Güncelleme Tarihi:
Dinçer, Holding bünyesinde yer alan Aksigorta ve AvivaSA'nın yöneticileriyle birlikte düzenlediği basın sohbet toplantısında ekonomideki ve sektördeki gelişmeleri değerlendirdi. Sözlerine, 2012'ye ilişkin verecekleri rakamların tahmin ve beklenti niteliğinde olduğunu belirterek başlayan Dinçer, dünya ekonomisinde kırılganlıkların sürdüğüne işaret etti.
2007 yılında başlayan ekonomik krizin 2012 yılında da devam ettiğini anlatan Dinçer, AB ekonomilerinde merkez bankalarının aldığı kararlarla son dönemde problemli ülkelerde faizlerde indirimler olsa da genel anlamda tüketici güveninde problem olduğunu ve bunun giderilemediğini ifade etti.
Avrupa ülkeleri arasında fikir ayrılıkları da olduğunu anımsatan Dinçer, “Kuzeydekiler daha kemer sıkmadan yana, güneydekiler biraz daha gevşetmekten yana. ABD'de buna benzer bir çelişki var. Cumhuriyetçilerle Demokratlar vergilerin artırılması konusunda uzunca süredir müzakere ediyorlar. Japonlar 20 yıldır kronik bir durgunluk içerisinde. Şimdi yeni hükümet var, ne olacağını göreceğiz. Diğer yanda Türkiye'nin de içerisinde olduğu gelişen ülkeler dünya ekonomisinin lokomotifi. Uzun vadeli bir trend olarak görüyoruz. Fakat kısa vadede olumsuzluklar olabiliyor” ifadelerini kullandı.
Dinçer, Türkiye ekonomisinin geçtiğimiz yılı başarılı tamamladığını düşündüklerini belirterek, yüzde 2,8-3 arasında bir büyüme beklediklerini kaydetti.
Türkiye'nin, en büyük ticari partneri ve sermaye kaynağı AB'deki tüm sorunlara ve çevre ülkelerdeki siyasi olumsuzluklara rağmen başarılı bir yıl geçirdiğini anlatan Dinçer, “Cari açıkta planlı bir daralma ve yumuşak bir iniş gerçekleşti. Hükümet ekonomiyi yeni bir dengeye oturttu diyebiliriz. Enflasyonda son 40-50 yılın en düşük seviyelerine gelindi. Keza faizlerde sıfır seviyelerine gelindi. En önemli haber Fitch'in kasım ayında gelen not artışı oldu” diye konuştu.
“Orta vadede güçlenen şirketler gelişmiş ülkelerde satın almalar yapacak”
Haluk Dinçer, finans piyasalarının 2013 yılına sadece Türkiye'de değil tüm dünyada olumlu bir beklenti içerisinde girdiğine işaret ederek, merkez bankalarının parasal genişleme politikalarının devam ettiğini hatırlattı.
ABD'de mali uçurum krizi atlatılmış gözükse de borç tavanı probleminin sürdüğünü belirten Dinçer, “Şubat ayı ortalarında ABD'nin borçlanamaması, dolayısıyla bazı yükümlülüklerini yerine getirememesi tehlikesi var. Dolayısıyla her ne kadar iyimserlik olsa da kırılganlık devam ediyor” dedi.
Dinçer, gelişen ülkelerde yaratılan paranın, parasal genişleme ve gevşek para politikalarının risk iştahını coşturduğunu ve bunun sonucunda da Türkiye gibi gelişen ülkelere nakit akışının devam ettiğini anlatarak, gelecek dönemde gelişen ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru bir sermaye hareketinin görülebileceğini ve şirket satın almalarının daha fazla olabileceğini öngördüklerini söyledi.
Haluk Dinçer, “Orta vadede güçlenen şirketler gelişmiş ülkelerde satın almalar yapacak. Geçmişe göre tersi yönde yatırımlar göreceğiz” dedi.
2013 için yüzde 4'lük temkinli bir büyüme beklentilerinin olduğu bilgisini veren Dinçer, büyümenin iç talep kaynaklı olacağına dikkati çekti.
Dinçer, düşen faizlerin yatırımı ve tüketimi desteklediğini belirterek, diğer reyting kuruluşları Moody's ve Standard & Poor's'tan (S&P) bu yıl içerisinde not artırımı beklediklerini kaydetti. Dinçer, not artırımı olduğu takdirde büyümenin yüzde 5'in çok üzerinde gerçekleşebileceğine işaret etti.
Aksigorta ve AvivaSa'nın özkaynak değerlerinin 1,7 milyar lira olduğunu belirten Dinçer, Sabancı Grubu'nun sahip olduğu hisselerin değerinin de 750 milyon lira olduğunu bildirdi.
Sabancı Holding'in aktif değerinin analiz raporlarında 26 milyar lira olarak belirlendiğini anımsatan Dinçer, “Bankayı dışarıda tutarsak sigorta iştiraklerinin ağırlığı yüzde 7 mertebesindedir” dedi.
“Bireysel emeklilikte 10 yılda 20 kat büyüme bekleniyor”
Türkiye'nin dünyada 16. büyük ekonomi olduğunu, sigorta sektörünün ise elementerde 30, emeklilik fonlarında 43. sırada yer aldığını belirten Dinçer, “Biz bu açıklığın önümüzdeki yıllarda bir nebze de olsa kapanacağını düşünüyoruz. GSYH'da elementer sigortanın üretimi sadece yüzde 1,1'dir. Bu Avrupa ülkelerinde yüzde 3'tür. Doğu Avrupa ülkelerinde bile yüze 2'ler mertebesindedir. Bireysel emeklilik fonlarının GSYH'daki payı da yüzde 1,5'e ulaştı. Batı Avrupa'da yüzde 80, yüzde 100'leri görebiliyoruz. Burada da ciddi bir büyüme potansiyeli var” diye konuştu.
Dinçer, son dönemde sigorta konusunda artan bir farkındalık ve ciddi prim artışları gördüklerini ifade ederek, devletin de teşvik edici bir rolünün olduğunu dile getirdi.
Yüksek rekabet ve düşük karlılık nedeniyle şirketlerin yeterince fon oluşturamadıklarını vurgulayan Dinçer, gelecek 10 yılla ilgili beklentilerini ise şöyle sıraladı:
“Elementer tarafta 4-5 kat büyüme bekliyoruz. Bugün 16 milyar lira olan prim düzeyinin 64-80 milyar liraya geleceğini düşünüyoruz. Bugün 2 milyar lira düzeyinde olan hayat tarafında 8-10 kat büyüme bekliyoruz. Bireysel emeklilik tarafında da bugünkü 20 milyar liralık fonun 15-20 kat büyümesini bekliyoruz ki, bugünkü bankalardaki mevduatla, yastık altındaki altın stokuyla kıyaslanabilecek bir büyüklüğe gelebileceğini görüyoruz.”
AvivaSA'nın halka arzı
Halka açık Aksigorta hakkında bilgi veren Dinçer, 2011 yılında Belçikalı Ageas şirketiyle ortaklık kurduklarını ve yüzde 36, yüzde 36 ve yüzde 28 hisse hisse dağılımı olduğunu bildirdi. 700 aşkın çalışanı ve bin 500'ün üzerinde acentası olan Aksigorta'nın, Hazine'nin yüzde 100 olarak belirlemesine rağmen sermaye yeterliğinin yüzde 163 gibi yüksek bir seviyede olduğuna dikkati çekti.
2003'ten beri faaliyette olan AvivaSA'nın ise Akhayat olarak 1995 yılına, Doğan Sigorta olarak ta 1941 yılına kadar köklerinin uzandığını anlatan Dinçer, 2007'de İngiliz Aviva ile ortaklık kuran şirketin bin 300 çalışanı, 700 kişi de direk satış ekibi ile en güçlü iki şirketten biri olduğunu bildirdi.
2013 yılını geçiş yılı ve 1 Ocak 2013'ü sektör açısından dönüm noktası olarak nitelendiren Dinçer, 2014 yılı sonuna doğru AvivaSA'yı 1 milyar dolar piyasa değerine ulaştığı takdirde halka arz etmeyi planladıklarını açıkladı. Dinçer, bu değere ulaşılamaması durumunda halka açılmayacaklarını kaydetti.
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen de, sektörün 2012 yılı prim üretim tahminin yüzde 18-19 büyüme ile 16 milyar lira olduğunu söyledi. Sektörde yoğun rekabetin devam ettiğini anlatan Gülen, 35 şirketin yılın 9 aylık döneminde temettü gelirleri hariç 233 milyon lira zarar açıkladığını hatırlattı. Gülen, üretimin yüzde 51'ini oluşturan motor branşları zarar toplamının 608 milyon lira olduğuna dikkati çekti.
Gülen, prim artışından yüksek bir karlılık yakaladıklarını ifade ederek, 2012 yılı için tahmini net karlarının 2011 yılına göre yüzde 50-55 artışla 48-50 milyon lira olduğunu kaydetti.
2012'de yüzde 8'lik pazar paylarını koruduklarını anımsatan Gülen, 2013 yılı için sektörde prim üretiminde yüzde 17'lik artış beklediklerini bildirdi.
AvivaSA Genel Müdürü Meral Eredenk ise sektörün fon büyüklüğünün 2012 yılında yüzde 37 büyüme ile 20 milyar liraya, katılımcı sayısının da 3 milyon kişiye ulaştığını, risk hayat ve ferdi kaza primlerinin yüzde 1 küçüldüğünü söyledi.
AvivaSA'nın 2012 yılı karlılık tahminlerinin yüzde 8'lik artışla 45 milyon lira olduğunu bildiren Eredenk, yaklaşık yüzde 21 olan özkaynak karlılığının da sektörün üzerinde bir karlılık olduğunu vurguladı. Fon büyüklüğünde ilk iki şirketten bire olduklarını anlatan Eredenk, daha küçük katılımcı sayısı ile daha büyük fon yaratan bir şirket olduklarına dikkati çekti.
Bireysel emeklilik sektöründe (BES) 1 Ocak'ta başlayan yüzde 25 devlet katkılı dönemin devrim niteliğinde olduğunu ifade eden Eredenk, sektörün fon büyüklüğünün yüzde 30 artışla 26 milyar liraya çıkmasının beklendiğini kaydetti. Katılımcı sayısının yüzde 14 büyüme ile 3,5 milyon kişiye çıkmasını öngördüklerini kaydeden Eredenk, risk hayat ve ferdi kaza primlerinde yüzde 12 artış hedeflendiğini söyledi.
“En hızlı artış Tehlikeli Hastalıklar ürününde”
Toplantının sorular kısmında yeni ürünlerine değinen Eredenk, sağlık sigortasından farklı olarak kalp, travma, böbrek rahatsızlıkları ve kanser gibi hastalıkları kapsayan “Tehlikeli Hastalıklar Ürünü”nün, en hızlı artan ürünleri olduğunu bildirdi.
Eredenk, bu ürüne 6 ayda 45 bin kişinin başvurduğunu, bu ürün ile 5,5 milyon liralık prim üretildiğini dile getirdi. 5,7 ve 12 hastalık adedinin bulunduğu 3 ayrı paketlerinin olduğunu anlatan Eredenk, “En temelinde prostat ve meme kanseri var. Ondan sonrakinde kalp var. 50 bin liralık bir teminat için 250 liralık bir yıllık prim ödemek gerekiyor” dedi.
Yeni geliştirilen faizsiz sigorta ürünlerine de değinen Eredenk, katılım bankalarının sektördeki paylarına paralel olarak sektöre yüzde 6-7'lik ilave katkı potansiyelinin bulunduğunu ifade etti.
“Aksigorta'daki hisse alımları”
Aksigorta hisselerinin alımıyla ilgili bir soruya yanıt veren Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, “Aksigorta ve AvivaSA olarak piyasada değer yaratacak her türlü fırsatı değerlendiririz ve değerlendiriyoruz. Ageas'la birlikte Aksigorta hisselerini almamızın temel nedeni piyasadaki hisse değerini düşük gördük. Yanlış hatırlamıyorsam piyasa değeri 1,30'du, bugün 2,30'dur. Yüzde 32'nin üzerindeydi hisselerimiz, bugün yüzde 36'ya çıktı. Yüzde 3'er aldık. Daha da fazla almadık. Alabilirdik esasında. Bize göre hala aşağı değerde ama bir sınır getirdik. ortağımız, 'Bu fiyat ucuz alalım' dedi. Biz de dedik ki, yüzde 28'in altına düşersek orada duralım, çünkü piyasadaki likiditeyi öldürüyorsun, bu sefer yabancılar tercih etmiyorlar. Onun için orada durduk” diye konuştu.
Bir suru üzerine de Dinçek, borsadaki hisselerin yüzde 15'inin Aberdeen fonuna ait olduğunu söyledi.
Dinçer, “Şirket alımlarıyla ilgilenir misiniz” şeklindeki bir soruya da şu karşılığı verdi:
“İlgileniriz tabii. Sektörde elementer tarafta 35-36 şirket var, bunun 5 büyüğü prim üretimi olarak pazarın 50'sini yapıyor. Toplamında da zarar ediliyor. Dolayısıyla bu 36 şirket 36 olarak gidemeyecektir. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde yarı yarıya azalacağını düşünüyoruz.
AvivaSA'nın faaliyet gösterdiği emeklilik tarafında 17 şirket var. Toplamda karlılıklar her ne kadar bu yıl biraz düşük olabilecekse de genelde iyidir. Dolayısıyla öyle bir konsolidasyon, mevcut durumdan daha ileriye bir konsolidasyon öngörmüyoruz.”