Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin ihracatı 2012’de sadece şubat (yüzde 10.4) ve kasımda (yüzde 19.92) çift haneli yükselebildi. 2013’te ise 6 aydır tek haneli artış yaşıyoruz. Aslında tek haneli büyüme kabusu 2011 Aralık ayında başladı ve geçen 19 ayın 17 ayında ihracat tek haneli büyüdü. Cumhuriyetin 100’üncü yılı 2023’te 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin tutturulması için yıllık ortalama yüzde 11’lik artışın özenle korunması gerekiyor.
REKABETÇİ KUR ÖNEMLİ
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, 2013’te ilk kez bu ay (temmuz) tekrar iki haneli ihracat artışı olacağını söylüyor ve ekliyor; “Biz ihracatçılar sadece yüksek kurla kazanma çabasında değiliz. O eskidendi. İhracatçı her zaman asıl faaliyetinden kazanmalı. Ancak ihracatın darbe yememesi için de makul ve rekabetçi bir kur olmalı. Hesaplarımıza göre 1 Dolar=1.90 TL ve 2.20 sepet kur (1 Dolar+1 Euro/2) seviyesi bizi çok rahatlatır. Şu anki seviye bu rakamlara uygun ve bu ay (temmuz) çift haneli ihracat artışı olacak” diyor.
DOLAR 2 TL OLURSA SORUN YAŞARIZ
Mehmet Büyükekşi, kurlarla ilgili ‘ihracatçının kur görüşünü’ söyle anlatıyor:
Mayısta sepet kur 2.07’ydi. Bizim için çok düşüktü ve kâr sorunu yaşıyorduk. Haziran’da sepet kur artmaya başladı ve şimdi 2.25’lere çıktı. Ancak biz aşırı artış da istemiyoruz. Dengeli rekabetçi kur istiyoruz. İhracatın rekabet gücünü artıracak, ithalatı da frenleyecek bir kur olmalı. Çünkü bu, cari açığı dengeler, büyümeye katkı sağlar. 2.25 sepet kur bize göre yüksek. 2.20 uygun. 1.85-1.90 arası dar alanda dalgalanan dolar kuru gayet iyi. Dolar 2 lira olursa aleyhimize gelişmeler başlar. Çünkü hızlı artışlar müşteride beklenti yaratıyor. Müşteri ‘kur bu kadar yükseldi, üründe fiyatı indir’ diyor.
ENFLASYONA YOL AÇAR
Kurdaki hızlı çıkışın ikinci ve kalıcı olumsuz etkisi daha da önemli ki o enflasyon etkisi. Hızlı kur artışları girdi maliyetlerimize hemen yansır. Çünkü kurlar yükselince zamlar geliyor. Enerjiye (akaryakıt, doğalgaz, elektrik) hemen zam geliyor. Zamlar da enflasyona yol açıyor ve enflasyon yükselince diğer yerli girdiler (iş gücü v.b.) maliyetlerimiz artmak zorunda. Bu nedenle ‘kur yükseldi, rekabet avantajı olacak’ derken iş tersine dönüyor.
YÜKSEK FAİZ KARABASAN
Aşırı yükselen kurla yaşadığımız bir karabasan da, Merkez Bankası’nın bu yükselişlerle başetmek için faiz müdahalesi yapıyor olması ki böyle bir müdahaleden sonra da kurlar hızla gerilemeye başlıyor. Biz bunu geçmişte yaşadık. Doların 1.2 liraya kadar indiğini ve uzun süre ‘1 dolar=1 TL olacak mı’ diye tartıştığımızı hatırlayın. Bu gibi durumlar bizi çok uzun süreli zarara uğratıyor. Biz bu nedenlerle ani artışlar değil, istikrarlı, enflasyon yaratmayacak rekabetçi kur istiyoruz.
Faizin topu fazla kaçmasın
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Merkez Bankası’nın faiz yükseltme operasyonu hakkında da şu görüşleri dile getiriyor: “Merkez Bankasının faizde kantarın topunu fazla kaçırmaması lazım. Çünkü faizi fazla artırırsa kur hızla inebilir ki bu sıkıntı yaşatır. 2007 yılındaki gibi gerilere götürecek bir faiz artışı olmamalı. Bakın Temmuz ayında şu ana kadar otomotiv ihracatında yüzde 33, Hazır giyimde yüzde 9.8’lik artış var. Kimyevi maddeler eksi seyrediyordu; yüzde 19.8 artış başladı. Elektrik elektronik sıkıntılıydı yüzde 22 artış var.”
THY ile paralel uçuyoruz
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, THY’nin ihracata etkisini de şöyle açıklıyor: ”THY’nin açtığı her yeni hat, bize yeni bir pazar açıyor. Şu anda Angola’ya uçmak için görüşmeler sürüyor. THY ile bir protokol yaptık. Her açılan ülke için bize 100 bilet tahsis ediyor. Biletlyerin sadece vergilerini ödüyoruz. 100 bilet için ticaret heyetleri oluşturuyoruz. 2013’te 25 ülkeye böyle planlama yaptık. Heyet oluştururken ‘illa şirketin sahibi olması gerekir’ de demiyoruz. Profesyoneller gelsin daha iyi. Böylece ilk keşif sağlanmış oluyor.”
Dünya toz duman, biz yine de iyiyiz
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, mevcut küresel konjonktürde tek haneli ihracat artışının da başarı sayılması gerektiğini belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Çünkü küresel ekonomide olumsuzluklar sürüyor. Avrupa’da sorunlar bitmiyor. Dünya toz duman. Alternatif pazar olarak gündemimize aldığımız Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki ihracatımızda önemli artışlar vardı. Ancak Suriye ve Mısır’daki olaylar bu ülkelere ve bölgeye ihracatı olumsuz etkiliyor. Sadece Suriye’deki sıkıntı 10 ülkeye ihracatı etkiliyor. Mısır’da yeniden sorunlar başladı. Ulaşım maliyetimiz artıyor. İç savaşlar, darbeler, kriz devam ediyor ama biz bu yıl da Türkiye’nin yüzünü güldüreceğiz.”
İran ve Dubai’ye altın ihracatı bu yıl hızla düşüyor
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, geçen yıl İran ve Dubai ekseninde yaşanan altın ihracatının bu yıl ortadan kalktığını söyledi. Temmuzdan sonra konunun tamamen biteceğini anlatan Büyükekşi, şöyle konuştu: “Altın ihracatı bizim dışımızda bir olay. Biz zaten bu ihracatı hesaba katmıyorduk. TÜİK ekliyordu. 2012 yılında 13.3 milyar dolarlık altın ihracatı oldu. 7.6 milyar dolarlık da altın ithalatı gerçekleşti. Bu yılın ilk 5 ayında ise toplam altın ihracatı 2.1 milyar dolar, ithalatı ise 7.4 milyar dolar oldu. Yani geçen yıl 5.7 milyar dolar fazla veren altın ticareti bu yıl sadece 5 ayda 5.2 milyar dolarlık açık vermiş durumda. Temmuz sonu itibariyle de İran’a altın ihracatına izin verilmeyecek.”