Güncelleme Tarihi:
Derviş, SP Ankara Milletvekili Zeki Çelik'in soru önergesini yanıtlarken, 2001 yılı ile sınırlı kalmak kaydı ile reel sektöre destek olmak amacıyla bazı tedbirlerin uygulamaya konulduğunu hatırlattı. Özel sektörün ve bankacılık kesiminin yaşanan sıkıntılara kendi içerisinde çözüm üretmesini sağlamayı amaçlayan bir çözüm programı üzerinde çalışıldığını ifade eden Derviş, şöyle devam etti:
''Bu çerçevede, ticari yaşamını sürdürebilir görünen, ihracat kabiliyetine sahip olmakla birlikte kriz dolayısıyla finansal sıkıntı içerisinde olan firmaların kreditörlere olan borçları için faiz iyileştirmesi, vade uzatımı gibi teknikler kullanılarak iki tarafın dagönüllülük esasına göre katılacağı (borcu yeniden yapılandırma programı) uygulamaya konulacaktır. Bu konuda gecikmeden hareket etme niyetindeyiz.''
GERİ DÖNMEYEN KREDİLER
Derviş, bankaların aktiflerinde bulunan geri dönmeyen krediler sorununun çözülmesi amacıyla Özel Varlık Yönetim Şirketi kurularak, bukredilerin bu şirket tarafından satın alınması yoluyla bankacılık sistemine likidite sağlanması yönündeki çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti.
KOBİ'lere destek olmak amacıyla Halk Bankası'na olan faizi ödenmişkredilerin yeni bir vadeye yayılmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini de belirten Derviş, ''Ekonominin canlandırılmasına yönelik bir önlem olarak bazı mal gruplarında KDV oranları Kasım ayında 8 puanindirilerek yüzde 18'e düşürülmüştür. Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu, Arazi Geliştirme Kanunu, Vergi Kanunu ve yatırım ortamını etkileyen diğer yasal düzenlemeler gözden geçirilmektedir'' dedi.
PROGRAMIN SONUNA KADAR UYGULANMASI ZORUNLU
Bakan Derviş, enflasyonsuz bir Türkiye'de her kesimin refah seviyesinin yükseleceğini belirterek, ''Ülkemizin ekonomik açıdan düzeçıkması için Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının sonuna kadar uygulanması ve hedeflerinin gerçekleştirilmesi zorunluluktur'' dedi.
Türkiye'nin en önemli problemlerinden birinin kamu borç stokundaki artışın durdurulması olduğunu, bunun da ancak sıkı kamu maliyesi politikaları ile mümkün olacağını ifade eden Derviş, şunları kaydetti:
''Kamu sektörünün yüksek faiz dışı fazla vermek suretiyle borç stokundaki artışı durdurması gerekmektedir. Bu doğrultuda kamu harcamalarında tasarruf sağlayacak tedbirlerin yanı sıra kamu gelirlerini artırmaya yönelik önlemler de Hükümetimizce gözden geçirilmektedir. Bu çalışmalar yeni bir vergi artışı anlamına gelmemelidir. Önemli olan vergi kayıp ve kaçağını etkin bir idari yapısayesinde en aza indirmektir.''
Derviş, uygulanmakta olan programın amacının ekonomide sürdürülebilir bir büyüme sağlanması, yatırımlar ve istihdamın artırılması olduğunu hatırlatarak, yaşanan gelişmelerin sosyal kesimler üzerindeki etkilerinin farklı boyutta olduğunu, Hükümet'in olabilecek sıkıntıların en hafife indirilmesi için gerekli çalışmalarısürdürdüğünü bildirdi.
VATANDAŞLARIN SOSYAL REFAHINI KORUNACAK
Programın temel unsurlarından birisinin de tüm vatandaşların sosyal refahını korumak olduğunu belirten Derviş, şu bilgiyi verdi:
''2001 yılında çiftçimize doğrudan gelir desteği başlamış olup, gerekli ödenekler bütçeye konulmuştur. Dar gelirli çiftçilerin doğrudan gelir desteği sistemi ile güçlendirilmesi temel ilkemiz olmuştur. Kamuoyunda algılandığı gibi tarımsal desteklemeler kaldırılmamaktadır. Aksine belki de daha fazla kaynak kullanılarak gerçekten desteklenmesi gerekenlere kaynak aktarılarak tarım desteklenecektir. Alternatif ürün projesi ile özellikle arz fazlası olan ürünlerde üreticilerin faaliyet alanlarını, arz açığı olan ürünlere kaydırmaları sağlanarak daha fazla gelir elde etmeleri amaçlanmıştır.''
Memur maaşlarının enflasyon karşısında erimesine izin verilmediğini, kamu işçilerinin ücretlerinin de, kamu kesimi çalışanları arasındaki ücret adaleti gözetecek şekilde ayarlandığını kaydeden Derviş, tüm kesimleri ilgilendirmeyen ve ücret adaletini hedeflemeyen münferit ücret artış taleplerinin dikkate alınmadığını kaydetti.
ZAYIF KESİMLER KORUNACAK
Bakan Derviş, bir yanan sıkı maliye politikası uygulanırken, toplumun en zayıf kesimlerini korumak amacıyla, sosyal alanda reel harcamaların artırılacağını belirtti. Derviş, şöyle devam etti:
''2002 yılında eğitim, sağlık ve sosyal korumayı (Sosyal Dayanışmave Yardımlaşma Fonu, çiftçilere doğrudan gelir desteği ve sosyal güvenlik kuruluşlarını kapsamaktadır) içeren kamu sektöründeki genel sosyal harcamaların GSMH'nin yüzde 14.5'ini aşması beklenmektedir. Bu husus Dünya Bankası'nın Program Amaçlı Mali ve Kamu Sektörü Uyum Kredisi programı ile desteklenen harcama yönetimi programı kapsamında Hükümetimiz tarafından belirlenmiş bir kriterdir. Bu sayılanlara ilavesosyal girişimler, işsizlik sigortası sistemini (2002 yılı başında ödeme yapmaya başlayacaktır), Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'nün programlarını, istihdamın kaydırılmasını veözelleştirme sonucunda etkilenecek işçiler için yeniden yerleştirme programlarını kapsamaktadır.''
Devlet Bakanı Kemal Derviş, Dünya Bankası ile yapılan müzakereler sonucunda hazırlanan Sosyal Riskin Azaltılması Projesi kapsamında 500 milyon dolarlık kredi sağlandığını ve bu kredi ile güçsüz bazı kesimlere destek sağlanmaya başlandığını belirtti.