Dericiler ucuza alıp satarak krizi aşacak

Hazar, “Ancak insanların elinden 10 liralık malı 5 liraya almaya kalkmak için de nakit lazım. Yani esnafın elindeki parayı götürüp bankadaki kredisini kapatmaması lazım” dedi.

Dericilik sektörünün 2009 yılı beklentilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Hazar, 1998 yılında Rusya'da yaşanan kriz döneminde elde ettikleri deneyimlere dayanarak, global krizden en az etkilenen sektörlerden biri olabileceklerini belirtti.

Deri ürünlerinin ağırlıklı olarak Rusya ve çevresindeki ülkelere satıldığına işaret eden Hazar, soğuk iklimlere sahip bu ülkelerin deri ürünlerini asıl olarak ihtiyaçtan dolayı aldıklarını, bu nedenle fiyatı aşağı çekebildikleri sürece satış yapmaya devam edeceklerini anlattı.

Hazar, o dönemde emtia fiyatlarını düşmesine bağlı olarak ham maddeyi ucuza sağladıklarını ve kar marjlarını da düşürmek suretiyle 300 dolarlık bir malı 180 dolara kadar düşürdüklerini ifade ederek, şöyle konuştu:

“1998 Rusya krizinde tecrübe edindik. Tekrar aynı yolu izleyeceğiz. Bu şekilde krizi çabuk atlatırız. Ancak insanların elinden 10 liralık malı 5 liraya almaya kalkmak için de biraz nakit lazım. Yani esnafın elindeki parayı götürüp bankadaki kredisini kapatmaması, bu parayla çarkı çevirmesi lazım. Müşterimizin ihtiyacı var. Bu deriyi alacak bizden. Biz bunları yapmazsak, komşumuz Yunanistan ihracatçısını desteklerse, biz desteklenmezsek, bütün piyasanın ağladığı gibi biz de ağlarız.”

Bu süreçte çalışanların ve müşterilerin kaybedilmemesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Hazar, deri ve tekstilin hassas sektörler ilan edildiğini ancak bunun altının henüz doldurulmadığını belirtti.

“DEVLETİN İHRACATÇISINA KEFİL OLMASI LAZIM”

Hazar, “Devletten yardım istemiyoruz aslında. Devlet, bankalara 'Esnafın ihracat kredilerini dondur. Bugün mü ödemesi gelmiş? Faizini al ama anaparasını isteme' diyecek. Tek yapacağı bu var. Devletin ihracatçısına kefil olması lazım” dedi.

Deri sektörünün 2008 yılı ihracatına ilişkin olarak Hazar, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) üzerinden geçen faturalara bakıldığında, bir önceki seneye göre düşüş yaşanmadığını, ancak genel olarak bakıldığında son aylarda, bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 30 civarında bir düşüşten söz edilebileceğini ifade etti.

Hazar, “Bütün seneyi baz aldığımızda yüzde 20'nin üzerinde artış bekliyorduk ama kriz nedeniyle ancak aynı seviyeyi yakalayabildik” dedi.
Sektörde işçi çıkarmadan yola devam edilmesi çağrısında bulunduklarını belirten Ramazan Hazar, “İnsanlara işlerin açılacağını aşılamaya çalışıyoruz. Bu işin psikolojik bir savaş olduğunu, 2-3 ayda atlatacağımızı anlatmaya çalışıyoruz, ki insanlar ilk fırsatta işçisine saldırmasın, diğer sektörlere örnek olunsun, ilk kısıtlamaya oradan gidilmesin” diye konuştu.

“2009'DA SEKTÖR BÜYÜMESE DE GEÇTİĞİMİZ DÖNEMLERİ KORUR”

Hazar, şu anda ihracat yaptıkları pazarda yılbaşı tatili sonrası piyasaların henüz açılmadığını, durumun ancak 20 Ocak sonrasında görüleceğini ifade ederek, şunları kaydetti:

“2009'da sektör büyümese bile geçtiğimiz dönemleri korur. Baharlık ürünlerde Yunanistan, İtalya, Çin, Hindistan gibi rakiplerimiz var ama kışlık üründe üretim kapasitesi ve kalite bakımından bir numarayız. Yılın ikinci yarısındaki kışlık sezonu yakalayabilirse, sektör mevcudunu tekrar yakalayabilir.”
Deri konfeksiyonda marka yaratmasına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Hazar, yüze yakın yurt dışında tanınan marka çıkabileceğini ancak marka sürecinin sadece sektöre bağlı olmadığını, Türkiye'nin bir marka haline gelmesi gerektiğini ifade etti.