Güncelleme Tarihi:
Doğa Araştırmaları Derneği Başkanı Osman Erdem, AA muhabirine, 22 Mayıs Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü dolayısıyla değerlendirmede bulundu.
Söz konusu günde, Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması'nın yürürlüğe girmesinin kutlanması ve çeşitlilikle ilgili sorunlara dikkat çekilmesi amacıyla 20 yıldır tüm dünyada farklı etkinlikler yapıldığını ifade eden Erdem, bu yılki temanın "Çözümlerimiz Doğadadır" olarak belirlendiğini söyledi.
Erdem, son dönemde mücadele edilen Kovid-19, Ebola, AIDS, SARS, kuş gribi ve domuz gribinin hayvan kaynaklı hastalıkların son örnekleri olduğunu ifade ederek, bilim insanlarının, ormansızlaşma, tarımın kontrolsüz bir şekilde genişlemesi, madencilik faaliyetleri, doğal alanların hızla daralması ve uluslararası hayvan ticaretinin hayvan kaynaklı hastalıkların vahşi yaşamdan insanlara yayılması için "uygun ortamlar" oluşturduğuna işaret ettiklerini bildirdi.
Doğal yaşamın korunması gerektiğini vurgulayan Erdem, "Doğayı koruyamazsak Kovid-19'dan daha kötü salgınlarla, daha sıkça karşılaşmamız kaçınılmaz. İnsanoğlu olmadan da yeryüzündeki ekolojik ilişkiler sağlıklı bir şekilde devam edebilir ancak biyolojik çeşitlilik olmadan insanoğlunun varlığını sürdürebilmesi mümkün değil." diye konuştu.
"BU YIL KARAR VERİCİLER İÇİN DÜŞÜNME, FIRSAT VE ÇÖZÜM YILI OLMALI"
Erdem, biyolojik çeşitliliğin insanlar için önemini gösteren örneklere de değinerek, şöyle konuştu:
"Eşsiz birçok özelliğiyle biyolojik çeşitliliğin en önemli unsurlarından biri olan arıların sadece dölleme yoluyla dünya gıda ekonomisine kattığı değer 300 milyar dolar. Kuşlar için de aynı önemi atfetmek gerekiyor. Örneğin sığırcık kuşları, bir sığırcık yavrulama döneminde günde 400 civarında böcek tüketir. Yeryüzündeki yaklaşık 310 milyon sığırcık nüfusu yaklaşık 124 milyar böcek tüketir. Bu çok büyük bir sayı ve sadece sığırcıklar değil, tüm kuş türlerinin yarıdan fazlası özellikle yavru büyütme döneminde böceklerle beslenir."
Bitkisel çeşitliliğin de hayvanlar gibi pek çok noktada hayat kurtarıcı özelliklerinin olabileceğini dile getiren Erdem, geçmişte yaklaşık 2,5 milyon insanın ölümüne neden olan sıtmanın ilacının kinin ağacında keşfedildiğini hatırlattı. Erdem, var olan her canlığının tabiatta bir denge unsuru ve şifa kaynağı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Yakın geçmişte yaşanan salgınlara neden olan durumlardan ders çıkarmaz, doğayı, biyolojik çeşitliliği tahrip etmeye devam edersek ve yaban hayatına kendi ortamlarında yaşama şansı bırakmazsak tüm insanlığı daha kötü günlerin beklediğinin kaçınılmaz bir gerçek. Bu yıl özellikle karar vericiler için düşünme, fırsat ve çözüm yılı olmalıdır. Bu gidişatı tersine çevirmek ve daha iyi bir dünya kurabilmek, çocuklarımıza daha güvenli ve daha iyi bir gelecek bırakmak için hala geç değil."