Güncelleme Tarihi:
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) Eylül 2014’te Ekonomi Bakanlığı’na bağlanması, iş konseylerinin çalışmasında ilk krizi Türkiye-ABD İş Konseyi’nde (TAİK) yarattı. DEİK’e bağlı olan TAİK’in ABD’deki muhatap kuruluşu American-Turkish Council (ATC), hukuki olarak sadece ‘özel sektörden özel sektöre’ faaliyet gösterebileceklerini belirterek, kamu kurumu haline gelen DEİK’le çalışamayacaklarını Türk hükümetine bildirdi. Bu yıl 34’üncüsü gerçekleşecek yıllık toplantıya TAİK davet edilemeyecek. ATC’nin Türk işadamlarını isim isim davet etmeyi planladığı belirtiliyor.
Amerikan Türk Konseyi (ATC), özellikle savunma sanayi şirketleri başta olmak üzere iki ülke arasındaki ticareti geliştirilmek üzere kuruldu. 34 yıl önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı Türk-Amerikan İş Konseyi’ni (TAİK) muhatap kabul etti. Türk özel sektöründen ciddi destek alan TAİK’in başkanları sırasıyla Ersin Faralyalı, Sedat Aloğlu, Mustafa Koç, Akın Öngör, Vural Akışık, Yılmaz Argüden, Ferit Şahenk ve Haluk Dinçer gibi önemli işadamları oldu. 2014 sonunda Dinçer’in ayrılmasıyla ise yerine Şerif Egeli geldi.
Ancak geçen yıl yaşanan bir gelişme bugünkü krizin tetikleyicisi oldu. Türk özel sektörünün dış ekonomik ilişkilerini yürütmek amacıyla 1987 yılında TOBB tarafından kurulan DEİK, 2014 Eylül’ünde sürpriz bir kararla 750 üyesiyle birlikte Ekonomi Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş haline getirildi. Bu gelişmenin üzerine DEİK’in yeni yapısını inceleyen ATC, kurumun kamu niteliğine geçmesi nedeniyle ABD resmi makamlarına başvurdu. Çünkü ABD yasalarına göre ATC, hukuki olarak sadece özel sektörden özel sektöre, işadamından işadamına çalışmak zorunda. ABD resmi makamlarından “ya çalışmayın ya da statünüzü değiştirin” önerisi alan ATC, statü değiştirmek zor olduğu için değiştiremedi. Bu durumu Türkiye’ye gelerek ilgili bakanlıklara anlatan ATC yönetimi, DEİK’le çalışamayacaklarını izah etti.
34'ÜNCÜSÜ YAPILACAK
TAİK ve ATC’nin her yıl eylül ayında gerçekleştirdiği yıllık toplantılar bu ortaklığın en önemli etkinliğiydi. Ekonomik olarak bir türlü istenen işbirliğini yakalayamayan Türkiye ile ABD ilişkilerinin özel sektör aracılığıyla gelişmesini amaçlayan toplantılara Hillary Clinton, Joe Biden gibi ünlü siyasetçiler konuk olmuş, senatörler, Türkiye’den bakanların katılımıyla ATC, Türkiye için önemli bir lobi gücü de kazanmıştı. Savunmadan tekstile kadar bir çok konunun tartışıldığı yıllık toplantılar, her yıl Eylül ayında Washington’da gerçekleştiriyor. Bu toplantıların 34’üncüsü bu yıl 27-30 Eylül’de Washington Ritz Carlton gerçekleşecek. Yasası gereği bu yıl özel sektör işadamlarını davet etmek zorunda kalan ATC toplantısına hükümetin tepkisi ve işadamının göstereceği ilgi ne olacak, şimdilik belirsiz görünüyor.
BİR GECEDE KAMULAŞTI
DEİK’in yapısı ve işleyişi, Eylül 2014’te Meclis’te kabul edilen torba yasaya ilişkin verilen bir son dakika önergesiyle değiştirilmişti. TOBB öncülüğünde yönetilen DEİK ve iş konseyleri, Ekonomi Bakanlığı’na bağlanmıştı. Bakanlığa bağlı olarak kurulan yeni DEİK’ten, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu istifa ederken, DEİK Başkanlığı’na eski MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan getirilmişti. Çıkarılan yönetmelikle konseyler ve kurulda yönetimi belirleme yetkisi büyük ölçüde Ekonomi Bakanlığı’na geçmişti. Yeni yasaya göre, DEİK yönetiminin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Türkiye Müteahhitler Birliği’nden (TMB) beş asil üyeden ve seçilecek 12 yönetim kurulu üyesinden oluşmasına karar verilmişti. Ayrıca düzenleme ile TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD, TMB’ye her yıl gelirlerinin yüzde 1’ini DEİK’e aktarma zorunluluğu getirilmişti. TÜSİAD yönetimi de gelirinin yüzde 1’ini vermemek için mahkemeye başvurmuştu.