, “Deponuzun yarısı bizden yarısı sizden” dedi. Et ithal ederek hayvancılığı sürdürülebilir hale getiremeyeceğimizi kaydeden Yıldırım, “Mutlaka ve mutlaka damızlık hayvancılığını teşvik etmeliyiz. Tarım alanlarımızın korunması için 184 ovamızı koruma altına alıyoruz. Şehirleşmede görüyoruz tarım arazilerinde yüksek yüksek beton binalar yükseliyor ve ülkemizin bereketli toprakları beton yığınına dönüşüyor. Biz millet olarak gıdada bir geleneğimiz var, buğdayla koyun gerisi oyun. Bizim beslenme geleneğimizde bu var. Tahıl ve et bizim için stratejik iki üründür bunlar her yerde desteklenecek” dedi.