Dikkat! Bu projede pozitif ayrımcılık var

ERKEKLERİN egemen olduğu meslekleri düşünecek olursak, mühendislik kuşkusuz ilk sıralarda yer alacaktır. Teknik mesleklerin genel olarak kadınlar için uygun olmadığı varsayılır. Ve mühendislik alanı kadın katılımının en düşük olduğu profesyonel alanlardan biridir. İşte bu durumu değiştirmek, önyargıları yıkmak ve mühendisliğe gönül vermiş kızları desteklemek amacıyla Limak Grubu geçtiğimiz yıl Türkiye’nin Mühendis Kızları (TMK) sosyal sorumluluk projesini başlattı. Proje ile Türkiye’nin dört bir yanından mühendisliği seçmiş kızlara burs veriliyor, seçtikleri dalda danışabilecekleri ‘mentor’ları oluyor, staj imkânları sağlanıyor. Hatta mezun kızların ileride ‘mentor’ olarak geri dönmesi hedefleniyor. Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir’in projeyle ilgili temennisi şöyle: “Sürdürülebilirlik açısından bu kızların iyi yerlerde çalışmaları, sonra geriye dönüp yeni gelen kızlara ‘mentor’luk yapmaları. Bana soruyorlar bu kaç yıllık bir proje? Bu sonsuz bir proje çünkü bu bir kültür olacak. Mezun olanlar yeniden geri dönüp yardım etmek isteyecekler. Bir kardeşlik derneği gibi…”

ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDAN

Mühendisliğe çoğu zaman kadınlar için dezavantajlı bir meslek gözüyle bakılıyor. Ancak önyargılara rağmen Türkiye’nin her yerinde mühendisliğe gönül vermiş kızlar var. Onları bulup, destek olmak için TMK Projesi’ni hayata geçiren Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir ile bir araya geldik. Özdemir, burs için Türkiye’de 28 üniversiteden mühendislik eğitimi alan 40 kız öğrenciyi seçtiklerini belirterek, daha sonra öğrencileri İstanbul’da bir araya getirdiklerini anlattı. İçlerinde hiç hayatında uçağa binmemiş, ilk defa İstanbul’a gelen kızlar olduğunu söyleyen Özdemir, “Bu kızlar Türkiye’nin dört bir yanından geliyorlar, birbirlerini etkileyip, birbirlerinden de öğrenecek çok şeyleri var. Her birine ‘mentor’ adadık. Staj bulamayanlara yazın staj imkânları yarattık. 3. ve 4. sınıflara Boğaziçi Üniversitesi’nde bir sosyal mühendislik programı dizayn ettik. İki hafta Kilyos’ta kaldılar ve finans, girişimcilik, sosyal medya gibi alanlarda ders aldılar. Bu burs karşılığında kesinlikle biz bir şey istemiyoruz. Bursu devam ettirmenin tek bir zorunluluğu var; öğrencilerin ayda dört saat bir sosyal sorumluluk projesinde çalışması. Yaşlılara kitap mı okur, LÖSEV’de mi çalışır, ama bu zorunluluk. Bence yardımseverlik ve hayırseverlik öğrenilen bir şey, insanlar yaptıkça yapıyorlar” dedi.  

KIZINIZI MÜHENDİSLİK İÇİN İSTİYORUZ

ŞİMDİ Aile Bakanlığı ve BM Kalkınma Programı (UNDP) ile yeni bir projeye hazırlandıklarını anlatan Özdemir, “İkinci adım da liselerde özendirme olacak. Çünkü mühendisliği az seçen var. Bizim sınıfta 50 kişiydik, 5 kız inşaat mühendisliği öğrencisi vardı. Yüzde 10. İnsanlar daha çok öğretmen oluyor, doktor oluyor. Birtakım liselere gidip kızları mühendisliğe özendirmeye başlayacağız. Şu anda UNDP’den uzmanımız bir rapor hazırlıyor. Daha sonra sahalara çıkacağız. ‘Kızınızı mühendisliğe istiyoruz’ gibi birtakım kampanyalar yapacağız” dedi.

 ÇİN’DEN HAVA KİRLİLİĞİ VERGİSİ

ÇİN, hava kirliliğinin ülkenin özellikle bazı bölgelerinde nefes almayı neredeyse imkansız hale getirmesi üzerine, hava, su, toprak kirleten endüstriyel faaliyetler üzerinden vergi alınmasını kararlaştırdı. Çin Parlamentosu’nun geçtiğimiz hafta sonu kabul ettiği yasaya göre havayı, suyu ve/veya toprağı kirletenler bundan böyle vergi ödeyecek. Düzenleme, kirletici faaliyetlerde bulunanları verdikleri maddi zararı gidermek için fon oluşturmaya zorlayacak. Bu sayede düzenlemenin kirletici faaliyetlere karşı caydırıcı bir etkisi olması hedefleniyor. Çin’de hava kirliliği ve yarattığı sis son günlerde okulların kapatılmasına, uçuşların iptal olmasına, endüstriyel üretimin yavaşlamasına ve vatandaşların can sağlığının tehlikeye girmesine neden oluyor. Çin, özellikle 2014’ten bu yana çevre ve hava kirliliğiyle mücadele etmeye çalışıyor. Hızlı kalkınma ve sanayileşmenin bedeli olarak Çin’deki büyükşehirlerin çoğu, aynı zamanda dünyanın en kirli şehirleri arasında yer alıyor. Dünyada sera etkisi oluşturan gazların salımında ilk sırada yer alan Çin’de özellikle son iki yıldır, ülkenin farklı bölgelerinde insanlar ciddi hava kirliliği tehdidi altında yaşıyor. Ülkede hava kirliliği alarm sisteminde mavi, sarı, turuncu ve en üst düzeyde kırmızı olmak üzere dört aşama uygulanıyor.

SABANCI’DAN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU

SABANCI Holding, 1 Ocak- 31 Aralık 2015 tarihleri arasında Türkiye’de yürüttüğü faaliyet ve projelerdeki sürdürülebilirlik performansını inceleyen sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. Rapor bu yıl, geçen yıldan farklı olarak uluslararası GRI İlkeleri temel alınarak, GRI G4 Temel (Core) seviyesinde hazırlandı. Sabancı Topluluğu’nun sürdürülebilirlik öncelikleri olarak belirlenen enerji ve emisyon yönetimi, atık ve su yönetimi, çalışan eğitimi ve gelişimi, toplumsal gelişime katkı, iş sağlığı ve güvenliği, İş’te çeşitlilik ve eşitlik, doğal kaynakların verimli kullanımı konuları, raporlama çalışmasının temelini oluşturuyor. Bu konulardaki performanslar da rapor kapsamında paylaşılıyor. Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul, topluluğun sürdürülebilirliğe bakışı ile ilgili şunları söyledi: “Sürdürülebilirliği güvence altına alacak girişimlerde bulunmak tüm iş süreçlerimizin değişmez bir parçasıdır. Sosyal sorumluluk bilinciyle halka yakın, insana ve çevreye saygılı, karar süreçlerinde katılımı ve ortak aklı teşvik eden bir yönetim yaklaşımına sahibiz. Faaliyetlerimizi kurumsal yönetişim ilkeleri ile birlikte 2007 yılından bu yana imzacısı olduğumuz Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesine uygun şekilde sürdürmekteyiz.”