Güncelleme Tarihi:
Özel Dershaneler Birliği Derneği, Güven Dershane Sahipleri Derneği, Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği ile bazı illerdeki dershane birliklerince ortak yapılan basın açıklamasında, dershane tartışmasının medyada yer alan son haberlerle yeni bir boyut kazandığı ifade edilerek, bu tartışmaların, temsil edilen özel öğretim kurumların girişimcilerinde maddi, manevi kayıplar yarattığı ileri sürüldü.
İşleri, talep eden veli ve öğrencilere eğitim hizmeti sunmak olan kurumların zan altında bırakıldığı, itibarsızlaştırıldığı iddia edilen açıklamada, bunun "büyük haksızlık olduğu" savunuldu. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bu tartışmaların artık son bulması için şimdiye kadar yaptığımız açıklamalarımızda, Başından beri yasal statüleriyle milli eğitim sistemimiz içinde yer alan dershanelerin kurucuları olarak biz de ülkemizin yararını, menfaatlerini, eğitimimize faydalı olanı her şeyin önünde tuttuğumuzu, özel dershaneler konusunun sektörle, eğitim yöneticileriyle tartışılmasını, bundan ülkemizin ve herkesin yararına uygun yeni seçenekler çıkabileceğini, bu konuda başta Sayın Başbakanımız olmak üzere konuya taraf yöneticilerimizin kapılarını kapamayacaklarına inancımızı belirttik.
Bakanlığımızın, söz konusu haberin içeriğinin doğruluğunu teyit anlamına gelen sadece bazı ifadelerin yanlışlığına yönelik dünkü açıklaması, şimdiye kadar var olan kararsızlık ve ne yapılacağını konunun taraflarıyla, kamuoyuyla paylaşmama anlayışının devamından başka bir anlam taşımamaktadır.”
“Sektör temsilcileriyle hiç görüşülmedi”
Özel dershane ve diğer özel öğretim kurucularını temsil eden derneklerin, tartışmaların başından beri, yasalar karşısında haklarını bildiği belirtilen açıklamada, “Bu tartışmalar sürecinde hep sükunet içinde olduk, hukuka bağlı devletimize güven duygusuyla hareket ettik. Böyle davranmayı da sürdürmek istiyoruz” görüşüne yer verildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Hükümetin, yeni demokratikleşme paketinde açıkladığının aksine bir tutumla, sektör temsilcileriyle hiç görüşmeden hatta yok sayarak mevcut özel okulların sürdürülebilir olmadığı ortadayken, okula dönüşümü tek alternatif gibi sunması, dönüşemeyenleri kapatması, sistem dışına çıkarması olasılığı, beraberinde bunlara yönelik tasarrufun niteliğine ve içeriğine bağlı olarak bir dizi hukuksal uyuşmazlıkları da beraberinde getirecektir.
Fırsat eşitliği sağlamak adına fırsat eşitsizliğini artıracak ve daha çok kargaşa yaratacak bir düzenlemenin muhatabı olmamak, ulusal ve evrensel hukuk içinde haklarımızı savunmak durumunda kalmayacağımıza inanmak istiyoruz.”