'Diyalog ihtiyaçtı,başladı'
Güncelleme Tarihi:
TÜSİAD, Washington’da Türk-Amerikan ilişkilerini görüşmek üzere Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı’yla üst düzey toplantılar yaptı. TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, görüşmelerin ardından “Özellikle 2014 yılından bu yana diyaloğa olan ihtiyacın arttığından, bu diyaloğun da gerçekleştiğinden bahsedildi” dedi.
TÜSİAD, her sene tekrarladığı yıllık temasları çerçevesinde ABD’nin başkenti Washington’da Amerikan Yönetimi’nin üst düzey isimleri ile bir araya gelerek Türk-Amerikan ikili ilişkilerini değerlendirdi. Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes, Başkan Yardımcısı Ali Koç ve Yönetim Kurulu Üyesi Simone Kaslowski’nin de yer aldığı TÜSİAD Heyeti’nin Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı’ndaki toplantılarının ardından basına bilgi veren Başaran-Symes, “Türk-Amerikan ilişkilerinin dünya ve bölge barışı için önemi tüm tarafların mesuliyetini artırıyor. Bu bilinci görmekten son derece memnunuz” dedi.
DİYALOG GERÇEKLEŞYİOR
Başaran-Symes, TÜSİAD Washington Temsilciliği’nde düzenlediği basın toplantısında, görüşmelerinin çerçevesine ilişkin şunları söyledi: “Özellikle 2014 yılından bu yana diyaloğa olan ihtiyacın arttığından, bu diyaloğun da gerçekleştiğinden bahsedildi. Diyalog tabii her konuda mutabık olmak anlamına gelmiyor ama çok açık bir diyalogla tarafların geçmişe göre, 2014’ten bu yana çok daha sık görüştüğünü, dolayısıyla bunun önemini vurguladılar.”
NATO’NUN ÖTESİNDE DEĞERLER
Başaran-Symes, “Biz konuşmamızda transatlantik değerlerin önemini vurguladık. İki ülke ilişkisinde son derece önemli. Türkiye’nin sadece NATO üyeliğinin ötesinde değerler zinciri. TÜSİAD’ın Avrupa Birliği’ne olan inancını bir kere daha tekrarladık” derken bu anlamda Amerikan Yönetimi’nin Türkiye’ye bakışının stratejinin ötesinde değerler odaklı olup olmadığı konusundaki bir soruya ise şöyle yanıt verdi: “İstisnasız Türkiye’nin stratejik önemi tekrarlandı. Dolayısıyla bu değerlerle stratejik önem de tabii iç içe geçmiş durumda. Onun için aynı düşünüyoruz.”
SORUMLULUK BARIŞ ETRAFINDA
TÜSİAD Başkanı, ABD’nin Türkiye’ye yaklaşımının Türkiye’deki demokratik uygulamaları daha öne alan bir çizgide olup olmaması gerektiği konusunda ise “Biz açıkçası bir ülkeye kendi ülkemiz adına bir sorumluluk yükleyecek şekilde konuşmadık. Bizim anladığımız değerler, onların anladığı değerler bazında kaldı. Dünya barışı etrafında zaten herkes o sorumluluğu alıyor” dedi.