Güncelleme Tarihi:
Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan siyasi gerilim, başta Avrupa olmak üzere tüm dünya piyasalarını etkisi altına aldı. Özellikle iki ülke arasında yaşanan gerilim, petrol ve doğalgaz fiyatları üzerinde belirgin olarak etkisini gösterdi.
Ukrayna ve Rusya arasında başlayan siyasi gerilimin etkisiyle, dün petrol fiyatlarında yaşanan hızlı yükselişin ardından, bölgedeki gelişmeler enerji piyasalarına yön vermeye devam ediyor. Rusya'nın Kırım Özerk Cumhuriyeti'ne askeri müdahalesinin ardından sert yükselen petrol fiyatları, bugün siyasi gerilimin yumuşamasına yönelik iyimserlikle düşüşe geçti. Dün güne yüzde 1,6'lık hızlı yükselişle başlayan Brent petrolün varil fiyatı, küresel açıklamaların gerilimi tetiklemesinin etkisiyle 111 doları aşmış ve yılın en yüksek seviyesi olan 112,36 doları görmüştü. ABD Batı Teksas türü ham petrolün varil fiyatı ise 105,22 dolar ile 23 Eylül 2013'ten bu yana gördüğü en yüksek seviyeye ulaşmıştı.
Analistler, jeopolitik gerilimin devam etmesi durumunda, Ukrayna üzerinden Avrupa'ya gaz akışının risk altına girebileceğini ve bu durumda da fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskıların oluşabileceğine işaret ediyor. Ekonomik kriz niteliği taşıyan bu gelişmenin, dünya enerji arzı üzerindeki dengelerin değişebileceğini belirten analistler, bu durumun ise özellikle enerji bağımlılığı olan ülkeler üzerinde etkilerinin ne boyutta olacağı ise merak konusu...
İLK KEZ YAŞANMIYOR
Nordea Markets Küresel Emtia ve Petrol Kıdemli Analisti Thina Margrethe Saltvedt, Rusya'nın Ukrayna'da taraflar arasındaki en son çatışmaların endişeleri artırdığını ve bu karmaşanın aynı zamanda Rusya ve Batı arasındaki ilişkilerin bozulmasına ve çatışma risklerinin yeniden yükselmesine neden olduğunu vurguladı.
Gelişmelerin politik güç savaşının bir parçası olarak enerji arzı tarihinde ilk kez yaşanmadığını hatırlatan Saltvedt, artan siyasi huzursuzluğun doğal gaz arzında bozulmalara neden olabileceği korkularını artırdığını ifade etti.
Ukrayna'nın Rus gazı için önemli bir geçiş ülke konumda olduğuna değinen Saltvedt, şunları kaydetti:
"Özellikle Rusya-Ukrayna'nın 2009 yılında Avrupa'da enerji krizine dönüşen çatışması hala hafızalarda... 13 gün boyunca Ukrayna üzerinden Rusya'nın tüm gaz akışı durmuştu. Güney Avrupa'ya ve diğer Avrupa ülkelerine de arz tamamen kesilmişti. Toplamın ortalama yüzde 38'i olarak hesaplanan iç üretimle, Ukrayna 2012'de doğalgazın yaklaşık 49,6 milyar metreküp tüketti. Rus doğalgazı arzında kalan kısım Bratstvo (Brotherhood) ve Soyuz petrol boru hatları üzerinden ithal edildi. Ukrayna'nın jeopolitik pozisyonu, Rusya'ya yakınlığı ve doğalgaz geçiş ülkesi olması, Rusya için ülkenin ne kadar önemli olduğunu vurgulaması açısından ülkenin önemini açıklıyor. Rusya'nın 8 ana petrol boru hattının 5 kadarı Doğu ve Batı Avrupa piyasalarına Rus gazını taşıyarak doğalgaz ihracatı için kullanılıyor."
Kayaç gazının gelecekte Ukrayna'yı gaz ihracatçısı haline getirebileceğine dikkati çeken Saltvedt, Ukrayna'da son kayaç gazı keşiflerinin, gaz arzındaki çeşitlilik imkanıyla Rusya'dan uzak durmasını sağlayabileceği yorumunu yaptı. Saltvedt, Rusya'nın Avrupa'daki baskın pozisyonunun sıkıntı verici olduğunu da vurgulayarak, "Ukrayna çalkantısı, Avrupa'da gaz arzına engel olabilir ve fiyatları yükseltebilir" dedi.
"RUSYA'NIN BASKIN POZİSYONU SIKINTI VERİCİ"
Saltvedt, 2009 yılındakinden daha az arz sıkıntısı riski kanaatinde olunmasına karşın, Avrupa'nın hala büyük ölçüde Ukrayna üzerinden Rusya'nın gaz dağıtımına bağımlı olduğuna işaret etti.
"Enerji tedariğinin, politik güç gösterisinin bir parçası olmaya başlaması tarihte bir ilk olmayacak" diyen Saltvedt, Ukrayna'da yükselen politik tansiyonun doğal gaz arzını etkileyebileceğini, ayrıca Avrupa'ya gaz dağıtımındaki sürekli bir duraklamanın, piyasa dengesinin sıkılaşmasıyla stokların tüketilmesine ve gaz fiyatlarının yükselmesine neden olabileceğini kaydetti.
Saltvedt, Rusya'nın, Ukrayna'ya piyasa fiyatının altında gaz sağladığını belirterek, "Rusya, politik güç kazanmak için Ukrayna'ya piyasa fiyatının altında gaz verdi ve Ukrayna Rusya'ya gaz bağımlılığından kurtulmak için mücadele etmeye devam ediyor" diye konuştu.
Enerji güvenliğinin, 2009'da gaz krizinin ve diğer birkaç olayın ardından Avrupa'da gündemin ilk sıralarına yerleştiğini vurgulayan Saltvedt, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ukrayna'daki karışıklığın bir sonucu olarak gaz fiyatlarında hareketlenmeyle birlikte arzın daha fazla baskı altında kalmasıyla risk primi artabilir. Uzun süreli enerji partneri olarak Rusya'ya güvensizlik ve iç üretimdeki düşüş Avrupa'yı alternatif kaynak arayışına başlamaya yöneltti. Orta ve kısa vadede Rusya gazından başka çeşitliliğin olması zor ama uzun vadede Avrupa doğalgaz tedariğinde, ABD ve Cezayir'de olduğu gibi rüzgar ve güneş gibi alternatif enerji kaynaklarına ya da İngiltere ve Polonya'da olduğu gibi kayaç gazı üretiminin başlaması gibi rekabet arayışına girebilir. Hükümetin mevcut planı, 2020'de Batı Avrupa'ya ihracat ve iç tüketim için kayaç gazı kaynaklarının gelişimini içeriyor. Ukrayna Rus gazı için rekabetçi olmaya başlayabilir ama yakın gelecekte bu potansiyelini gerçekleştirmesi mümkün olmayacak."