Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin ‘eğitimli’ genç girişimcileri yazılım ve yüksek teknoloji gücünü kullanarak yeni iş alanları açıyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) Bilgisayar Mühendisi olarak mezun olan, TÜBİTAK ve Aselsan’da 8 yıl çalışan Taner İnci, ağabeyi Dr. Ender İnci’nin önerisiyle, dalgıçların vurgun sonrası tedavisinde, karbonmonoksit (soba) zehirlenmelerinde, yanıklarda ve diabetik hastaların iyileşemeyen yaralarının iyileştirilmesinde en kritik ürün olan Hiperbarik ‘Hiberbarik Oksijen Tedavi (basınçlı) Kabinleri’nin üretimine başladı. Ağabeyi ile ortak 2005’te Hipertech’i kuran Taner İnci, “Şu anda kadar İtalya, Polonya ve Almanya gibi AB ülkeleri dahil 15 ükeye basınçlı kabin sattık. 2010’da 3.6 milyon dolar ciro yaptık yüzde 90’ı ihracattan” diyor.
İkitelli’de 25 kişiyle
Taner İnci, “Bu ürün çok bilinen bir ürün değil. Dünyada da 6-7 fabrikası var. ABD, Almanya ve Hollandalı firmalar çok iddialı. Hiperbarik kabinler tıpta, çok kritik konularda kullanılıyor. Türkiye’de de hekim nezaretinde tedavi uygulanıyor. 3 tip üretiyoruz; biri hastaneler için büyük kabinler, diğerleri dalgıçlar için üretilen tipler ve tek kişilik basit kabinler” diyor. İnci şöyle devam ediyor: “İkitelli’de 2 bin metrekarelik kapalı alında 25 kişilik ekibimizle çalışıyoruz. Kabinin her şeyini; yazılımını, kontrol sistemlerini, otomasyonunu üretiyoruz. Temel çalışma prensibi, iyileşmeyen yaralar için vücudun oksijenini 15-20 kat artıran basınçlı ortam.”
Babam Almanya’da işçiydi
Babası Hüseyin İnci’nin 1970’lerde Almanya’ya işçi giden kuşaktan olduğunu ve Münih’te Simens’te uzun yıllar çalıştığını anlatan Taner İnci, “5 kardeşiz. Okumak için 1982’de döndük. Babamlar da 1990’da döndü. 1994 ODTÜ Elektronik Mühendisliği’ni bitirdim. TÜBİTAK’ta 6 yıl SAGE’de çalıştım. Orada güdümsüz roketlerin güdümlü hale getirilmesi üzerine çalıştık. Aselsan’a gittim ve orada da güdüm ve navigasyon sistemleri üzerine 2 yıl çalıştım. 5 yıl da İngiltere’de cep telefonlarının yazılımları üzerine çalıştım. 2005’te ağabeyimin hiperbarik kabin üretimiyle ilgili önerisi üzerine geldim, Hipertech’i kurduk. Ağabeyim Dr. Ender İnci basınçlı kabin tedavilerinde uzman doktordur ve gerekli teknoloji yatırımlarında da uzmandır.”
600 bin Euro’luk fiyat yarıya indi
Taner İnci, ilk siparişi ağabeyinin verdiğini ve 2006’da ilk hastane tipi kabini ürettiklerini söylüyor ve “2005’ten önce 600-700 bin Euro arası fiyatlarla ithal edilen kabini biz 275 bin-300 bin Euro’ya satmaya başladık. Piyasada fiyatlar hemen bu seviyeye indi. Ağabeyim ilk siparişi vermişti ama o ilk kabini başkasına sattık. Sonra ikincisi, üçüncüsü derken 2007’de 5 kabin yaptık. İlk ihracatımız aynı yıl Sudan’a oldu. Sudan’dan bir İngiliz yatırımcı internetten bizi bulup sipariş verdi” diyor.
ABD’de serbest Türkiye’de hekim nezareti olmadan yasak
BASINÇLI kabinlerin, mevzuat gereği Türkiye’de sadece hastanelerde ve uzman doktor sorumluluğunda kullanılabildiğini belirten Taner İnci, “ABD’de ise bu ürünler serbest. Hatta herhangi bir Business Center’ın altında spor merkezlerinde tek kişilik kabinler kuruluyor ve insanlar gidip giriyor. Bol oksijenle kendini yeniliyor. Spor yaralanmalarında çok sık kullanılıyor. Bir başka kullanım alanı da yarış atları. Atlar için de üretim yapılıyor. Biz de atlar için proje geliştirdik. Tabii ki veteriner nezaretinde olabilecek.”
İhracat ve savunma sanayi ihaleleriyle hızlı büyürüz
TANER İnci Hipertech’in cirosunun yüzde 90’ının ihracattan olmasının nedenini de şöyle açıklıyor: “İç pazar sınırlı. Çünkü bu sistemlerin çoğalması uzman doktor sayısına bağlı. Türkiye’de, 5 yılda 8 üniversite ve devlet hastanesine, 5 tane özel sektör hastanesine kabin sattık. Uluslararası sertifkasyonlarımızı tamamladık ve AB standartlarında üretim yapıyoruz. AB ülkelerine ciddi ihracat yapıyoruz. Yılda 15 büyük kabin kapasitemiz var. Şimdi savunma sanayi kapsamında Deniz Kuvvetleri’nin ihaleleri var. Dalgıç kabin sistemlerinin gemilere yapılması gerekiyor. Denizaltı kurtarma sistemleri önemli pazar. Bu yıl önemli ihaleler alabiliriz. Yurt dışında da ihalelere girmek istiyoruz. Bu adımları atarsak çok daha hızlı büyüyebiliriz.”