Güncelleme Tarihi:
Kongrenin açılışında konuşan Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, Doğan Organik'in ticari bir projeden ziyade bir sosyal sorumluluk girişimi olduğunu söyledi. Faralyalı, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki memleketimiz Kelkit'te, 2002'de start verilen bu proje, Holdingimizin Onursal Başkanı, babam Aydın Doğan'ın doğup büyüdüğü topraklara armağanıdır. Doğan Organik'in amacı, Kelkit ve çevresinin sürdürülebilir kalkınmasını sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda Türkiye'ye öncülük edecek bir organik tarım ve hayvancılık modeli oluşturduk. Kelkit'te başarıyla işleyen model, bugün tarım ekonomisi için sürdürülebilirliğini kanıtlamış bir model haline geldi. Sadece Kelkit'in değil, Doğu Karadeniz'in organik tarım merkezi olmasına katkıda bulundu. Kelkit'te başlattığımız organik üretim modeliyle kimyasallardan arındırılmış ve hayvan refahını gözeten, sürdürülebilir bir üretim anlayışı benimsiyor, gelecek nesillere verimli topraklar bırakmanın huzuruyla çalışıyoruz."
Doğan Organik'in Türkiye'nin en büyük organik süt üreticisi konumuna ulaştığını belirten Faralyalı, “Doğan Organik'in sözleşmeli çiftçileriyle birlikte 12 yılda elde ettiği başarılı sonuçlar Doğan Holding ve Kelkit halkı için gurur kaynağıdırö dedi. Doğan Organik'in sadece operasyonel başarısıyla değil, sosyal sorumluluk niteliğiyle de gurur kaynağı olduğunu belirten Faralyalı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Doğan Organik Ürünler modeliyle CSR Europe'un düzenlediği Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri Programı'nda KOBİ kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldük. Ayrıca Londra'da Business in the Community tarafından düzenlenen European CSR Award Best Practice Exchange Forum'a katılarak projenin detaylarını kurumsal sosyal sorumluluk uzmanları ve iş dünyası temsilcileriyle paylaştık. Projenin uluslararası arenada da örnek model haline gelmesi, başarımızın önemli göstergelerinden biridir."
TÜRKİYE GIDA VE TARIM SEKTÖRÜNDE NET İHRACATÇI ÜLKEDİR
Kongrede konuşan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mevlüt Gümüş ise Dünya genelinde ekonomik sosyal ve küresel alanda yaşanan gelişmeler ile küresel iklim değişikliği ve doğal kaynaklarda yaşanan azalmanın tarım sektörünü önemli ölçüde etkilediğini söyledi. Dünyada yaşanan gelişmelere rağmen Türkiye tarımının son 10 yılına bakıldığında büyüyerek ekonomik büyüklük açısından Avrupa'da birinci, dünyada yedinci sıraya ulaştığını belirten Gümüş, şöyle devam etti:
"Bakanlığımızda yürütülen çalışmalar ve üretime yönelik teşvikler ile çok sayıda tarım ürününde dünya liderliğini sürdürmektedir. Türkiye tarımı 77 milyona ulaşan nüfusun gıda ihtiyacı karşıladığı gibi 197 ülkeye 1660 çeşit tarımsal ürün ihraç eden bir sektör konumuna gelmiştir. 2002 yılında 23.7 milyar dolar olan tarımsal milli gelir 2013 yılında 61 milyar dolara çıkmıştır. Tarım ürünleri toplam ihracatı 4 milyar dolardan 17 milyar dolara yükselmiştir. Bu gelişmelerin sonucunda tarımda kişi başına milli gelir 1064 dolardan 3483 dolara yükselmiştir. Türkiye gıda ve tarım sektöründe net ihracatçı ülkedir. Ülkemizde yapılan tarımsal faliyetler arasında organik tarımın da önemli bir yeri vardır. Bakanlık olarak organik tarıma önem veriyor ve destekliyoruz. Ülkemizde de organik tarım yıllar itibarıyla gelişme göstermiştir. İlk yıllarda organik bitkisel üretim başlamış ve bitkisel üretim başlamış ve bitkisel üretim yaygınlaştıkça organik hayvancılık ve organik arıcılıkta gelişmeye başlamıştır. Organik tarım faaliyetleri ülkemizde Avrupa Birliği mevzuatı ile uyumlu yönetmeliğe göre yapılan faaliyettir."
ÜÇ YILDA BİR DÜZENLENİYOR
IFOAM (Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu) Dünya Organik Kongresi, 3 yılda bir farklı bir ülkede düzenleniyor. Kongrenin ve kongre ile ilgili faaliyetlerin (ön konferanslar, IFOAM Genel Kurulu, yan etkinlikler ve organik sergi) amacı, başta kongreyi düzenleyen ülkenin organik tarım sektörü olmak üzere dünya organik tarım sektöründeki deneyimleri, yenilikleri ve bilgileri paylaşmak. Kongre, dünya genelinde organik tarım sektörü ile ilişkili 2500'den fazla katılımcıyı (bilim insanları, uygulayıcılar, eğiticiler, üreticiler, ticaretle uğraşanlar, vs.) bir araya getirecek. Kongre süresince, bilim insanlarının, ilgili kurumların ve şirketlerin çalışmalarını sunmaları için bir sergi düzenlenecek. İki gün boyunca 600'den fazla kuruluş, demokratik haklarını kullanarak Küresel Kurulu seçecek, karar alacak ve üye önergeleri verecek.