Güncelleme Tarihi:
ELEKTRİK ve Elektronik Sanayi Strateji Belgesi’ne son şeklini vermek amacıyla düzenlenen Türkiye Elektrik ve Elektronik Buluşması’nda Türk Malı kullanımının kamuda ve bireysel tüketicilerde teşvik edilmesi gerektiği tartışıldı. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, “Ankara’da bütün devlet kurumlarında yabancı marka televizyonları görüyorum. Çok zoruma gidiyor. Türk işçisinin, Türk sanayisinin ürettiğini önce kendimiz tüketmeyi öğrenmeliyiz” diye yakındı. Yerli ürünlerin teşvik edilmesi için çalışmaların yapıldığını söyleyen Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ise, “Milliyetçilik dediğimiz şey sadece slogan değil ki, milli ürünlerin kullanılmasında aynı hassasiyetleri göstermiyorsak bu lafların hepsi boş laflardır” dedi.
4-5 saat kapıda beklerdik
Dünyada üretim hacmi 6 trilyon dolara ulaşmış olan elektronik sektörünün Türkiye’deki gelişiminin 1980’li yıllardan sonra hız kazandığını anlatan Zorlu, şöyle konuştu: “1980’li yıllarda dövizimiz yoktu. Makine almaya giderdik, önce peşinatı öderdik. Kapalıçarşı’dan parayı transfer ederdik. Adamlar bizi 4-5 saat kapıda bekletirdi. Ama çok şükür o insanlar şimdi bizi ziyarete geliyor, bizim yüzümüzü görüyorlar. Orta ve ileri teknoloji ürünlerin payı arttı ama istenen seviyelere ulaşmadı. Türkiye’nin ileri teknoloji ihracatının 3 milyar dolar seviyesinde kaldığını görüyoruz. 102 milyar dolarlık toplam ihracatın sadece yüzde 3’ünü yüksek teknoloji ürünler oluşturuyor. Dünyada Ar-Ge’ye 180 milyar dolar harcanıyor. Bu oran Türkiye’nin Ar-Ge’ye ayırdığı kaynağı artırması gerektiğini gösteriyor.”
Kamu da teşvik edilecek
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ise, yerli ürün kullanımının teşviki konusunda bazı çalışmalar yaptıklarını açıkladı. Kamu alımlarında Türkiye’de üretilen ürünlerin alınmasında ve kullanılmasına özel önem verilmesi gerektiğini ifade eden Ergün, şunları söyledi: “Türk ürünler yüzde 15 pahalı olsa bile tercih edilmesi için Başbakanlık genelgesi gönderildi. Ayrıca bireysel ürün kullanımında da buna önem vermeliyiz. Tüketici eğilimlerini kendi ürünlerimize çevirmemiz doğru birşeydir. Milliyetçilik dediğimiz şey sadece slogan değil ki, milli ürünlerin kullanılmasında aynı hassasiyetleri göstermiyorsak hamasi lafların hepsi boş laflardır.”
Alışkanlık, statükoculuktur
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir büyüme sağlamalarında elektrik ve elektronik sektörünün temel bir unsur olarak öne çıktığını aktaran Nihat Ergün, Türkiye’nin, artık kendi ürünlerini, modellerini, markalarını oluşturması ve daha yüksek katma değerli üretime geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ergün, şunları dile getirdi: “Türkiye’nin mevcut teknolojiyi başarı ile tatbik ettiği gibi, önümüzdeki dönemde öncü ve özgün ürünler de üretmesi gerekiyor. Bu sektöre ayrı önem veriyoruz. Türk firmalarının dünya tüketicilerinin tercihlerine yön verecek ürünler üretmeleri gerekiyor. Alışkanlıklarımızı gerektiği zaman terk etmekten çekinmeyelim. Alışkanlıklarda diretmek vefa değil, statükoculuktur.”
Cep telefonu kaçtı elektrikli araçlarda söz sahibi olalım
SON derece dinamik bir sektörün sağladığı avantajlardan yararlanmanın yolunun üretim anlayışını değiştirmekten geçtiğini vurgulayan Sanayi Bakanı Nihat Ergün, şu değerlendirmeyi yaptı: “1990’lı yıllardan itibaren cep telefonu kullanımının ciddi oranda arttığını görüyoruz. 2002 yılının sonunda, ülkemizde 23 milyon cep telefonu abonesi mevcutken, bu sayı bugün 63 milyon civarında. Bir telefon birkaç yıl içinde özelliklerini büyük ölçüde yitiriyor. Bu dinamik ortamda, birkaç yıl içinde yeni bir telefon daha satmanız mümkün. Türkiye olarak, böyle bir pazarda kendi ürünlerimizle var olabilseydik çok daha iyi olmaz mıydı? Finlandiya gibi bir ülke, dünya çapında bir marka çıkarabiliyorsa, Türkiye neden çıkaramasın? Şimdi hep birlikte öyle bir iş kültürü oluşturmalıyız ki, önümüze çıkan yeni fırsatları kaçırmayalım. Yeni döneme elektrikli araçlar damga vuracaksa, Türkiye elektrikli araçlarda söz sahibi olmalıdır.”
Elektrik-elektronik ihracatı 45 milyar dolara yükselecek
OTOMOTİV ve makine gibi sektörlerde yaşanan gelişmelerin, elektrik-elektronik sektörü için de önemli fırsatlar doğurduğunu belirten Sanayi Bakanı Nihat Ergün, şöyle konuştu: “Dünya genelinde, 2008 yılında elektrik-elektronik sektörünün toplam ihracatı, 2.78 trilyon dolara ulaştı. İhracatımızdaki hızlı yükselişe rağmen, dünya ihracatından aldığımız pay sadece yüzde 0.37. Bu nedenle, bütün firmalarımız ihracata daha ayrı ve özel bir önem vermeli. 10 milyar dolar ihracatı olan sektörün, 2023 yılında 45 milyar dolar ihracat yapmasını hedefliyoruz. Özellikle beyaz eşya ihracatında oldukça başarılı durumdayız.”
Hammadde ithalatı bitmiş maldan daha zor
KAYSERİ Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak, elektrik ve elektronik sektörünün katma değer üreten sektörlerin başında geldiğini belirterek, “Son 2 yıllık süreçte piyasalara elektrik ve elektronik sektörüyle ilgili olumsuz ürünlerin girdiğini ve bu ürünlerin piyasayı olumsuz etkilediğine şahit oluyoruz. Piyasa denetim ve gözetim noktasında hammadde ithalatı yapmak zor, bitmiş malı ithal etmek kolay. Hammadde ithal etmemiz gümrük vergilerine tabi. Bu bizi ve sektörü tam olarak tatmin etmiyor” dedi. İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Hüsamettin Kavi de, bu alanda Kore’nin ön plana çıktığını bunun da, kamu-özel sektör işbirliği ile sağlandığını aktardı.
KOBİ’ler birleşerek Ar-Ge merkezi kuracak
ELEKTRİK-elektronik sektörünün temsilcilerinin sorunlarını dinleyen Sanayi Bakanı Nihat Ergün, çözüm önerilerine de değindi. Ergün, alınacak önlemleri şöyle anlattı:
Sektörün öncelikli talepleri arasında yer alan yüksek gerilim ve yüksek güç laboratuvarı kurulması konusunda TSE gerekli planlamaları yaptı ve ilgili kurumlarla görüşmeleri sürdürüyor.
Sektörde kullanılan merdiven altı üretim ve özellikle Uzak Doğu’dan gelen ürünlerle ilgili şikayetler bakanlığımızın gündeminde bulunuyor.
Trafo üretiminde kullanılan soğutucu yağlardan alınan ÖTV oranının yüksekliğiyle ilgili sıkıntıların da farkındayız.
Ar-Ge merkezi kurulması için 50 tane Ar-Ge personel şartının daha aşağılara çekilmesi için çalışmalar sürüyor.
KOBİ’lerin birleşerek Ar-Ge merkezi kurmalarının da önünü açma çalışmaları sürüyor.
Portakal sıkacağını yıllardır kullanıyorum
TÜRK mallarının kullanılmasını teşvik etmek amacıyla bir örnek veren Nihat Ergün, “Bir alışveriş merkezinde dolaşırken, çocuklar istediği için elektronik olmayan bir portakal sıkacağı aldım ve markasına dikkat etmedim. Eve götürdüğümde yalnızca bir kez kullanabildim. Daha sonra baktım ki Çin malıymış. Yani 1 portakal sıkımlık ürünler Türkiye pazarına girmiş. Sonra Türkiye’de üretilen bir ürünü aldık ve yıllardır kullanıyoruz” diye konuştu.