Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2001 00:00
ÖNCE TL üzerinden olan iç borçların bir bölümü döviz borçları ile takas edildi. Geçenlerde, devlet bankalardan 2 milyar dolara yakın borçlanarak iç borçların geri ödenebilmesi için yeni kaynak yarattı. Sonuçta, devletin iç borçlarının yüzde 30'a yakın kısmı döviz ya da dövize endeksli hale geldi.Hazine döviz borçlanmak istiyor, çünkü döviz kurlarının fazla artmayacağı varsayımı ile döviz borçlanmasının TL borçlanmasına göre daha ucuz olacağını düşünüyor. Devlet piyasaya da şu mesajı verdiğini düşünüyor: ‘‘Kendime o kadar güveniyorum ki,
döviz kurları, döviz borçlanmasının maliyetini TL borçlanmasından daha fazla olacak şekilde artmayacak.’’ Bir anlamda, döviz kurlarının artışına zımni bir üst sınır konulduğu sanılıyor. Hazine döviz borçlanması yaptığında talep de çok gelince devletin politikalarına piyasaların güvendiği anlamı çıkarılıyor. Çok yanlış yapılıyor.DÖVİZ TALEBİBir de işin talep yönü var. Piyasa neden Hazine'nin döviz üzerinden çıkardığı borçlanma senetlerini talep ediyor? Bunun birkaç nedeni var. İlk neden bankaların tarihlerinde görmedikleri kadar döviz likiditeleri olması. Bir tahmine göre, bankalarımızın yurtdışı bankalara plase ettikleri 5 milyar dolardan fazla dövizleri var. Bu dövize kazanılan faiz ise yıllık yüzde 2-3 civarında. Terör saldırısından hemen sonra faizler yüzde 1'in altına dahi düştü. Bu şartlarda, vadesi biraz uzun dahi olsa, yurtdışına yapılan ucuz plasmanların bir kısmının Hazine'ye yüzde 11'den borç verilmesi kárlı bir yatırım olarak görülüyor.Bir başka neden bankalarımızın döviz mevduatları artarken TL mevduatlarının artmıyor olmasıdır. Artan döviz mevduatlarıyla plase edilebilecek döviz fazlası yaratmak daha kolay. Buna karşılık, bankaların TL kaynakları artmadığından, Hazine'nin TL borçlanmasına o kadar fazla talep gelmiyor.En önemli neden ise mali piyasaların TL'ye olan güvensizlikleridir. Devletin vermeye çalıştığı izlenimin tersine, piyasalar dövize yatırım yapmanın getirisinin piyasada gözlenen TL faizlerine göre daha fazla olacağını düşünüyorlar. En azından, dövize yatırım yapmanın TL'ye yatırım yapmaktan daha az riskli olduğu düşünülüyor. Piyasalarda gözlenen dengeye bakarak bunun aksini düşünmek de mümkün değil. Çünkü, kárlarını azamiye çıkarmaya çalışan mali piyasalarda beklentiler TL yatırımlarının daha kárlı olduğu yönünde olsaydı, Hazine'nin döviz borçlanmasına bu kadar talep gelmesi mümkün olmazdı.BEKLENTİLERO halde, bu dengede kim kaybedecek? Kaybedecek olanın devlet olması olasılığı çok büyük. Her ne kadar devlet ‘‘Döviz kurlarının çok artmayacağı konusunda kendine olan güvenini yansıtıyor’’ deniyorsa da, gerçek, devletin günü idare etmeye çalışmasıdır.Devlet hangi para cinsinden olursa olsun borçlarını döndürmeye çalışıyor. Piyasa döviz borç vermek istediğinde, ileriye dönük beklentiler ne olursa olsun, devlet döviz borçlanıyor. TL faizleri ne kadar yüksek olursa olsun, piyasa TL borç vermek istediğinde, Hazine TL borçlanıyor. Denge devletin beklentileriyle değil, piyasaların beklentileri çerçevesinde oluşuyor.Devletin döviz borçlanmasına fazla talep olması da ileride oluşabilecek dengeler açısından kaygı verici bir durum yaratıyor. Devam edeceğim.
button