Doğan: Promosyon uzun vadede okuyucu sağlamaz
Güncelleme Tarihi:
Ardıç AYTALAR / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2004 01:33
Dünya Gazeterler Birliği (WAN) 57’nci Dünya Gazeteler Kongresi’nde, okuyucuların beklentilerini ve ihtiyaçlarını doğru tespit ederek tiraj arttırmak konusunda konuşan Doğan Gazetecilik İcra Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, ‘Okuyucuların önceliklerine göre haber veriyoruz’ dedi.
Kongrenin İkinci Oturumu’nda, oturum başkanı olan İngiltere’nin Independent News ve Medya Yönetim Kurulu Başkanı Gavin O’Reilly’in takdim ettiği Hanzade Doğan, tirajın gazeteler için kilit nokta olduğunu belirterek 1980’li yıllarda başlayan promosyon macerasını anlattı.
BASINA SANSÜR
12 Eylül darbesiyle basına sansür uygulandığını söyleyen Doğan, ‘1983 genel seçimleriyle iktidara Turgut Özal geldi. Bu dönemde ekonomik çok büyüdü. Kilit nokta Türkiye tüketimin sihrini keşfetti. Gazeteler, fikir liderliklerini öne çıkarmaları gerekirken yeni oluşan televizyon kültürüyle mücadele etmek zorunda kaldılar’ dedi. Mücadele neticesinde promosyon kampanyalarının başladığını anlatan Hanzade Doğan, önce gazetelerin kitap verdiğini, daha sonra ansiklopedi savaşlarının başladığını belirtti.
Ansiklopedi savaşında Milliyet Gazetesi’nin 1 yıl sonunda yüzde 300 tiraj arttırarak 1 milyon 100 bine ulaştığına değinen Doğan, ‘Gazeteler mali sorunlar yaşadı. Daha sonra bu promosyonlar VCD, TV, seyahat çantalarına döndü. Promosyonla 1 milyar dolarlık ürün satıldı’ dedi.
TİRAJDA GELENEKSEL YÖNTEM
10 yıl süren promosyon savaşları sonunda tirajların eskisi gibi yükselmemeye başladığını, 2003’te çıkan yasayla da promosyonun yasaklandığını söyleyen Doğan, ‘Sonuçta başladığımız noktaya geri döndük. Promosyonla tiraj arttırılır. Kısa vadede size okuyucu kazandırır. Ama promosyon uzun vadede size mutluluk getirmez, okuyucu sağlamaz. Bu ürünün kendisiyle, yazı ve haberle, gazetenin kendisiyle sağlanır’ dedi.
Artık okurların gazetelerini, gazetenin kalitesi için aldıklarını belirten Doğan, şöyle dedi: ‘Artık tiraj arttırmak için geleneksel yöntemlerle çalışıyoruz. Editoryal bölüm, pazarlamayla birlikte çalışıyor. Biçim değil okuyucuların önceliklerine göre haber veriyoruz. Hedefteki grupta, tirajı azamiye çıkartmak için editoryal bölümünüzün de pazar araştırmalarını bilmesi gerekiyor. Biz okuyucularımızın yarım saatini istiyoruz. Bunu haketmek için haberin kalitesine dikkat etmemiz lazım. Kimlik geliştirip bunu tutarlı biçimde korumamız lazım.’
Promosyonla ilgili kanun hakkında delegelerin sorularını da yanıtlayan Hanzade Doğan, hükümetin kanunu gazeteler üzerinde baskı kurmak için çıkarttığını sandığını belirtt. Doğan, ‘Adil bir yasa değil. Okuyucular promosyondan mutluydu. Gazeteler şimdi ancak kitap gibi şeyler veriyor’ diye ekledi.
AB, ya Türkiye’yle etkinleşecek ya Türkiye’siz kilitlenecek
DÜNYA Gazeteler Birliği (WAN) 57’nci Dünya Gazeteler Kongresi ve 11’inci Dünya Editörler Forumu’na katılan, gazete sahibi ve genel yayın yönetmenlerine öğle yemeği veren TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik maratonunda kat ettiği yolu anlattı. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, Türkiye için özel öneme sahip olduğunu düşündükleri kongrenin İstanbul’da yapılmasını sağladığı için Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’ı tebrik etti. Ömer Sabancı ‘Ben size ekonomi ilerledikçe hızla doldurulan bir bardaktan söz etmek istiyorum. Bardağı ağzına kadar doldurmak için sürahide yeterince su olmasını sağlamak, Türk iş dünyasının görevi’ dedi. Sabancı şöyle konuştu:
‘Laik demokratik rejimle, pazar ekonomisiyle bu değerlerin çok az rastlandığı bir bölgenin ortasındaki Türkiye’nin önemi 11 Eylül’den sonra daha da arttı. Türkiye’nin önemi güvenlik sağlayıcı bir ortak yada Batılı müttefiklerle Ortadoğu arasında uzlaştırıcı bir güç olarak daha da artmıştır. Bu duruma herkesin dikkatini çekmek isterim. Benim görüşüme gore AB iki alternatif arasında bir seçim yapmak zorundadır. Ya Türkiye’yi içine alan Avrupa Birliği uluslararası politikada, ekonomideki ağırlığı ve medeniyetiyle daha etkin bir rol oynayacak ya da Türkiye’yi birlik dışında bırakarak daha zor hatta belki de imkansız açılımlar içine girecektir.’
Tasarım ustası Black: Hürriyet taklit ediliyor
DÜNYA Gazeteler Birliği (WAN) 57. Kongresi eş zamanlı yürütülen 11. Dünya Editorler Forumu kapsamındaki ‘Birinci Sayfa Devrimi’ başlıklı oturumu Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök yönetti.
Oturumda İngiltere’den The Times Gazetesi Tasarım Bölümü Başkan Yardımcısı David Wadmore, Fransa’dan Le Monde Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Edwy Plenel, Kolombiya’dan Innovation’ın Genel Müdürü ve El Mundo Gazetesi Yayın Yönetmeni Marta Botero De Levia ve Danilo Black şirketinin tasarımcısı ve başkanı Roger Black konuştu.
Ertuğrul Özkök birinci sayfanın özellikle Akdeniz ülkeleri için çok önemli olduğunu söyledi ve ‘Tabloid gazetelerden bu konuda alınacak dersler olup olmadığı tartışılması gereken bir konu. Ortega y Gasset’in yazılarını çok popüler bir gazetede yazması eleştirildi. Gasset bu yazıların kendisine kamusal alanlarda bir aristokrat gibi yürüme hakkını verdiğini söylerdi’ diye konuştu.
HÜRRİYET EĞLENCELİ VE ENERJİK
Oturumda konuşan Danilo Black tasarımcısı ve başkanı Black, tasarım açısından Hürriyet’i çok başarılı bulduğunu söyledi. Black, ‘Gazetenin verdiği genel duygu yazıların uzun olmaması, zekice tasarlanmış. Bu yüzden diğer gazeteler sizi taklit ediyorlar. Aşırı ciddi görünüşlü değilsiniz. Bu daha iyi. Hürriyet eğlenceli ve enerjik, bol fotoğraflı. Ve bu tasarım işe yaradığından olsa gerek en büyük gazete Hürriyet. Türkçe bilmiyorum ama Hürriyet’in çok canlı olduğunu okumadan bile anlıyorum’ dedi.
Le Monde’un Genel Yayın Yönetmeni Edwy Plenel birinci sayfanın gazeteden ayrı düşünülemeyeceğini belirterek gazetesinin 1995’te geçirdiği değişimi örnek verdi. Plenel, ‘Bu değişim sadece birinci sayfada yaşanmadı. Gazeteyle okurları arasında yeniden kurulan ilişkiydi. ‘Eğer dünya değişiyorsa Le Monde da değişmeli’ dedik. Her şeyi değiştirecek olan birinci sayfa değildir. Gerisi kötüyse yine bir yere varamazsınız. Baş sayfa gazetenin kimliğidir’ diye konuştu.
The Times gazetesi tasarım bölümü başkanı yardımcısı David Wadmore gazete boyutları üzerinde durdu. Wadmore, ‘Büyük sayfalı gazetelerde, örneğin 40 sayfalık bir gazetenin 15 haber sayfası var. Ancak, tabloid boyda bir gazetede 80 sayfada 29 haber sayfası yer alır. Tabloid boyutun her sayfasında bir sürükleyici habere ihtiyaç duyulur. Bu da günde 29 sürükleyici haber demek. Dolayısıyla bu haberleri yetiştirmek için zaman darlığı var.’
BASINA SANSÜR
12 Eylül darbesiyle basına sansür uygulandığını söyleyen Doğan, ‘1983 genel seçimleriyle iktidara Turgut Özal geldi. Bu dönemde ekonomik çok büyüdü. Kilit nokta Türkiye tüketimin sihrini keşfetti. Gazeteler, fikir liderliklerini öne çıkarmaları gerekirken yeni oluşan televizyon kültürüyle mücadele etmek zorunda kaldılar’ dedi. Mücadele neticesinde promosyon kampanyalarının başladığını anlatan Hanzade Doğan, önce gazetelerin kitap verdiğini, daha sonra ansiklopedi savaşlarının başladığını belirtti.
Ansiklopedi savaşında Milliyet Gazetesi’nin 1 yıl sonunda yüzde 300 tiraj arttırarak 1 milyon 100 bine ulaştığına değinen Doğan, ‘Gazeteler mali sorunlar yaşadı. Daha sonra bu promosyonlar VCD, TV, seyahat çantalarına döndü. Promosyonla 1 milyar dolarlık ürün satıldı’ dedi.
TİRAJDA GELENEKSEL YÖNTEM
10 yıl süren promosyon savaşları sonunda tirajların eskisi gibi yükselmemeye başladığını, 2003’te çıkan yasayla da promosyonun yasaklandığını söyleyen Doğan, ‘Sonuçta başladığımız noktaya geri döndük. Promosyonla tiraj arttırılır. Kısa vadede size okuyucu kazandırır. Ama promosyon uzun vadede size mutluluk getirmez, okuyucu sağlamaz. Bu ürünün kendisiyle, yazı ve haberle, gazetenin kendisiyle sağlanır’ dedi.
Artık okurların gazetelerini, gazetenin kalitesi için aldıklarını belirten Doğan, şöyle dedi: ‘Artık tiraj arttırmak için geleneksel yöntemlerle çalışıyoruz. Editoryal bölüm, pazarlamayla birlikte çalışıyor. Biçim değil okuyucuların önceliklerine göre haber veriyoruz. Hedefteki grupta, tirajı azamiye çıkartmak için editoryal bölümünüzün de pazar araştırmalarını bilmesi gerekiyor. Biz okuyucularımızın yarım saatini istiyoruz. Bunu haketmek için haberin kalitesine dikkat etmemiz lazım. Kimlik geliştirip bunu tutarlı biçimde korumamız lazım.’
Promosyonla ilgili kanun hakkında delegelerin sorularını da yanıtlayan Hanzade Doğan, hükümetin kanunu gazeteler üzerinde baskı kurmak için çıkarttığını sandığını belirtt. Doğan, ‘Adil bir yasa değil. Okuyucular promosyondan mutluydu. Gazeteler şimdi ancak kitap gibi şeyler veriyor’ diye ekledi.
AB, ya Türkiye’yle etkinleşecek ya Türkiye’siz kilitlenecek
DÜNYA Gazeteler Birliği (WAN) 57’nci Dünya Gazeteler Kongresi ve 11’inci Dünya Editörler Forumu’na katılan, gazete sahibi ve genel yayın yönetmenlerine öğle yemeği veren TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik maratonunda kat ettiği yolu anlattı. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, Türkiye için özel öneme sahip olduğunu düşündükleri kongrenin İstanbul’da yapılmasını sağladığı için Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’ı tebrik etti. Ömer Sabancı ‘Ben size ekonomi ilerledikçe hızla doldurulan bir bardaktan söz etmek istiyorum. Bardağı ağzına kadar doldurmak için sürahide yeterince su olmasını sağlamak, Türk iş dünyasının görevi’ dedi. Sabancı şöyle konuştu:
‘Laik demokratik rejimle, pazar ekonomisiyle bu değerlerin çok az rastlandığı bir bölgenin ortasındaki Türkiye’nin önemi 11 Eylül’den sonra daha da arttı. Türkiye’nin önemi güvenlik sağlayıcı bir ortak yada Batılı müttefiklerle Ortadoğu arasında uzlaştırıcı bir güç olarak daha da artmıştır. Bu duruma herkesin dikkatini çekmek isterim. Benim görüşüme gore AB iki alternatif arasında bir seçim yapmak zorundadır. Ya Türkiye’yi içine alan Avrupa Birliği uluslararası politikada, ekonomideki ağırlığı ve medeniyetiyle daha etkin bir rol oynayacak ya da Türkiye’yi birlik dışında bırakarak daha zor hatta belki de imkansız açılımlar içine girecektir.’
Tasarım ustası Black: Hürriyet taklit ediliyor
DÜNYA Gazeteler Birliği (WAN) 57. Kongresi eş zamanlı yürütülen 11. Dünya Editorler Forumu kapsamındaki ‘Birinci Sayfa Devrimi’ başlıklı oturumu Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök yönetti.
Oturumda İngiltere’den The Times Gazetesi Tasarım Bölümü Başkan Yardımcısı David Wadmore, Fransa’dan Le Monde Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Edwy Plenel, Kolombiya’dan Innovation’ın Genel Müdürü ve El Mundo Gazetesi Yayın Yönetmeni Marta Botero De Levia ve Danilo Black şirketinin tasarımcısı ve başkanı Roger Black konuştu.
Ertuğrul Özkök birinci sayfanın özellikle Akdeniz ülkeleri için çok önemli olduğunu söyledi ve ‘Tabloid gazetelerden bu konuda alınacak dersler olup olmadığı tartışılması gereken bir konu. Ortega y Gasset’in yazılarını çok popüler bir gazetede yazması eleştirildi. Gasset bu yazıların kendisine kamusal alanlarda bir aristokrat gibi yürüme hakkını verdiğini söylerdi’ diye konuştu.
HÜRRİYET EĞLENCELİ VE ENERJİK
Oturumda konuşan Danilo Black tasarımcısı ve başkanı Black, tasarım açısından Hürriyet’i çok başarılı bulduğunu söyledi. Black, ‘Gazetenin verdiği genel duygu yazıların uzun olmaması, zekice tasarlanmış. Bu yüzden diğer gazeteler sizi taklit ediyorlar. Aşırı ciddi görünüşlü değilsiniz. Bu daha iyi. Hürriyet eğlenceli ve enerjik, bol fotoğraflı. Ve bu tasarım işe yaradığından olsa gerek en büyük gazete Hürriyet. Türkçe bilmiyorum ama Hürriyet’in çok canlı olduğunu okumadan bile anlıyorum’ dedi.
Le Monde’un Genel Yayın Yönetmeni Edwy Plenel birinci sayfanın gazeteden ayrı düşünülemeyeceğini belirterek gazetesinin 1995’te geçirdiği değişimi örnek verdi. Plenel, ‘Bu değişim sadece birinci sayfada yaşanmadı. Gazeteyle okurları arasında yeniden kurulan ilişkiydi. ‘Eğer dünya değişiyorsa Le Monde da değişmeli’ dedik. Her şeyi değiştirecek olan birinci sayfa değildir. Gerisi kötüyse yine bir yere varamazsınız. Baş sayfa gazetenin kimliğidir’ diye konuştu.
The Times gazetesi tasarım bölümü başkanı yardımcısı David Wadmore gazete boyutları üzerinde durdu. Wadmore, ‘Büyük sayfalı gazetelerde, örneğin 40 sayfalık bir gazetenin 15 haber sayfası var. Ancak, tabloid boyda bir gazetede 80 sayfada 29 haber sayfası yer alır. Tabloid boyutun her sayfasında bir sürükleyici habere ihtiyaç duyulur. Bu da günde 29 sürükleyici haber demek. Dolayısıyla bu haberleri yetiştirmek için zaman darlığı var.’