Güncelleme Tarihi:
Son 10 günde dolar karşısında avro yüzde 5, yen ile sterlin ise yüzde 3 değer kaybederken, buna bağlı olarak dolar endeksi yaklaşık yüzde 3 yükseldi. Dolar karşısında son bir aylık süreçte en fazla değer kaybeden para birimi Brezilya Real'i olurken, Türk Lirası yüzde 2,8 primle gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en iyi performansı gösterdi.
Bir aylık süreçte dolara karşı Brezilya Reali yüzde 5,6, Tayland Baht'ı yüzde 3,5 ve Kolombiya Pezo'su yüzde 3,3 erirken, Türk Lirası'nın ardından Kuzey Afrika Randı (yüzde 0,7) ve Rus Rublesi (yüzde 0,6) dolar karşısında pozitif performans gösteren ilk 3 para birimi arasına girdi.
Son haftalarda Fed'in faiz artışını öteleyeceği şüpheleriyle gevşeyen dolar, özellikle Fed Başkanı Janet Yellen'ın bu yıl sonuna kadar faiz artışına gitmeyi planladıklarını net bir şekilde belirtmesiyle yeniden yükselişe geçti. Yellen, "Eğer, ekonomi beklediğim gibi iyileşmeye devam ederse, ilk faiz artışı için bu yıl içinde harekete geçmenin ve parasal normalleşmeye başlamanın uygun olacağını düşünüyorum" açıklamasını yapmıştı.
Analistler, gelişmekte olan ekonomilerin durgunlukla boğuşurken, Fed'in yıllar sonra faiz artışına hazırlanmasının dolardaki rallinin en önemli sebebi olduğunu ifade ediyor. Son dönemde yabancı yatırımcıların Türkiye'ye ilişkin risk algısının azaldığını dile getiren analistler, bunun TL varlıklara olan ilgiyi artırdığını ve özellikle dolar/TL'de pozitif ayrışmayı öne çıkardığını kaydediyor.
Saxo Capital Uluslararası Piyasalar Müdürü Özgür Hatipoğlu, son günlerde dolar/TL'deki hareketin neredeyse birebir isabetle dolar endeksindeki harekete benzediğini belirterek, "Ortada doların zayıflamasını gerektirecek herhangi bir faktör yok" dedi.
Hatipoğlu, dolar/TL'nin yukarı hareket yaptığı seviyelerin, destek oluşturduğunu aktararak, "Geçen hafta Fed'in biraz daha kafaları karıştıracak şekilde 'faiz artıracağız ama o kadar da büyük olmayacak' ifadeleriyle dolar pozitif bir hava estirmeye devam ediyor. Dolar/TL'nin seçim öncesinde çok da fazla yukarı gideceğini zannetmiyorum" dedi.
Geçen son 3 seçim döneminde, seçimlerden önce dolar/TL'de gerileme hareketi olduğunu anımsatan Hatipoğlu, seçimden sonra ise bu hareketlerin hepsinin tersine döndüğünü ve bu seferde öyle olmaması için bir sebep görmediğini söyledi.
"Dolayısıyla dolar/TL'deki ana yönde yukarı risklerin daha fazla olduğunu göstermekle beraber, şu anda belirli seviyelerden tekrar dolar satmaya bakılabilir" diyen Hatipoğlu, seçimin dolar/TL'de satışa neden olacak bir etki olduğunu dile getirdi.
ABD'DEN GELEN VERİLER ETKİLEYECEK
Özgür Hatipoğlu, şu anki yükselişin gelişmekte olan piyasalarla sınırlandırılmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Tüm para birimlerinin dolara karşı değer kaybı var. Sebebi; doların bütün dünya para birimlerine karşı değer kazanması. Dolayısıyla dolar endeksinin güçlenmesinden kaynaklı. Bu demektir ki piyasada şu an dolarizasyon var. Bunun da çok uzun süreceğini, dolar/TL'yi 2,70'lere sürükleyecek bir hareket olduğunu zannetmiyorum. Dolar/TL seçimin etkisiyle zayıfladı, şu anda ise dolar endeksi etkisiyle yükseliyor. Bu da çok uzun süreli kalmayabilir. Fed'in faiz artırımının gerçekleşeceği belli olduğu zaman buna ilk tepki olarak dolar/TL'de ciddi anlamda bir yukarı sıçrama olacaktır. Benim asıl korkum seçimlerden sonra dolar/TL'de risk fiyatlamasının tekrar gündeme gelip, kurun 2,70'lerin de üzerine çıkması olur. Ortada doların zayıflamasını gerektirecek herhangi bir faktör yok. Dolayısıyla yılın kalanında özellikle ABD'den gelecek haberler doğrultusunda dolardaki seyir kendini gösterecektir."
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan ise "Fed Başkan Yardımcısı Fischer, faiz artırımının ultra gevşek bir para politikasından çok gevşek para politikasına geçilmesi anlamına geldiğini belirtti. Aslında bence bu kritik bir cümle" dedi.
Manukyan, Fed'in, enflasyon tehlikesi veya çok hızlanan ekonomi nedeniyle değil; yüzde 0 faiz, 4 trilyonluk bilanço, yüzde 1,8 çekirdek enflasyon ve yüzde 5,4 işsizlik oranından çok daha kötü bir ekonomik duruma uygun konumlanmada olduğu için faiz artıracağına dikkati çekti.
ABD'de para politikasının gevşek kalmaya devam edeceğini aktaran Manukyan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ancak bunun için halen ücret kaleminde artış görmemiz gerekiyor ki ben göreceğimizi düşünüyorum. Öte yandan bir kurun değeri relatif bir kavramdır. Yunanistan konusunun cari tavırla çözülmesi matematiksel olarak mümkün değil. Belli bir miktarda borç silinmesi olmadan bu konu çözülemez. Gelişmekte olan ülkelerde de benzer bir sorun var. Sıfır faizli dönemde aşırı dolar borçlanmasına giren bu ülkeler şimdi risk altında. Sonuç olarak; 1-2 yıllık bir zaman diliminde doların değer kazanmaya devam etmesini bekliyorum."