Güncelleme Tarihi:
PARİS'te iki yılda bir düzenlenen dünyanın en büyük yapı malzemeleri fuarı Batimat'99, Türkiye ve Japonya gibi, depremzede ülkelerin hücumuna uğradı. 42 ülkeden 3 binin üzerinde firmanın katıldığı fuarda, depreme dayanıklı en son inşaat teknolojileri de tanıtıldı.
İNŞAAT sektörünün devlerini buluşturan Batimat'99 Fuarı'na Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan depremin etkileri yansıdı. 8-13 Kasım tarihlerinde Paris'te gerçekleşen fuara dünyada inşaat malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren 42 ülkeden 3 binin üzerinde firmanın katıldı. Firmalar fuarda, özellikle depreme dayanıklı, yüksek performanslı, uzun ömürlü, binaların sağlamlık ve dayanıklılığını artıran, yangını ve gürültüyü engelleyen ürünler sergilendi.
8-13 Kasım 1999 tarihlerinde Paris'te gerçekleşen Batimat'99 Fuarı'na katılan 3 bin 400 firma standlarında özellikle depreme dayanıklı, yüksek performanslı, uzun ömürlü, düşük maliyetli ürünlerini sergiledi.
İnşaat malzemeleri konusunda dünyanın sayılı üreticileri arasında yer alan Lafarge, beş yıllık bir çalışma sonucunda ürettiği, dayanıklı, uzun ömürlü ve kırılmayan yeni ürünü ‘‘Ductal’’'ı ilk kez Batimat'99'da tanıttı.
Betona göre 10 kat daha dayanıklı, özel minarel tozları, fiber ve çelik kullanılarak üretilen Ductal'la şu ana kadar Kanada'da bir köprü, Monaco'da tünel inşaa edildi. Fransa Nükleer Santrali'nin yapımında da kullanılan ve kendi alanında bir devrim olarak kabul edilen bu ürün Lafarge-Bouygues ve Rhodia ortaklığı ile yaratıldı.
TÜRK PROFESÖRLER
Batimat'99 Fuarı için Boğaziçi Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, İTÜ ve Erciyes Üniversitesi İnşaat Fakülteleri öğretim üyelerinden oluşan 14 kişilik uzman ekip de Paris'e gitti. Aralarında Deprem Vakfı Başkan Yardımcısı Semih Tezcan, Mustafa Tokyay, Kandilli Rasathanesi'nden Ozan Yüzügüllü'nün bulunduğu ekip ayrıca Lafarge'ın Paris'teki labaratuarlarında Lafarge mühendisleri ile birlikte Ductal'ın Türkiye'de kullanım alanları yönünde de incelemelerde bulundu.
Deprem kuşağında yer alan Japonya ürünün patentini satın alırken Lafarge Araştırma ve Geliştirme Bölüm Başkanı Paul Acker, bu ürünün Türkiye'deki Lafarge fabrikalarında da üretilebileceğini söyledi.
Demirin kullanılmadığı ve özel çeliklerin ve farklı malzemelerin yer aldığı bu yeni ürünün santimetrekaresi 2000 kg. taşıma kapasitesine sahip.
Ayrıca Lafarge'ın, vinç ve kovaları ortadan kaldıran yeni beton ve harçlar serisi Agilia da, fuarda en ilgi çeken ürünler arasında yer aldı.
Depremde seyircisini boşaltan stadyum
1998 yılında Fransa'nın ev sahipliği yaptığı Dünya Kupası için bir yıl gibi bir sürede inşaa edilen St. Denis'de yer alan Grand Stade de France, deprem gibi acil durumlarda binlerce insanın güvenli bir şekilde tahliyesini sağlayabiliyor. Stadyumda kullanılan özel raylı sistem, acil durumlarda da tribünleri genişleterek, seyircilerin stadı en fazla 10 dakikada boşaltmasını sağlıyor.
Afrodisias'dan esinlenerek inşaa edilen stadyum yılda yaklaşık 150 bin kişiyi ağırlamayı hedefliyor. 80 bin kişilik stadda, seyirciler 10 dakikada koltuklarını otururken, 10 dakika içinde de stadı terkedebiliyor.
1998 yılında Fransa İspanya maçı ile açılan stad, raylı sistemler sayesinde bir konser, konferans ya da farklı amaçlara yönelik olarak küçültülüp, büyütülebiliyor. Stadda ofis kiralanabilirken, içeride mağazalar ve konferans salonları da bulunuyor. Bu butiklerde futbolcu Zidane'nın formasından, stadın çimlerine kadar pek çok malzeme satılıyor.
Ahlaklı firmalarla çalışın
Lafarge Grubun Başkanı Bertrand Collomb, Avrupa ve Amerika pazarındaki yatırımlarını azaltıp, gelişmiş ülkelere yönelik yatırımlarını artıracaklarını söyledi. Türkiye ekonomisinin dünyadaki kriz ve ardından gelen depremle büyük darbe almasına rağmen, Türkiye'de yeni ortaklıklar ve birleşmelerle yatırımlarını artıracaklarını belirten Collomb, Türkiye'de yaşanan deprem felaketi sonrasında altyapı çalışmaları ile ilgili şu önerilerini dile getirdi: ‘‘Ductal çok yüksek performanslı bir ürün. Ancak depremden sonra Türkiye'de kaliteli ürüne talep arttı. Ancak depremden sonra öncelikli konu kurtarma çalışmalarıdır. Acil ihtiyaçlara dönük yardımlardır. Türkiye'nin yeniden yapılanma sürecinde, ciddi, güvenli, ahlaklı, moralli, çabuk firmalarla çalışması, bu projelerde işbirliği yapılacak firmaların çok iyi seçilmesi gerekiyor. Tabii ki en önemlisi de doğru ürünlerin seçilebilmesi.’’