Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2001 00:00
Halkın ödediği vergiler devlete israf ettirildiği sürece, kalkınma hızının yükseltilmesi ve
döviz sorunlarının çözümünde darboğazlarla karşılaşılmasının kaçınılmaz olduğu bildirildi.
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) müşavirlerinden Alptekin Erdoğan tarafından gerçekleştirilen ''Türkiye'nin Stratejik Güç Olabilmesi ve Türk Parası ile Hızlı Kalkınabilmesi'' konulu çalışmada, 1963-2000 döneminde yapılan stratejik hataların düzeltilmesi için öneriler yer aldı.
Çalışmaya göre, ekonomide devlet ve belediyelere ait kurumlar muhafaza edildiği, bunların özelleştirilmesinden ve özel sektörün etkinleştirilmesinden uzak durulduğu, vergiler devlete israf ettirildiği sürece kalkınma hızının yükseltilmesini ve döviz sorunlarının çözümünde darboğazlarla karşılaşması kaçınılmaz olarak görülüyor.
Çalışmada, özel sektörce serbest rekabet şartlarında katma değer meydana getirilmediği ve fabrika makineleri üretilip satılmadığı sürece, kalkınma hızının en fazla yüzde 8'e çıkabileceği görüşüne de yer veriliyor.
TÜRK MUCİZESİ İÇİN Bunların gerçekleştirilmesi durumunda ise söz konusu çalışmaya göre, kalkınma hızının uzun süreli olarak yüzde 15'lere yükseltilmesi,Türk parasının konvertibilite güvencesi veya ithalat yapma gücü kazandıracak döviz bolluğu ve arkasından ''Türk mucizesinin'' meydana getirilmesi zor olmayacak.
Araştırmaya göre, Türkiye'de, makine sanayilerinin güçlü bir yapıda olmaması yüzünden döviz, iç kaynak, enerji darboğazı ortaya çıktığında yatırımların durdurulması, askıya alınması ve netice olarakkalkınma hızının düşürülmesi, hatta kalkınma hızından tamamen vazgeçilmesi yolu izleniyor.
IMF VE DÜNYA BANKASI POLİTİKALARI Bunda IMF ve Dünya Bankası'nın kalkınma hızının enflasyonu azdırdığı telkininin önemli rol oynadığı vurgulanan çalışmada, oysa gerçeğin bu görüşün tam tersi olduğu savunuldu.
Kalkınma hızının yüksek seyrettiği dönemlerde enflasyonun düşük olduğu hatırlatılan çalışmada, ülkede kalkınmanın özel sektöre ait birolgu, düşünce ve tercih olarak cereyan ettirildiğinde böyle kısıtlamalara başvurulmasına, kalkınma hızının azaltılmasına ve ondan vazgeçilmesine ihtiyaç olmayacağı ifade edildi.
Ağır makineler üretilip Türk parası kaynaklar artırıldığında, dövize, dış borca ihtiyaç ve büyük devletlere siyasi, askeri, ekonomikbağımlılık olmadan da kalkınma hızının rahatlıkla yükseltileceği ve aksaksız sürdürüleceği ifade edilirken, böylece en geç 15-20 yıl içinde ileri ülkelerin fert başına gelirde yakalanabileceği vurgulandı.
Çalışmada, fabrikaların ve elektrik santrallerinin ekipmanlarını üretecek ağır makine sanayilerinin henüz özel sektöre ihracata dönük kurdurulamamış olması çok ciddi bir eksiklik olarak değerlendirildi.
Çalışmanın son bölümünde, böyle devam edildiği sürece, döviz ve enerji darboğazının ülke gündeminde kalmaya, hızlı kalkınma çabalarınaayakbağı teşkil etmeye, yabancı ülkelerin teknolojisine, parasına tutsak kalmaya devam edilmiş olacağı değerlendirmesi de yer aldı.