Güncelleme Tarihi:
TÜRK girişimcisi, Türkiye’de üretimi olmayan sektörlerde de dünya çapında iddialı olmak istiyor. 1996’dan beri ithal ettiği masaj koltuklarını iç pazarda satan Cellini Masaj Koltukları, birsüreden beri Çin ve Hong Kong’da kendi markasına üretim yaptırıyor ve Türkiye’ye getirdiği koltukları Avrupa’ya ihraç ediyor. Gaziantepli akraba iki girişimci İbrahim Erim ve Gökhan Güvener’in İstanbul’da kurduğu ‘Cellini Masaj Koltukları’ Türk markası olarak, yılda ortalama 1.000 adet masaj koltuğu satıyor. Avrupa’ya kendi markasıyla ihracat yapıyor, yakında Senegal’e de ihracata başlayacaklarını söyleyen Gökhan Güvener, “Japonya’da 100 evden 25’inde masaj koltuğu var. ABD’de de çok yaygın. Bizde de son yıllarda banka, sigorta ve call-center şirketleri çalışanlarının molalarda daha iyi dinlenmeleri için masaj koltuklu dinlenme bölümleri kuruyor” diyor.
ODTÜ mezunu kimyacı
Gökhan Güvener, şirketi 1996’da İbrahim Erim’in kurduğunu kendisinin de daha sonra ortak olarak yola devam ettiklerini söylüyor ve şöyle konuşuyor: “Ben kimya mühendisiyim, ODTÜ mezunuyum. Bir süre ABD’li bir firmada teknolojik su ıslahı projesinde çalıştım. Sonra İbrahim Bey’e ortak oldum. Cellini’de yarı yarıya ortağız.. Aynı zamanda uzaktan akrabayız. Gaziantepliyiz ama ailemizde girişimci yoktu. Biz bu sektöre inandık. Çünkü Türk insanı masajı sever. 1996’da ayda bir ya da iki tane satabiliyormuşuz. Şimdi yıllık 800-1000 adet satılıyor. Kriz olmasaydı 2010 için 2 bin adeti geçmeyi planlamıştık. Şu anda üç tane Cellini mağazamız var yakında İzmir ve Antalya’ya da açacağız.”
En iyi örnek Japonya
Masaj koltuğu piyasasının yurt dışında çok geliştiğini bu türkoltukların artık ‘sıradan ev eşyası’ konuman geldiğini anlatan Gökhan Güvener, “Japonya’da 100 evin 25’inde masaj koltuğu var. Birçok evde iki adet var. Japon Inada markası dünyada en eskilerden. 1962’den beri sadece masaj koltuğu üretiyor. Masaj, Japonların hayatının parçası oldu. ABD’de de çok yaygın. Biz de hem ünlü markaların distribütörüyüz hem de kendimiz Çin ve Hong Kong’da kendi markamız Cellini için ürettirip satıyoruz” diyor.
Senegal’e 20 koltuk
Senegal’e Cellini distribütörlğü verdiklerini ve ilk 20 koltuğun yakında yükleneceğini söyleyen Gökhan Güvener, “Belçika’da da uzun süredir distribütörümüz ver ve Avrupa’ya Celini marka koltuk satıyoruz. Avrupa’ya yılda 100’e yakın koltuk gönderiyoruz” diyor. Yıllık cironun 2 milyon lira civarında olduğunu belirten Güvener, Japon Inada, Hong Kong Life Power, Tayvan Shanghai Tokuyo, Çin EasePal, Aolida, Irest ve Best Rest markalarının Türkiye distribütörü olduklarını söylüyor.
Ses dalgasıyla masaj yakında
GÖKHAN Güvener, “Masaj koltuğu teknolojisi çok gelişti. Ayak tabanlarından başlayıp, sırtı sağdan sola saran, parmak ucundan omuzlara kadar masaj yapan var. Pasif cimnastik harekeleri bile eklendi. Günde 100 dakika masaj için ayda 3 liralık elektrik harcıyor. Yakında ses dalgalarıyla masaj yapan koltuklar çıkacak.”
Patronlar önce kendisine sonra çalışanına alıyor
SON dönemde birçok işadamının ofisine masaj koltuğu almaya başladığnı da söyleyen Gökhan Güvener, “Öğle arası yarım saat masaj koltuğuna oturuyor, biraz da kestiriyor, yeniden güne başlıyor. Çalışanlara da masaj koltuğu hizmeti başladı. Turkcell, Avea, HSBC, Vodafon, Finansbank, Garanti Bankası gibi bir çok kuruluş çalışanlar için çok sayıda yan yana koltuk koyuyor ve molalarda personel oturup masaj yaptırıyor. Bu tür yerlerde masaj programını 3 dakika ile sınırlıyoruz. En çok çağrı merkezleri personel için masaj koltuğu alıyor. Türkiye’de bu tür alımı ilk yapan firma Google Türkiye olmuştu. Ardından Turcell ve diğerleri geldi” diyor.
Castro ve generaline koltuk gönderdik
CELLINI yönetim kurulu başkanı Gökhan Güvener, geçen yıl Küba’nın efsane Devlet Başkanı Fiedel Castro’ya da masaj koltuğu gönderdiklerini söyledi. Güvener şöyle devam ediyor: “Ayrıca Türkmenistan ve Azerbaycan devlet başkanları da bizim koltuklarımızda rahatlıyor. Türkiy’de de başbakanlıkta koltuğumuz var. Ayrıca çok ünlü işadamlarımız, sanatçılarımız da bizim koltuklarımızı kullanıyor.”
25 milyon çalışabilir kadın var, sadece 6 milyonu çalışıyor
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, Türkiye’de 25 milyon çalışabilir kadın nüfusundan sadece 6 milyonun çalıştığını belirtti. Bektaş, bir etkinliğe katılmak için geldiği Adana’da, bölgedeki TOBB Kadın Girişimciler Kurulu üyeleri ile Adana Ticaret Borsası’nda bir araya gelerek sorunları hakkında görüştü. Bektaş, konuşmasında, kadınların da erkekler kadar iş dünyasının içinde yer alarak istihdam yarattığını, ayrıca sosyal yanlarının daha ağır bastığını söyledi. Bektaş, bu sayede duygusal zekanın arttığını, dolayısıyla da girişimciliğe katkı sağlandığını anlattı.
Türkiye Cebit Fuarı’na partner ülke oldu
TÜRKİYE, dünyanın en büyük teknoloji fuarı CeBIT’in 2011 yılı Partner Ülkesi oldu. İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından yapılan açıklamada, İTO’nun girişimleri sonucunda Alman Bilişim ve Telekomünikasyon Derneği BITKOM ve CeBIT organizatörü Deutsche Messe’nin, Türkiye’yi resmen 2011 yılı partner ülkesi olarak ilan ettiği belirtildi. Almanya, Hannover’de 1-5 Mart 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek fuarda şirketler arası tüm ilişkilerin İstanbul Ticaret Odası ve Deutsche Messe aracılığıyla yürütüleceği kaydedildi. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, “Bu yıl gerçekleştirilen CeBIT’te 68 ülkeden 4 bin 157 firma stant açtı. 77 ülkeden 334 bin kişi bu fuarı ziyaret etti. Partner ülke olarak etkin kullanabileceğimiz CeBIT platformu, Türk firmalarının yeni ortaklıkları için anahtar rol oynayacak” dedi.
İskender kebap adını tescilledi Avrupa’ya açılacak
BURSA’nın ünlü yemek-lerinden iskender kebabını, “Kebabçı İskender-Yavuz İskenderoğlu” adıyla tescilleyen iş adamı Yavuz İskenderoğlu, markasını Avrupa’da da tanıtacak. “Kebabçı İskender-Yavuz İskenderoğlu” firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz İskenderoğlu, Türkiye’de marka hukukunun, marka sahiplerini koruyamadığını ifade etti ve bu işi adı ve soyadıyla yürütmesinin bu anlamda daha faydalı olacağına inandığını söyledi. İskenderoğlu, “Türkiye’de yüzlerce pıtırak gibi iskender adını kullanan iş yeri var. Markanın tescilini yaptırdık, bunların peşinden koşup, davalar açtım. Bedeller ödedim. Bundan bir sonuç alamayacağım aşikar, görüyorum. Bu işin mücadelesini artık adım ve soyadımı kullanarak yapacağım. Böylece sapla saman karışmayacak” dedi. İskenderoğlu, Türkiye genelinde 16 şubesinin bulunduğunu, artık Avrupa’ya açılmak istediğini vurgulayarak, bu kapsamda Letonya’da bir döner üretim tesisi kurmayı planladığını dile getirdi. İskenderoğlu, şöyle konuştu: “Avrupa’da çoğunlukla domuz eti yendiği için kuzu etleri yenmiyor. Harika hayvanları var ama yenmiyor. Orada bir döner fabrikası açmayı planlıyorum. Bu Bulgaristan’da da olabilir. Orası da bu işe elverişli. Ben ailenin ‘Şubemiz yoktur’ ile övünüşünü ‘Şubemiz çoktur’a götürmek için yola çıktım.”
Almanya’da ortak oldular, fantastik araçlar getirdiler
11 yıldır Almanya’da faaliyet gösteren ve racing ATV gibi ekonomik ulaşım araçları üreten Pumarex, Türkiye pazarına giriyor. Tasarımı Alman mühendisler tarafından yapılan yeni jenerasyon araçlardan New age racing ATV’lerin bazı modelleri İstanbul, Ankara ve Antalya’da satışa sunuldu. Firma; hybrid, elektrik, benzin motorlu iki, üç, dört tekerlekli ulaşım araçlarını Türkiye pazarı ile tanıştırmayı hedefliyor. Pumarex Çin’de ortak olduğu fabrikada birçok marka için fason üretim de yapıyor. Firmanın ortaklarından endüstri mühendisi Serhat Göçer, uzun yıllar Almanya’da araç modelleme ve geliştirme üzerinde çalışmış bir isim. Diğer ortak Ali Altıntaş ise inşaat sektöründe de faaliyet gösteren genç bir girişimci olarak bu sektörde büyüme kararı almış.
Üretim düştü, pamuk ve iplik ihracatına vergi koyalım
İSTANBUL Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, geçen seneki üretim düşüşünden dolayı tekstil üreticisi ülkelerin şu anda pamuk ve iplik ihracatına vergi koyduğunu belirterek, “Bizim de benzer şekilde iplik ihracatımızın sınırlanması gerekiyor” dedi. İTHİB’e yeniden başkan seçilen İsmail Gülle dünyadaki siparişleri karşılayacak pamuk bulunmadığını söyledi. Tekstil üreticisi ülkelerin şu anda pamuk ve iplik ihracatına vergi koyduğunu ifade eden Gülle, “Çünkü geçen seneki üretim düşüşünden dolayı, dünyadaki siparişleri karşılayacak pamuk bulunmamakta. Biz de benzer şekilde, Türkiye de zaten pamuk pek satmıyor ama iplik ihracatımızın da sınırlanması gerekiyor. Çünkü 4-5 dolara iplik satmak yerine 30 dolara konfeksiyon satmak hepimizin ortak amacı olmalı” dedi. Türkiye’de 7 sene önce 950 bin ton pamuk üretilirken, şu anda 370 bin ton pamuk üretildiğine dikkati çeken Gülle, “Bu kadar önemli bir sanayi ürününde yaklaşık 2 milyar dolar pamuğa para ödüyoruz, 1 milyon tona yakın pamuk ithal ediyoruz. Bu da haliyle Türkiye için ciddi bir kayıp oluyor. Pamuğun üretiminin desteklenmesi lazım. Tabancamız var, mermimiz olmadığı zaman hedefi vuramıyoruz” diye konuştu.