Dereyi görmeden paçaları sıvamak

SPEKÜLATİF beklentilerle mali piyasalarda fiyatların çok hızlı bir şekilde büyük boyutlarda oynaması hiç sağlıklı değildir. Kurlar ve faizlerin arzu edilen yönde dahi olsa kısa sürede büyük boyutlarda değişmeleri de sağlıklı değildir.Siyasetçilerimiz doğal olarak kurlar ya da faizler bir iki gün üst üste düştüklerinde gelişmeleri kendilerine olan ‘‘güven’’ olarak nitelemektedirler. Halbuki, gelişmelerin aslı, mali piyasalara gelen yeni ve önemli bir haberin yarattığı spekülatif hareketlerin sonuçlarıdır. İÇKİLERİ KALDIRMAKSeçimlerden tek başına bir partinin iktidar olarak çıkması ve iktidar adayı parti yöneticilerinin son derece ılımlı ve devlet adamı vakuru içinde verdikleri beyanatlar çok olumludur. Ama, mali piyasaların bu gelişmelere son üç gündür verdikleri tepkilerin müstakbel iktidar partisinin yetkilileri tarafından ‘‘iş alemi bize güveniyor’’ diye yorumlanması için zaman daha çok erkendir.Yarın olası bir olumsuz gelişme kur ve faizleri aksi yönde hareketlendirebilecektir. Böyle gelişmeler de kurulacak hükümete bir güvensizlik işareti olarak alınamaz. Mali piyasalardaki kısa dönemli hareketler daima spekülatif hareketler olarak algılanmalıdır. Bu çeşit hareketlere bakarak küçük yatırımcıların hareket etmesi yanlıştır.Hükümete gerçek güvenin olup olmadığı 2003 yılının mart ayına yaklaştığımızda faizlerin yüzde 40 düzeylerine gelip gelmeyeceği ile anlaşılacaktır. Böyle bir eğilim bir iki günlük söylevlerle değil, icraatla gerçekleştirilebilecektir. Bu aşamada, hiçbir AKP yöneticisi de çıkıp mali piyasalardaki hareketlerin spekülatif olduğunu ve doğru bulmadıklarını söylememektedir. Halbuki, ekonomi yönetiminin ihtiyacı olan ‘‘itibar’’ doğruları söylemekle ve gerektiğinde arzulanan gelişmelerle çelişen gerçekleri vurgulamakla kazanılacaktır. Daha ikram başlamadan davetlilerin çoğu sarhoş olmuşlardır. Birilerinin içkileri kaldırması gerekiyor.Piyasaların, kısa dönemde, spekülatif dürtülerle hareket etmesi mali piyasalarda kalıcı dengeler tesis ettirmeyi amaçlayan bir hükümetin önündeki en büyük engellerden biridir. Maalesef, kısa dönemde bu konuda yapılacak fazla bir şey de yoktur.NABZA GÖRE ŞERBETYapılabilecek en iyi şey piyasalarda, bir süre için arzu edilen yönde dahi olsa, oynaklık yaratabilecek demeçlerden kaçınılmasıdır. Örneğin, son iki gündür, iyi haber verme telaşında olan bazı AKP yöneticileri enerjide katma değer vergisinin düşürüleceği ve vergi oranlarının genel olarak indirileceğini söylemektedirler. Haber olarak bunlar herkesin duymak istedikleri şeylerdir. Ama, uzun vadeli projelerdir. Önümüzdeki bir yıl içinde bu konularda arzulanan gelişmelerin sağlanabilmesi olanaksızdır. Ekonomik konularda zaman, nabza göre şerbet vermenin zamanı değildir.Vergi gelirlerini artırmadan ya da gelir artışının kesin olarak gerçekleşeceği belli olmadan Türkiye'nin vergi oranlarıyla oynayabilmesi olanağı yoktur. Bir-iki ay içinde IMF ile yapılacak müzakerelerde söylenenlerin tam tersinin yapılması durumunda, iktidar itibar kaybetme riski ile karşı karşıya kalabilecektir. Örneğin, vergi oranlarını düşürmeyi bir tarafa bırakalım, geçmişte geçici olarak konan vergilerin 2003 yılında da devam etmesi söz konusudur. Çünkü, 2003 yılı hiçbir açıdan kolay bir yıl değildir.Dereyi görmeden paçaları sıvamak galiba ulusal bir içgüdümüz oldu.