Güncelleme Tarihi:
Yatırım araçlarında dalgalı seyir devam ediyor. ABD ekonomik verilerindeki zayıflama ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) son toplantısında faiz artırım tarihi için net sinyal vermemesi ABD Dolarına güç kaybettirdi. Doların dış piyasalardaki değer kaybı ve son dönemde oluşan primlere bağlı olarak gelen kâr satışları Dolar/TL paritesinde düşüşe neden oldu. Doların değer kaybının yansımaları en fazla Euro/TL paritesinde hissedildi. Dolar/TL’deki gerileme, Euro’daki yükseliş nedeniyle döviz sepetine yansımayınca borsaya bu defa yükseliş olarak etki etmedi. Dolardaki hareketlilik parite desteği ve daha primsiz görünüm nedeniyle Euro’ya geçmiş görülüyor. Seçim belirsizliği, ihracattaki düşüş ve ilk çeyrek bilançolarındaki zayıflama dışında piyasayı taşıyacak yeni beklenti eksikliği borsadaki yükselişin çıkış trendine dönüşümünü engelledi. Güçlü trendler için güçlü beklentiler gerek. Borsa kâr satışlarının etkisinde kalırken versiyon değişikliğiyle döviz kurlarındaki hareketlilik sürebilir, görünümü hakim.
YATAY HAREKETİNİ TAMAMLADI
Çıkış formasyonlarından “Çift dip” formasyonu yatay hareketin tamamlanmasıyla işlerlik kazanmış görülüyor. 1.105 seviyesinin üzerinde yükselişin devamı beklenebilir. 1.128 ve 1.145-1.15 direnç seviyeleri olarak görülüyor. 1.145-1.15 daha önemli. 1.105 seviyesinin destek olarak görmek gerekir.
Düşüş trendi yerini çıkışa bıraktı. 3.02 ilk önemli direnç noktası. Bu seviyelerde satışlar görülebilir. 3.02 seviyesinin üzerinde kalınması durumunda çıkışın devamıyla birlikte sonraki dirençler 3.10-3.13 seviyelerinde. Destekler ise 2.93-2.90 olarak görülürken bu seviyenin üzerinde çıkış hareketi gücünü koruyabilir.
Kâr satışlarına rağmen çıkış trendi korunuyor. Destek noktaları 83.500 ve 82.500 olarak görülürken dirençler 86.800-87.000 seviyelerinde. Destek seviyelerinde tepki alımları görülse de bir süre kâr satışlarının etkisinde kalınabilir.
FAİZ-ENFLASYON MARJI AÇILIYOR
Faiz, piyasaların borsa ve döviz ile birlikte en önemli sacayaklarından biri. Son günlerde gösterge faiz oranlarında ciddi sayılabilecek bir yükseliş var. Piyasaların önemli referans noktalarından biri olan ABD 10 Yıllık Bono faiz oranlarıyla marj tekrar kapanmaya başladı. Dışarıdaki faiz artışı içeriye de yansımış görülüyor. Ancak enflasyon ile arasındaki makas açılmaya başladı. Reel faiz oranları yaklaşık yüzde 3 civarında. Mart enflasyonu (TÜFE) yıllık bazda yüzde 7.61 iken gösterge faiz oranı yüzde 10.40 seviyesini, 10 yıllık tahvil faizi ise 9.40 seviyelerini gördü. Yükselen döviz kurlarına rağmen enflasyon bu seviyelerini ne kadar koruyabilecek? Bunu zaman gösterecek.
Kâr varsa prim de var
Kâr en önemli bilanço kalemlerinden biri. 2009-2014 arasında şirket ve banka kârlarıyla borsanın piyasa değerlerine baktık. Şirket yönünden kâr, verimlilik ölçüsü. Bu görünüm borsaya da yansıyor. Kâr arttıkça borsanın piyasa değerinin yükseldiği, kârlılık zayıflayınca da artışın ivme kaybettiği veya düştüğü görülüyor. Özetle, kâr varsa prim de var.