Deprem Vergisi'nin yüzde 70'i rantiyeden

Güncelleme Tarihi:

Deprem Vergisinin yüzde 70i rantiyeden
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 1999 00:00

Haberin Devamı

Devlet, 2000'de toplayacağı Deprem Vergisi'nin yüzde 70'ini rantiyeden alacak. 2000 yılında toplanacak 2.3 katrilyon liralık Ek Vergi'nin 1.6 katrilyon liralık bölümü, Faiz Vergisi ile sağlanacak. 2000'de toplanacak 1.6 katrilyon liralık Faiz Vergisi, 14.2 katrilyon lira olarak hedeflenen toplam vergi gelirinin yüzde 11'ini oluşturacak.

Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nün, ‘‘Deprem Vergisi olarak bilinen Ek Vergi Yasası ile ilgili yaptığı projeksiyon, yasaya son anda giren ‘‘faiz vergisi’’nin, ağırlığını da ortaya koydu. Projeksiyona göre, 2000 yılında toplanacak 2.3 katrilyon liralık Ek Vergi'nin 1.6 katrilyon liralık bölümü, Faiz Vergisi ile sağlanacak. Böylece 2000'de devlet, Deprem Vergisi'nin yüzde 70'ini, borçlanırken faiz ödediği rantiyeden alacak.

1999 yılında, topladığı vergilerin yüzde 74'ünü faiz olarak rantiyeye ödeyen devlet, Faiz Vergisi ile bunu dengelemeye çalışacak. 2000 yılında toplanacak 1.6 katrilyon liralık Faiz Vergisi, 14.2 katrilyon lira olarak hedeflenen toplam verginin yüzde 11'ini oluşturacak.

AŞIRI REEL GETİRİ

Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürü Akif Hamzaçebi, bütün sektörlerde gerileme yaşanırken, kamu kağıtlarının yüksek reel getirileri nedeniyle mali sektörün hızla büyüdüğünü söyleyerek, ‘‘Buna karşılık, bugüne kadar vergi yükleri artmamıştır’’ dedi.

Devlet iç borçlanma senetlerinin vergilendirilmesinde, yatırımcıların, bu kağıtları alırken öngördükleri reel getirilere dokunulmadığını söyleyen Hamzaçebi, şu örneği verdi:

‘‘2000 yılında stand-by ile enflasyonun ve faizlerin düşmesi sonucu oluşacak, öngörülenin üzerindeki kazancın vergilendirilmesi esas alınmıştır. Örneğin, 4 Ağustos 1999'da ihale edilen ve 23 Ağustos 2000'de itfa edilecek bir iskontolu tahvilin vergi öncesi reel getirisi yüzde 39 iken, vergi sonrası reel getirisi yüzde 29 olmaktadır.’’

Hamzaçebi, başta Faiz Vergisi olmak üzere kamuoyunun çeşitli kesimlerinde büyük tepkilere yol açan Deprem Vergisi Kanunu ile ilgili olarak sorularımızı yanıtladı. Bu yasanın çıkarılmasının zorunlu olduğunu savunan Hamzaçebi, şu değerlendirmelerde bulundu:

Stand-by'a doğru giden bir süreçteyiz. Hesap ortada. Hazine, bugüne kadarki bütün ihalelelerde cari olan enflasyon oranına göre piyasada oluşan faizler üzerinden borçlanmıştır. Yatırımcı piyasadaki enflasyon oranını veri olarak aldı ve bu veriye göre borçlanma faizini belirledi.

Oysa veri aldığı durumda şimdi değişiklik olmaktadır. 2000 yılında enflasyonun düşüşüne paralel olarak beklenmeyen bir reel gelir oluşacak. Bu vergi, reel getirinin bir bölümünü vergilemeyi esas alıyor.

Yasaların geriye doğru yürümemesi ilkesini elbette dikkat almak gerekir. Ancak, faiz gelirlerinde durum farklı. 1994 yılında ekonominin küçülmesi nedeniyle Net Aktif ve Ekonomik Denge vergileri getirilmiş ve bunun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gidilmişti. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini reddetti. Biz de bu yasayı hazırlarken, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararını çok dikkatle okuduk.

Hisse senedi yatırımcılarına herhangi bir vergi yükümlülüğü getirilmiyor. Sadece İMKB, RTÜK, SPK Dekabet Kurulu gibi kurumların gelirlerinden karşılıklı mutabakat ile belirlenecek bir miktarın gelir yazılması öngörüldü.

Deprem, milli serveti vurdu

AKİF Hamzaçebi, 17 Ağustos depreminin etkileri sürerken meydana gelen ikinci depremin ekonomiyi çok olumsuz etkilediğini belirterek, şöyle dedi:

‘‘Deprem bölgesinde mücbir sebep durumunun sürdüğü unutulmamalı. Toplam verginin yüzde 15'i deprem bölgesindeki dört ilden alınıyordu. Olayı sadece bölgedeki vergi kaybı olarak düşünmemek lazım. Milli servette eksilme oldu. Onun da telafi edilmesi lazım. Mahrum kalınan bir gelir sözkonusu. Sermaye stokunda meydana gelen kayıplar çok daha önemli.’’

Hamzaçebi, hedefe ulaşılabilmesi için Bakanlar Kurulu yetkisinde bulunan başka gelir arttırıcı önlemlere başvurulabileceğini belirtti.

Fadıl'ın İmza'sı için inceleme

AKİF Hamzeçebi, Jet-Pa'nın sahibi Fadıl Akgündüz hakkında başlatılan incelemenin sürdüğünü, sonuçlandırmak için Almanya'dan bazı bilgiler beklediklerini belirterek, Akgündüz'ün büyük kampayalara tanıttığı ‘İmza' markalı otomobil ile ilgili olarak da ayrı bir inceleme başlatıldığını açıkladı.

Yılmaz: Bankalar vicdansızlık yapıyor

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Deprem Vergisi Yasası'nda yapılan geceyarısı operasyonunu anlatırken, ‘‘Daha bütçe yapılırken, üç lider buna karar verdik. Grup Başkanvekillerini bile haberdar etmedik. Eğer konuşulsaydı, bankalar ellerindeki kağıtları masum halka satacaklardı’’ dedi. Düzenlemede IMF ile anlaşmanın da etkili olduğunu anlatan Yılmaz, bankaları ‘‘vicdansızlık yapmakla’’ suçladı.

ANAP Grup toplantısının basına kapalı bölümünde konuşan Yılmaz, ‘‘Şimdi sizin üzerinize de çok baskı gelebilir; ama kulak asmayın. Bu konuda geri adım atılmayacak’’ dedi.

‘‘Halkın kullandığı şeylere vergi konmadı’’ diyen yılmaz, şöyle devam etti:

‘‘Telefonda az kullanan az ödeyecek. Lüks konutlara vergi kondu. Yıllardır devletin borç alması nedeniyle, enflasyon yüzde 50 olduğu halde yüzde 150 faizle borç para verenler, yüzde 100 reel kazanç elde etti. Bunlara rantiye demek istemiyorum. Bu Fazilet Partisi'nin söylemi; tasarrufçu diyelim. Bu kadar yüksek kazanca karşılık onlardan yüzde 11 vergi almak ne adaletsizlik, ne de haksızlık. Ama özel koşullar altında bu kadar yüksek gelir elde edip, vergi vermemeleri vicdansızlığın kendisidir. Şimdi biz bu kesimlerden ufak bir fedakárlık bekliyoruz.’’

TÜSİAD eski başkanları

Rantiye Vergisi'ne kızdı

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği TÜSİAD'ın, 8 Aralık'ta Ankara'da gerçekleştirilecek Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı öncesinde dün yıllık Başkanlar Konseyi toplandı. Toplantıya TÜSİAD eski başkanlarından, Asım Kocabıyık, Rahmi Koç, Sakıp Sabancı, Ömer Dinçkök ile halen TÜSİAD Başkanlığı görevini yürüten Erkut Yücaoğlu ve YİK Başkanı Bülent Eczacıbaşı katıldı. YİK toplantısına hazırlık amacı taşıyan toplantıda, Brüksel ve Washington'da TÜİAD'ın faaliyetlerini artırmaya yönelik çalışmaların ve TÜSİAD'ın iç meselelerinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinde son günlerde yaşanan gelişmeler de gündeme geldi. TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu, kimsenin vergiye karşı olmadığını ancak verginin uygulanış biçimlerinde hata olduğunu belirterek, geriye dönük vergi uygulamasının eleştirildiğini söyledi.

Sakıp Sabancı da Deprem Vergisi'ni eleştirerek, ‘‘Şiddetle ihtiyacımız olan yabancı kaynağa dur borusu çalıyoruz’’ dedi. Sabancı bu düzenlemelerle, borsaya da yeni halka açılmalara da dur denildiğini söyledi. Bu düzenlemelerin, geriye dönük düzenlemeler olduğunu belirten Sabancı bu konudaki eleştirilerini de şöyle dile getirdi:

‘‘Yabancı sermaye olarak buraya girmiş, senin kağıtlarına itibar etmiş, seninle düzenlemelerini yapmış. 1998 yılı hesapları yapılmış, herkes hesaplarını dürüp kapatmış. Geriye dönüp de ben şunu isterim bunu isterim denir mi? IMF bunu ön şart koştu diyorlar. IMF'in kalkıp da 1998 yılından başla, bu vergileri al diyeceğine inanmıyorum.’’



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!