Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2013 10:14
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, doların yükselişinden konut yapımcılarının fazla bir zarar göreceğini düşünmediğini belirterek, "Sıcak paradaki panik, uzun vadeli yatırım aracı olan gayrimenkulde yaşanmaz" dedi.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) geçen ay parasal genişlemede yavaşlama sinyali vermesinin Türkiye'de konut sektörüne
yansımalarını değerlendiren Durbakayım, Fed'in uluslararası piyasalardan tahvil alımına kademeli olarak son verileceğine yönelik açıklamalarının yarattığı finansal depremin, Türk ekonomisinin üretim hanesine henüz tam olarak yansımadığını söyledi.
Durbakayım, Fed' in kararının şimdilik sıcak paranın mesken tuttuğu ve hareket kabiliyetinin yüksek olduğu borsa, faiz,
altın,
döviz gibi yatırım araçlarında etkisini gösterdiğini vurgulayarak, küresel piyasalardaki çöküşle birlikte doların değer artışı, özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerinde kısa vadeli paniğe yol açtığını kaydetti.
Küresel piyasalardaki doların değer artışından en fazla Amerikan ekonomisinin etkileneceğini ifade eden Durbakayım, şöyle konuştu:
"Doların yükselmeye devam etmesi, ithalata dayalı ABD ekonomisinin orta vadede resesyona gireceğinin en büyük göstergesidir. Buna bağlı olarak artacak işsizlik, tüketim alışkanlığındaki ABD halkının alım gücündeki azalma ve bunlara bağlı olarak yaşanma ihtimali yüksek mali kaos gibi yüksek olasılıklar Fed'in arzu ettiği son çıkarımlardır. Kısaca Fed'in kendi bindiği dalı kesmek gibi bir niyetinin olmadığını düşünüyorum. Fed'in tahvil alımlarını bu yıl bitmeden azaltmaya başlayıp, 2014 ortasında sonlandırabileceğine ilişkin açıklamalarının Türkiye ekonomisindeki yarattığı tahribat ise ortada.
Dolar tarihi zirvesine çıktı, borsa ve altın dip yaptı. Faizler ise tırmanma eğiliminde."
"Konut faizleri son yılların en uygun seviyesinde"Durbakayım, sıcak para kaynağı olan yatırım araçlarındaki tepkilerin oldukça normal ve geçici olduğuna dikkati çekerek, "Fed'in kararından Türkiye'nin bir bakıma avantajlı çıkacağını söylemek de mümkün. IMF ile göbek bağını kesen Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olan cari açığın yurtdışında alınan bir kararla gerilemesi ekonomi yönetimimizi hem şaşırtır hem de sevindirir. Son iki yıldır cari açığı azaltmak için lüks tüketime gem vurmaya çalışan hükümet, Fed'in aldığı karar yardımıyla bunu artık daha kolay yapabilir. Bu noktada dolara endeksli ürünlerin tüketimindeki azalma ile serbest kalacak paranın güvenli liman arayışına odaklanmak gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Konut yapımcılarının doların yükselişinden fazla bir zarar göreceğini düşünmediğine vurgu yapan Durbakayım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun iki temel sebebi var. Konutlar 2005'ten bu yana yüzde 95 oranında lira bazlı olarak satılıyor. Butik birkaç proje hariç, konut alıcıları dövizdeki hareketliliğe pek aldırış etmiyor. Diğer taraftan konut üretimi de yüzde 100 dolara endeksli değil. Günümüzdeki projelerde kullanılan malzemelerin en az yüzde 90'ı yerli üretim. Bu açıdan bakıldığında da dövizdeki yükseliş konut alıcılarını pek etkilemiyor. Yani sıcak paradaki panik, uzun vadeli yatırım aracı olan gayrimenkulde yaşanmaz. Dövizdeki yükselişin, sadece bir açıdan konut sektörüne zararı olur. O da enerji maliyetleri bir miktar artar. Bu oran da konut fiyatlarını yükseltecek kadar değildir. Alternatif yatırım araçları içinde konut üreticilerini en çok ilgilendiren faizlerdir. Konut faizleri son yılların en uygun seviyesinde. Eğer ekonomideki bu durum böyle giderse, yani faiz oranları tekrar yükselirse konut almayı erteleyenler treni kaçırmış olur."
Durbakayım, bu noktada Türkiye ekonomisinin dinamosu olan üretim sektörüne odaklanılması gerektiğini ifade derek, başta inşaat olmak üzere ithal girdisi düşük imalat sektöründeki faaliyet alanlarının önü açılacağını, Türk ekonomisindeki ihracat-ithalat dengesini gösteren dış ticaret açığının ihracat yönünde ağırlık kazanacağını söyledi.
Üretim sektöründeki bu gelişmelerin sıcak paranın bir kısmının doğrudan yatırım olarak, daha stabil ve kalıcı bir şekilde ekonomiye dönmesi anlamına geleceğini anlatan Durbakayım, Fed'in açıklamasının son cümlesi iyi okunursa, bu durumun geçici olduğu ve tahvil alımlarının tamamen durdurulmayacağının anlaşıldığını kaydetti.