Güncelleme Tarihi:
Reuters'a bilgi veren konu hakkında bilgi sahibi dört ekonomi yetkilisi, kamu ithalatını azaltmak ve stratejik sektörlerdeki yatırımların ucu açık şekilde desteklenmesi başta olmak üzere ithalat yerine özel sektör yatırımlarını ön plana çıkarmayı hedefleyen adımlar atılacağını söyledi.
Bu adımların en önemli kısmının bugüne kadar ilk yatırım bedelinin yüksekliği nedeniyle yapılamayan yatırımların, verilecek destekler ile özel sektör eliyle yapılması olarak belirtiliyor.
İthalatı azaltmayı, savunma sanayi ve enerji sektörü başta olmak üzere yerlileştirmeyi neredeyse tüm politikalarda öne çıkaran hükümet geçtiğimiz haftalarda Yerlileştirme Yürütme Kurulu'nu da kurdu.
Bu kavramların altında yatan ana hedef ise enflasyondan cari açığa Türkiye'nin makro politikalarındaki kırılganlık yaratan unsurları en aza indirecek bir makro politika oluşturmak.
Türkiye ekonomisinde ithal ara malı bağımlılığı oldukça yüksek. Ara malı ithalatının toplam ithalat içindeki payı yüzde 74 seviyesinde. TÜİK tarafından 2012 verileri kullanılarak yapılan son hesaplamaya göre imalat sanayi sektöründe ithalat gereği yüzde 31 seviyesinde bulunuyor.
Bu makro yapı TL'de değer kaybı yaşandığı dönemlerde ithalatı tetikleyerek dış ticaret dengesini, cari açığı ve özellikle de üretici kanalından enflasyonu tetikliyor. Bu süreç finansmana erişime ilişkin endişeleri artırırken bir kısır döngü şeklinde TL'deki değer kaybını da yeniden tetikleyerek finansman maliyetlerini de yükseltiyor.
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem, "TCMB'nin önerileri doğrultusunda cari açık ve enflasyonu aşağı çekecek ciddi reformlar gündeme geliyor. Yapmamız gereken ara malı ithalatı yerine ekonomiyi destekleyerek üretime yönlendirmek. Amaç üretim desteklerini ithalat bağımlılığının yüksek olduğu alanlara kanalize etmek" dedi ve ekledi:
"Ekonomide yapılacak en önemli reformlardan biri bu olacak. Bu hamle Türkiye ekonomisinin kırılganlık olarak lanse edilen cari açık, enflasyon gibi tüm alanlarına bir arada etki edecek."
Yetkililer teşvik edilecek sektörleri otomotiv, ulaştırma, sağlık, haberleşme ve tarım teknolojileri, enerji, metalurji, petrokimya olarak belirlendiğini söylediler.
İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu ara malı ithalatını azaltacak adımların dışa bağımlılık kaynaklı kırılganlığı azaltacak olması nedeniyle önemli bir yapısal reform olarak kabul edilebileceğini belirtti.
Kömürcüoğlu, "Geçmişte verilen teşviklerin etkinliği göz önüne alındığında adımların tam anlamıyla etkili olabilmesi için aynı anda verilen teşvikler kadar yatırım ortamının iyileştirilmesi, belirsizliklerin azaltılması, öngörülebilirliğin de artırılması önemli olacaktır" dedi.
UCU AÇIK TEŞVİKLER ÖNEMLİ ROL OYNAYACAK
Reuters'a bilgi veren üst düzey bir ekonomi yetkilisi, "Hedefimiz üç-dört yılda Türkiye ekonomisini kırılganlıklardan arındırılmış bir yapıya ulaştırmak. Asıl hedef dış ticaret dengesinde yüzde 30-40 yani 20-25 milyar dolara ulaşan kalıcı azalış" dedi.
Bu teşviklerde Bakanlar Kurulu'na geçen yıl ucu açık destek sağlama hakkı tanıyan proje bazlı yatırım teşvik sistemi önemli rol oynayacak.
Bu teşvik kapsamında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ithalatı 2019'dan itibaren yıllık 6-7 milyar dolar azalacak yatırım değeri 80 milyar TL olan projeler için 20 firma ile görüşüldüğünü belirtiyor.
Reuters'a bilgi veren bir başka ekonomi yetkilisi, sadece sağlanacak proje bazlı teşviklerle 3-4 yıl içinde dış ticaret açığına 10 milyar dolara kadar destek öngörüldüğünü belirtti. Yetkili, "3-4 milyar doları ihracat olmak üzere 10 milyar dolar katkı bekliyoruz" dedi.
İthalatı sınırlayacak bir diğer karar ise 1 Mart'ta yürürlüğe girecek ve bu tarihten sonra kamu kurum ve kuruluşlarının yapacağı doğrudan ithalat Ekonomi Bakanlığı'nın iznine tabi olacak.
Yetkililerin verdiği bilgiye göre bu kararlara paralel önümüzdeki dönemde kamuda yeni yönlendirme kararları da görülebilecek. Reuters'a bilgi veren bir yetkili "Kamu kurum ve kuruluşlarının yapacağı doğrudan ithalatın izne tabi olmasının ardından dolaylı ithalatın da izne bağlanması mümkün" dedi.
Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 2016 yılında doğrudan kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 5.5'i, yani 11 milyar dolar oldu.
Sanayi Bakanı Faruk Özlü, yerlileştirme programı kapsamında yaptıkları analizde 135 milyar doları bulan sanayi ürünleri ithalatının 102-105 milyar dolarlık kısmının Türkiye'de üretilebileceğini belirtiyor. KOSGEB'in yerli üretimde fayda görülen ürünlerin listesini çalıştığını belirten Özlü, sanayi ürünlerinin toplam ihracat içindeki payının çok yüksek ama ileri teknolojili ürünlerin payının yüzde 4 civarında olduğuna dikkat çekiyor.
Yapılan projeksiyonlarda kimya ve ilaç sanayinin ön plana çıktığına değinen Özlü "Sadece petrokimyada 11 milyar dolarlık açığımız var. Petkim ölçeğinde 4 tane tesis kurulsa, iç pazarın ihtiyacı karşılanacak" diyor.
Petrokimya alanındaki ilk adım ise Cezayir'in milli enerji şirketi Sonatrach ile Rönesans grubu ve Bayegan arasında , Adana'da 1 milyar dolarlık petrokimya tesisi kurulması için dün atıldı.
TCMB'nin hesaplamalarına göre TL cinsinden ithalat fiyatlarındaki artış 2017'de yüzde 30 ile tarihi zirveye ulaştı. Bankanın hesaplamalarına göre yılı yüzde 11.92 ile tamamlayan enflasyonun 4 puanı tek başına maliyet faktörlerinden geldi.
TCMB çalışanlarının görüşlerini paylaştığı Merkezin Güncesi isimli blog'da ise ara malı ithalatı konusunda yapılan bir analizde "Yerli üretimi teşvik edecek politikaların orta-uzun vadede maliyet avantajlarının oluşacağı üretim yapılarını hedeflemesi gerekiyor" görüşüne yer veriliyor.