Güncelleme Tarihi:
Devlet Bakanı Kemal Derviş, Türkiye'nin iki hafta içinde programını kesin olarak ortaya çıkardıktan sonra, dış kaynağa ilişkin destek kararının 15 Nisan'a kadar alınması gerektiğini söyledi. Derviş, finans çevrelerinden yaklaşık 10 ila 12 milyar dolarlık desteğin yeterli olacağını bildirdi.
Washington'da Uluslararası Para Fonu IMF, Dünya Bankası ve ABD Hazine Bakanlığı yetkilileriyle biraraya gelerek, detaylı görüşmeler gerçekleştirdiğini belirten Derviş, temasları sonrası Washington'daki Türk büyükelçiliğinde bir basın toplantısı düzenledi.
Derviş, "15 Nisan tarihine kadar destek kararı gelmezse ortada bir sorun var demektir" diye konuştu.
"Kendimize 2 hafta süre tanıdık" diyen Derviş, bu 2 hafta içinde çerçeve anlaşmasının ortaya çıkması gerektiğini söyledi.
Derviş, şöyle konuştu: "Türkiye olarak programı ayrıntılarıyla ortaya çıkarıp, bir bir açıklığa varmamız lazım. Yurt içindeki toplumsal dayanışmanın en azından ilk aşamasını gerçekleştirmemiz lazım. Bu program sadece teknokratlar tarafından hazırlanıp, IMF ile anlaşıp gerçekleşmeyecek. Toplumun çeşitli kesimlerine danışıldıktan sonra ortaya çıkacak. Bu 2 hafta bizim için çok önemli. Ankara'ya döner dönmez bu görüşmelere başlayacağız."
Derviş, Türkiye'de bütün kesimlerden destek almanın önemini vurgulayarak, yeniden sendika, işveren, esnaf ve sanatkar konfederasyon başkanlarıyla görüşeceğini bildirdi.
YASAL DEĞİŞİKLİKLER PROGRAMIN ÖN KOŞULU
Uluslararası finans kuruluşlarının ve ABD Hazine Bakanlığı'nın, Türkiye'nin programının başarısını istediğini ve iyi niyetli bir çalışma içinde rakamlar üzerinde durulduğunu kaydeden Derviş, önümüzdeki hafta hem IMF hem de Dünya Bankası'ndan birer heyetin Türkiye'yi ziyaret edeceğini bildirdi. Derviş, şöyle konuştu:
"Sonra umudumuz, Nisan ayının 10'u ile 15'i arasında bu programı, makro ekonomik dengeleri açıklayabilmek ve IMF ile niyet mektubunda anlaşmaya varabilmekte. Daha sonra 2 haftalık süreye ihtiyaç var. Nisan sonunda IMF İcra Kurulu'ndan bu desteği alma umudumuz var.
Yoğun yasal düzenlemeler programı var. 15'e yakın kanun veya kanun değişikliği sözkonusu. Bu konuda bütün bakan arkadaşlarımdan destek bekliyorum. Hızla bunu yapmamız gerekiyor. Yasal değişiklikler programın ön şartı olacak."
ABD'deki görüşmelerinde "bütçe rakamları, bankacılık sistemi, kamu bankalarının durumu, borçlarının nasıl bir gecede hazine borcu haline getirileceğini, merkez bankası kur ve para politikası ve tabii ki bu programa gerekli dış desteği" de ele aldıklarını belirten Derviş, "herhangi bir rakam veya kesin karar yok. IMF, Dünya Bankası ve Hazine'den programı ve Türkiye'nin yapmak istediklerini desteklediklerini duyduk" dedi.
Derviş, bütçede faiz dışı fazlada yüzde 4 oranına ulaşılması için gereken tedbirleri ve Merkez Bankası politikalarını görüştüklerini de belirtti.
KUR POLİTİKASI
Hükümetin şu anda bir kur hedefi olmadığını, kurun piyasada belirleneceğini ancak günlük çok büyük sıçramalar istemediklerini de kaydeden Derviş, bu konuda şunları kaydetti:
"Kur piyasada serbest belirlenecek. Bilinmeyen veya söylenmeyen bir kur hedefimiz yoktur. Piyasa nereye gidecekse kur oraya gider. Ama düzenli çalışması için gerekli tedbirleri alacağız. Başka ülkelerde yararlı sonuçlar vermişti. Rekabetçi kurla girmemiz, programın başarısına yardım edecektir. Döviz kazancına yardımcı olacaktır. Bir süre sonra dış satım ve turizme dayalı büyüme süreci de bu çercevede doğacaktır."
Temasları sırasında, Türkiye'de yaşanan kriz ile Brezilya, Kore, Meksika gibi ülkeleri karşılaştırdıklarını ve benzer şekilde Türkiye'ye de destek sağlanmasını istediklerini belirten Derviş, yabancı bankalardan da Türkiye'deki angajmanlarını azaltmamalarını hatta artırmalarını istediklerini, ancak bunun gerçekleşmesinin de güvenin artmasıyla olacağını söyledi.
Derviş, IMF ile Stand-By anlaşmasının durumuna ilişkin bir soru üzerine de "teknik olarak hem özel bir imkan ve hem de Stand-By'ın gözden geçirilip yeni bir hale gelmesi. Önemli olan anlaşmak ve geri ödeme vadesini mümkün olduğu kadar uzatmak" dedi.
Bir diğer soruya karşılık da Derviş, dış desteğe ilişkin kararın gelecek aylara bırakılmaması ve acilen verilmesi mesajını da temaslarında vurguladığını söyledi. Derviş, şöyle konuştu:
"Onlar da zamanlamanın öneminin farkındalar. Çok daha ayrıntılı somut görüşmeler oldu fakat bitmiş değil sürecek. IMF, Hazine ve Dünya Bankası bu programın başarısını istiyor. Bu programı nasıl başaracağımızı onlara çok iyi anlatmamız gerekiyor. Yeniden Haziran veya Eylül ayında bir bunalımdan bahsetmeyelim diyorlar.
İnşallah önümüzdeki uzun bir sürede, 30 yıl diyemeyeceğim ama, uzun bir sürede, daha sağlıklı, yeni finansal şoklara uğramadan götürmemizi istiyorlar."
"KARAR 2 HAFTADA ÇIKMALI"
"Dış destek 2 hafta içinde çıkmalı. Çıkacak diyemeyeceğim" şeklinde konuşan derviş, bu kararın önümüzdeki günlerde verileceğini, Mayıs veya Haziran'a kalırsa geç olacağını vurguladı. Derviş, şunları söyledi:
"Kararın verilmesi, ilk önce çok önemli adımdır. Bütçemize katılması 3 hafta da 6 hafta da sürebilir ama bunu kaldırabiliriz. Ancak kararın kesin şekilde Nisan'da çıkması gerekiyor. Bunun ne kadarı hangi kuruluştan gelir onlar henüz kesinleşmedi.
Eğer karar yoksa o zaman iş zora gidiyor ve sonuç alamıyoruz demek olacaktır. Ama alacağımızı ümit ediyorum."
THY VE TELEKOM
Derviş, Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ile görüşmesine ilişkin soruya karşılık da Öksüz'ün kendi görüş açısını anlattığını söyledi. Derviş, "THY, Telekom konularını çözeceğimize inanıyorum. Ama çözdük diyemeyeceğim" dedi.
İki hafta bitmeden kesin programı açıklamayacaklarını belirten Derviş, bu programla, Türkiye'nin 6 ayda bir, bir senede bir krize girmeyecek yapısını sağlamaya çalıştıklarını vurguladı.
Derviş, yasal düzenlemelerin gerçekleşememesi halinde nasıl bir yol izleneceği ve Washington'da destek bulamazsa New York'ta destek arayıp aramayacağının sorulmasına karşılık da, şunları söyledi:
"Washington olmazsa New York hiç olmaz. Başka pek seçeneğimiz yok. Bu programı oluşturmamız gerekiyor. Yasal düzenlemeler Türkiye'nin yararına değişiklikler. Kolay değil bunları hızla TBMM'den geçirmek. Başbakan da tamamen bizi bu yöne doğru götürüyor. Hergün kendisine bilgi veriyorum. Diğer koalisyon ortakları ve Başbakan yardımcıları da bize destek veriyorlar. Türkiye'nin programsız ve dış desteksiz bu bunalımdan yeniden büyümeye geçmesi çok zor. Bu programı gerçekleştirmek zorundayız. Sanıyorum kamuoyu desteği, sağduyu mevcut."
ÇÖZÜM TÜRKİYE'DE
Derviş, Türkiye'nin sorunlarının çözümünün Türkiye'de olduğunu da belirterek, "dış destek hediye değil, borçtur" dedi.
Derviş, şöyle devam etti: "Türkiye'nin geleceğini dışarda aramak son derece yanlıştır. Stratejinin ana boyutu bu. Milyarlarca dolar borç, zaten mevcut yüksek borca eklenir. Sözgelişi 25-30 milyar borç eklersek, bu Türkiye'nin yararına olmaz. Osmanlı dönemindeki gibi..."
Daha önce basında dış desteğe ilişkin dile getirilen rakamları "fantazi" olarak niteleyen Derviş, "Kimsenin Türkiye'ye verecek 30 milyar doları yok. Ayrıca verse bile bizim geri çevirmemiz lazım. Bizim sadece kısa vadede bu sıkıntıyı atlatmak için, hızla geri ödeyebileceğimiz bir ek kaynağa ihtiyacımız var" diye konuştu.
Bu desteğin miktarına ilişkin olarak da Derviş, "kabaca 10-12 milyar dolarlık destek. Bunu arıyoruz. Somutlaştırma, ancak programın imzalanmasıyla kesinleşecek. Yarın İngiltere, İtalya'yı ziyaret edip, hazine bakanlarıyla görüşebilirim. Ama hemen konuşur konuşmaz pat diye kaynak olmaz. Nisan'ın 15'ine kadar eğer o haber çıkmıyorsa o zaman ortada bir sorun olduğunu kabul edeceğiz" dedi.
ACİL YASAL DEĞİŞİKLİKLER
Derviş, bir soru üzerine TBMM'den acilen geçmesi öngörülen yasal değişikliklerin ise THY fiyat kontrolü kanununda, Telekom kanununda, kamu bankalarıyla ilgili ek kaynak sağlanması, yeniden yapılandırma, doğalgaz konularında olduğunu kaydetti.
Bir gazetecinin, "öncelik özel sektör mü yoksa yoksullara yardımcı olmak mı?" sorusuna karşılık Bakan Derviş, Türkiye'de büyümenin motorunun özel sektör olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Ekonomide yatırımların, teknolojik değişimin motoru özel sektör olacak. Dünyanın en dinamik, en esnek kesimi. Özel sektör mü yapsın devlet mi yapsın diye bir soru sorulmaması gerekiyor. Piyasanın iyi düzenlenmesiyle, özel sektörün desteklenmesi gerekiyor. Ayrıca devlet ve özel sektör arasında bir çekişme olmamalı. Türkiye'yi birlikte ileri götürebilmeli.
Aynı zamanda, devletin de piyasa düzenleyici görevinin yanı sıra önemli bir görevi var. Gelir dağılımını düzelten, fırsat eşitliği yaratan işleri var. Maalesef uğradığımız bu parasal kaza ekonomiye yük getiriyor. O yükün dağılımında adil olmamız gerekecek. Milli gelirin yüzde 1'ine yakın ek kaynak yaratmamız gerekiyor. Bu yükü, sadece çalışanlardan değil, daha varlıklılardan alacak düzenlemeler gerekiyor. Bunun ayrıntısı üzerinde çalışıyoruz. Piyasa ek mantığı içinde adil yük dağılımını sağlamaya çalışacağız."
Derviş, "15 yasal düzenleme dışında yapısal ne gibi reformlar gerçekleştirileceğinin" sorulması üzerine, bu yasaların da tek başına herşeyi halletmeye yetmeyeceğini belirtti. Derviş, bu kanunlar çıktıktan sonra da yasal düzenlemelere devam edileceğini söyledi.
SİYASET GERÇEKÇİ OLMALI
Siyasi dengelere ilişkin bir soru üzerine de Derviş, siyasetin, demokrasinin temeli olduğunu belirterek, "siyasete kötü bakmak bence hata. Bütün mesele, siyasetin gerçekçi olmasında. Gerçekçi olmayan siyaset bizi bunalıma götürür" diye konuştu.
"Ciddi bir bunalım, normal zamanlarda yapılamayan değişiklikleri mümkün kılıyor" görüşünü de tekrarlayan Derviş, enflasyon ve borçlanmadan en fazla vatandaşın çektiğini, bu düzenin, normal bir borçlanma politikası içine olması gerektiğini söyledi. Derviş, "Gerçekçi siyaset yapan birisi, bu inanca dayanarak önemli adımlar atabilir" dedi.
Derviş, "muhalefet partileriyle görüşüp görüşmeyeceği" sorusuna karşılık, önümüzdeki günlerde muhalefeti de ziyaret edeceğini söyledi.