Derviş: Devalüasyonu 2000 başında yapmalıydık

Güncelleme Tarihi:

Derviş: Devalüasyonu 2000 başında yapmalıydık
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2001 01:51

Devlet Bakanı Kemal Derviş, bir önceki ekonomik programın uygulanmasında yapılan en büyük hatanın, kur çıpası rejimine girmeden önce devalüasyon yapılmaması olduğunu savundu.

Devlet Bakanı Kemal Derviş, enflasyonun belini kırmayı hedefleyen 2000 programında en büyük hatanın, kur çıpasına girmeden önce devalüasyonun yapılmaması olduğunu söyledi.

İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) dünkü Meclis toplantısında 50 dakikalık bir konuşma yapan Derviş, toplantıya daha ziyade sanayicileri dinlemek için katıldığını bildirdi. Yolun neresinde olunduğunu paylaşmak istediğini ifade eden Derviş, İSO Başkanı Hüsamettin Kavi'nin 2001'i bunalım yılı olarak nitelediğine işaret ederek, Türkiye'nin zaten 1999'da çok ciddi bir bunalım sürecine girdiğine dikkat çekti.

‘‘1999 çok ciddi bunalım yılıydı’’ diyen Derviş, yüksek enflasyon, borçlanma, kamu maliyesindeki dengesizliğin, yüksek reel faizlerle devam edemeyeceğinin bir bakıma anlaşıldığını ve 2000 programına bu nedenle girildiğini vurguladı.

2000 programının çok önemli hedefinin enflasyonun belini kırmak olduğunu belirten Derviş, oldukça cesur bir programın ortaya konulduğunu, ancak bazı hatalar da yapıldığını savundu. Derviş, Gümrük Birliği'ne geçiş sürecinde, kuru rekabet edebilir düzeyinde tutmak gerekirken, tam aksinin yapıldığını kaydetti.

Mart ayında, Şubat'taki çok ağır bunalımdan sonra, finansal anlamda bir depremin yaşandığını belirten Derviş, ‘‘Hepimiz bir uyandık ki, TL'nin değeri bir gecede yüzde 35-40 kayba uğradı. Ağır bir deprem oldu, psikolojik etkileri hálá devam ediyor’’ dedi. Derviş, ekonomideki son gelişmeleri değerlendirirken de, ‘‘Temmuz şokunu atlatıyor gibiyiz’’ ifadesini kullandı. Derviş, son günlerde olumsuz havanın olumluya çevrildiğini, faizlerde, dövizde olumlu sinyaller aldıklarını bildirdi.

CARİ DENGE İYİ

Derviş, cari işlemler dengesinde kamu maliyesindekinden daha olumlu bir gelişme olduğunu belirterek, ‘‘Cari işlemlerde nisan ayı kesin sonuçları elimizde. Mayıs ve haziran tahminleri de var. Geçen sene 10 milyar dolar eksi veren cari işlemler, bu sene büyük ihtimalle 4, 5, 6 milyar dolar artı vereceğe benziyor. Bu milli gelirin yüzde 3'üne denk gelir. Geçen seneki eksi yüzde 5'ten bu sene artı 3'e’’ dedi.

Gelir-gider dengelerindeki olumlu tabloya karşılık reel sektörde ithalata yansıyan bir küçülme görüldüğünü kaydeden Derviş, makroekonomik hedeflerde revizyona gidileceğini belirterek, ‘‘Büyüme hedefimiz eksi yüzde 3'tü. Ancak bunu tutturmakta güçlük çekeceğiz’’ dedi.

Toplumda kamu kağıdı ve TL tutma konusunda tereddütlerin görüldüğünü ve bunun işaret ettiği güven sorununun mutlaka çözülmesi gerektiğini belirten Kemal Derviş, ‘‘Kısmen faizdeki beklenmedik artışların da etkisiyle yeni bir makroekonomik tabloyla programı yenilememiz lazım. Ama çok ciddi, programı temel hedefinden saptıran bir durum yok’’ dedi.

Derviş, bu kapsamda Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu'nun (KKDF)yüzde 3'e indirilmesi kararı verildiğini söyledi ve ‘‘KKDF'yi sıfırlamıyoruz. Ama inşallah birkaç ayda sıfırlayacağız’’ şeklinde konuştu.

Bankacıları baskıdan kurtaralım

Devlet Bakanı Kemal Derviş, zor durumda olan ama kurtarılması ekonomi ve istihdam açısından iyi olacak şirketlere yardım etme konusunda karar verirken, bankacıların düzenlemeler ışığında büyük risk altında olduğunu ve bu riskin bankacıdan alınması gerektiğini belirtti. ‘‘Yolsuzlukları sonuna kadar ortadan kaldırmamız lazım. Ama gerçekten hırsızlık yapan birisiyle, 100 ticari karardan beşinde hata yapanı ayırmamız gerekir’’ diyen Kemal Derviş, şöyle konuştu: ‘‘Korku psikolojisi içinde yapılması gereken bir takım şeyler yapılmaz. Bu da ülke için kötü olur. Bankacıları psikolojik baskıdan kurtarmamız gerekiyor.’’

Şirket kurtarmak için fon geliyor

Devlet Bakanı Kemal Derviş, reel sektör için ‘‘rehabilitasyon fonu’’ gibi yeni bir araca ihtiyaç olduğunu, bunun için yasal temelin hazır olduğunu söyledi. Derviş, fonun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu bünyesinde yapılabileceğini ifade ederek, umut veren ancak kapanma aşamasındaki bir çok işletmenin kurtarılması gerektiğini belirtti. Derviş, bu konuda Dünya Bankası'ndan 6 Ağustos'ta bir ekibin geleceğini de sözlerine ekledi.

Yılda 6 milyar dolar gelir

Türkiye'nin toplumuyla ve devletiyle Avrupa'ya entegrasyon konusunda çok kararlı olması gerektiğini belirten Kemal Derviş, bunlar başarıldığı taktirde Türkiye'ye yılda en az 6 milyar dolar yabancı yatırım girişi olacağını savundu.

Temmuz şokunu atlatıyoruz

Toplumun yeni yeni kazandığı güvende temmuzda bir sarsılma hissettiğini kaydeden Derviş, ‘‘Bundan çıkmaya çalışıyoruz. Son hafta olumlu oldu. Bu bozulma sürecini durdurabildik. Dövizde bir rahatlama oldu. Bir kaç gündür temmuz şokunu atlatıyor gibiyiz. Yaz ayları çok olumlu aylardır. Yaz aylarını olumlu kullanmalıyız. Mevsim olarak eylülde daha zor bir sürece giriyoruz. Bu olumsuz hava olumluya çevrilebildi’’ dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!