Dijital mecralar basınla çok iyi ilişkilendirilmeli

BU yıl 3 ayrı kategoride Kırmızı ödülünün sahibi olan LOWE İstanbul ajansının Yaratıcı Yönetmeni Emre Noyan, gelişen teknoloji ve mobil iletişim cihazlarının yaygınlaşmasıyla birlikte reklamda dijital ve mobil mecraların her geçen gün büyüdüğüne dikkat çekerek, “Ancak bunların basınla doğru biçimde ilişkilendirilmesi basının kullanımını da doğrudan etkileyecektir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde reklamda yeni kategoriler doğacağını ve haliyle Kırmızı Ödülleri’nin de buna uyum sağlayacağını düşünüyorum” dedi.

Basın uzun yıllar olacak

LOWE İstanbul’un, ödül performansının çok yüksek olmadığını belirten Noyan şunları söyledi: “Bunun başlıca nedenlerinden biri bizim ajans olarak sadece Türkiye değil aynı zamanda tüm Afrika ve Ortadoğu bölgesi için de bir çeşit “Reklam Fabrikasi” gibi çalışıyor olmamız. Bir diğer neden de daha ziyade TV alanında iletişim yapan portföyümüzdeki birçok markanın aynı kategorilerde birbirlerine rakip olmaları. Dolayısıyla, sadece basını değerlendiren Kırmızı Ödülleri’nde az sayıda da olsa Kırmızı ödülü almak bizim için çok değerli ve önemli. Yeni pazarlama iletişimi çok farklı mecralara yayılsa da basın uzun süre daha ana mecra olarak varlığını sürdürecek, dolayısıyla ödüle layık bulunan her basın ilanı bence sektörün önemli değerlerinden biri olmaya devam edecek.”

Yeni kategoriler gelmeli

Kırmızı Ödülleri’nin, 9 yıldır istikrarını başarıyla koruduğuna dikkat çeken Noyan şöyle konuştu: “Ancak her yıl daha fazla, yeni kategorilerin eksikliğini hissediyorum. Bu yıl jüri üyesi olarak, otomotiv kategorisinde ödüle değer otomobil ilanlarının yanında çok çok iyi motosiklet ilanlarıyla da karşılaştım. Biz de jüri olarak “Diğer Motorlu Taşıtlar” diye bir kategori açılmasına karar verdik.

‘Bugün hediye mediye istemez diyenlerin günü’ ödül getirdi

BASINDA En İyi Reklam Metni ve Basında En İyi Sanat Yönetimi Kategorisi’nde 2 Kırmızı ödülü kazanan Leo Burnett’in Reklam Yazarı Selçuk Akyüz, ödül sürecini şöyle anlattı: “Fiat için Babalar Günü’ne özel bir ilan brief’i almıştık. Babalar Günü, diğer pek çok özel gün gibi ticarileştiriliyor. Biz bundan olabildiğince kaçınmak istedik. Çünkü bu eski tarz bir reklamcılık anlayışı. Şirketler, iletişim yaptıkları kişileri tüketici olarak gördükleri sürece şirket olarak kalırlar. Halbuki marka olmanın esprisi, karşınızdakileri tüketici değil, insan olarak görebilme cesaretinde yatar. Onları insan olarak gördüğünüzde zaten böylesine duygusal bir günü ticarileştirmenin size olduğu kadar onlara da itici geleceğini kavrarsınız. Biz de insanlardan, yani kendimizden hareketle bir ilan hazırladık. İlan, Fiat’ın babaları andığı, onlara teşekkür ettiği bir ilandı. Herhangi bir satış kaygısı yoktu. Yazarken reklam metni gibi olmayan bir metin yazmak vardı aklımda. Bu yüzden de başlık olarak “Bugün, ‘hediye mediye istemez’ diyen adamın günü” tümcesini kullandık. Ondan sonrası zaten çorap söküğü gibi geldi.”

‘En iyi sanat yönetimini’ Selim Ünlüsoy’la çalıştığımız Mc Donald’s kahve ilanıyla aldıklarını belirten Akyüz şöyle devam etti: “Buradaki fikrimiz, kendisi işte, aklı rüyalar aleminde olan, afyonu patlamamış öğrenci ve çalışanların dramına sıcak bir merhaba demekti. Böyle bir dünya kurgulamak zordu. Çünkü yüzlerce küçük ofis eşyasından oluşan bir hayal alemini resmetmek gerekliydi. Hemen her parçanın CGI ile modellenmesi, hepsinin ışığına, gölgesine, rengine, dengesine, yerleşimine bakmak gerekliydi. Ama Selim elini taşın altına koydu.”