Güncelleme Tarihi:
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) düzenlediği toplantıda 2015 yılını değerlendirip, 2016 yıl hedeflerini açıkladı.
Geçtiğimiz yıl ihracatı yüzde 20 azalarak, 1,5 milyar dolara gerileyen Türk deri sektörü rotasını başta dünyanın en büyük deri ithalatçısı olan ABD olmak üzere, AB ve Uzakdoğu Ülkeleri, Afrika ve Kanada pazarlarına çevirdi. Türkiye’nin deri sektöründe dünyanın en büyük 11. tedarikçisi olduğunu vurgulayan İDMİB Başkanı Mustafa Şenocak, sektörün küresel ölçekte mevcut potansiyelini kullanamadığını söyledi.
Dünyanın en büyük ithalatçılarına hala yeterince ürün satamadıklarını belirten Şenocak, “En büyük deri ithalatı yapan ülkelerde Türkiye’nin payı yok denecek kadar az. Dünyanın toplam ithalat hacmi 250 milyar dolar. 2014 yılında 40,6 milyar dolar ile dünyanın en büyük ithalatçısı olan ABD’de Türkiye’nin pazar payı sadece binde 1, Almanya’da ise binde 9, en iyi durumda olduğumuz İtalya’da yüzde 1,2. Bu sorun deri konfeksiyon hariç tüm alt sektörlerimizde de geçerli.
Rusya ve çevre ülkelerde kaybettiğimiz pazar payımızı ABD, Afrika, Kanada, AB ülkeleri, Japonya, Güney Kore gibi dünyanın en büyük deri ithalatçısı olan ülkelerle kapatacağız. Bu pazarlara yönelik gerçekleştireceğimiz tanıtım faaliyetleri, ticaret heyetleri ve fuarlarla etkinliğimizi artıracağız” diye konuştu.
RUSYA PAZARI YÜZDE 50 DARALDI
Rusya pazarındaki son duruma değinen Şenocak, “Rusya pazarındaki düşüş, sektörü olumsuz etkileyen en önemli faktör. Ocak – Aralık 2015 döneminde Rusya’ya ihracatımız nerdeyse yüzde 50 düşerek, 235 milyon dolara geriledi. Rusya'daki olumsuz gelişmenin nedeni sadece son dönemdeki siyasi sorunlardan kaynaklanmıyor.
2013 yılından itibaren dünyadaki parasal daralmadan petrol fiyatlarındaki düşüşten dolayı Rusya'da bir gelir kaybı oldu. Bu nedenle Rusya pazarında sektörümüz ürünlerinde ciddi bir talep daralması yaşandı. Yaşanan siyasi gelişmeler de son belirleyici nokta oldu. Ancak bütün bu olumsuzluklara rağmen potansiyel olarak Rusya’nın önümüzdeki yıllarda bizim için önemli bir pazar olma niteliğini taşımaya devam edeceğini düşünüyoruz.”
“DERİ CEKET İTHALATIMIZ 80 MİLYON DOLAR, BİZ YÜZDE 10 KAPASİTE İLE ÇALIŞIYORUZ”
Son yıllarda ihracat pazarlarında yaşanan sıkıntıların yanında sektör olarak Çin,Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerden yapılan ithalattan kaynaklanan haksız rekabet ile de mücadele ettiklerini belirten Şenocak Şunları söyledi: “2014 yılında ayakkabı ithalatına getirilen ilave vergiler sayesinde ayakkabı sektörümüz genel konjektürel olumsuzluklardan görece en az etkilenen sektör olmuştur.Vergiler sayesinde yerli ayakkabı üreticilerimiz ayakta kalmış dolayısıyla istihdamdaki düşüş diğer alt sektörlere göre daha az olmuştur. Bunun yanı sıra ucuz olduğu kadar kalitesiz ve sağlıksız olan ithalatın da engellenmesiyle tüketicilerimiz de korunmuştur.
Ancak deri konfeksiyon alt sektörümüzde ucuz ve sağlıksız ürün ithalatından kaynaklanan haksız rekabet baskısı devam etmektedir. 2014 yılında 80 milyon dolarlık deri ceket ithalatı yapılmış, ithalatta artış %21 gibi yüksek bir oranda gerçekleşmiştir. Buna karşın ülkemizde yüksek kaliteli deri ceket üreten firmalarımız kapasitelerinin %10’unu kullanabilmişlerdir. Deri Konfeksiyon sektörü olarak sağlıklı rekabete karşı değiliz ancak Çin’den gelen ucuz ve sağlıksız ürünlerle rekabet etmemiz hem mümkün değil. Bu nedenle Söz konusu ülkelerden yapılan ithalatın yerli üretim üzerinde yapmış olduğu tahribatın önlenmesi amacıyla Ekonomi Bakanlığı tarafından gerekli tedbirlerin alınması yönünde girişimlerimiz devam etmektedir.
Bu kapsamda özellikle üçüncü ülkelerden yapılan deri konfeksiyon ürünlerinin ithalatına ilave gümrük vergisi getirilmesini talep ediyoruz.
Dünyada ve bölgemizde yaşanan ekonomik durgunluk ve sıkıntılardan dolayı daralan piyasamız için bu geçiş dönemini en az zararla atlatabilmek adına ekonomi yönetiminden bazı taleplerde bulunduklarını belirten Şenocak şu açıklamalarda bulundu: “Sektör paydaşları ile yaptığımız görüşmelerden çıkan sorun ve önerilerimizi Ekonomi Bakanlığına arz ettik. Belirlemiş olduğumuz yeni ihracat hedefimiz doğrultusunda üretim yerlerimizi geliştirmemiz ve değiştirmemiz gerekiyor, Sektöre faizsiz kredi desteği sağlanması, Eximbank ihracat kredilerinin sürelerinin uzatılması, Rusya’da yatırım yapmış firmaların finansal yükümlülüklerinin yeniden yapılandırılması, özel bankaların teminatlı kredileri geri çağırmalarının önlenmesi, kamu alacaklarının ertelenmesi, DİR belge kapatmalarında ilave süre tanınması, ihracata yönelik ürünlerde ÖTV’nin kaldırılması ve geri gelen eşyaya gümrük mevzuatı kapsamında kolaylık sağlanmasını istedik.
Bu önerilerimiz yerine getirilirse sektörümüz yaşanan sorunları daha rahat aşacaktır. 1998 ve 2008 yıllarında yaşanılan krizleri de sektör olarak atlattığımız gibi bu süreci de başarıyla yöneteceğiz. Bu sürecin doğal bir sonucu olarak firmalarımız Katma Değeri Yüksek Ürünler üreterek daha rekabetçi bir yapıya kavuşacaklar ve pazar çeşitliliğini arttıracaklardır. Buna istinaden ihracat hedefimize yaklaşmış olacağız.”