Güncelleme Tarihi:
Afed bölgesi içindeki illerde 6 Şubat’tan önce inşaatı devam eden binalarla ilgili dün sabah bir genelge yayımlandı. 11 ilde yarım kalmış binaların inşaatlarına hangi koşullarda devam edileceğine dair oluşan tereddütleri gidermek üzere hazırlanan genelge, sonrasında “zemin etüdü” uyarısı geldi. Zemin etüdü incelemeden sadece kolon ve kirişlere bakılarak bir inşaata devam edilmesinin yeni sorunlar yaratabileceğine işaret eden inşaat mühendisleri, “Bu kararın iki inşaat mühendisiyle verilmesi eksik olur, jeofizik ve jeoloji mühendislerinin de zemin etüdü zorunlu kılınmalı. Uzmanlar yeni depremlerin de 6.8’e varan artçı şokların da devam edeceğini söylerken, zemini gözardı ederek yarım inşaatlara devam kararı tehlikeli olur” uyarısı yaptılar.
TAŞIYICI SİSTEM TEMEL ETKEN
İçişleri Bakanlığı tarafından 81 il valiliğine gönderilen “Genel Hayata Etkili Afet Bölgelerindeki Natamam Binalar” konulu genelgede, 6 Şubat öncesi inşasına başlanmış ancak henüz tamamlanmamış binalar için en geç bir ay içinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilen kurum veya kuruluşlardan “teknik rapor” almaları gerektiği belirtildi. İlgili idareler, bu rapora göre eğer binaların taşıyıcı sistemleri hiç hasar görmemişse veya yapısal olmayan hasarlar giderilmişse inşaat izni verebilecek. Taşıyıcı sistemde deprem güvenliği açısından tehlike arz etmeyen bir hasar varsa onarılması veya güçlendirilmesi gerekiyor. Taşıyıcı sistemde güçlendirme mümkün olmayacak şekilde hasar varsa inşaat kesinlikle yıktırılacak.
TEKNİK RAPORDA İHTİSAS KRİTERİ
Genelgede teknik raporun hizmet bedelinin nasıl belirleneceği de açıkça belirtildi. Buna göre hizmet bedeli inşası tamamlanan yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanacak. Metrekare bedeli 2 lira olacak ve toplam bedel 3 bin 500 liranın altında olmayacak. Teknik rapor da ihtisas alanı inşaat mühendisliği olan en az iki kişiden oluşan heyet tarafından hazırlanmak zorunda. Teknik raporda yapının dört cephesinden çekilmiş dış cephe fotoğrafları, binanın taşıyıcı ve taşıyıcı olmayan elemanlarındaki hasar durumunu ortaya koyacak şekilde, hasarlı elemanların tamamı için, hasarsız elemanlarının ise yeterli miktarda fotoğraf ve video kayıtları zorunlu olmak üzere tüm tespitlerin yer alması zorunlu tutuldu.
JEOFİZİK, JEOLOJİ MÜHENDİSİ ŞART
İnşaat Mühendisi, güvenli yapı uzmanı, Yapı Denetim Derneği İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Oğuzhan Sönmez Kaya genelgeyi değerlendirdi. Kriterlerin yeniden ele alınması gerektiğini belirten Kaya, “Metrekaresi 2 liradan böylesine kritik bir raporun verilmesi için başka illerden mühendisler bölgeye gitmez. Gönüllü yapılsın denilseydi daha çok katılım olurdu. Ayrıca böylesine riskli binalara girip sadece kolon, kiriş gibi taşıyıcı sistem denetimi yapılarak binanın depreme dayanıklı ya da dayanıksız olacağını netleştiremeyiz. Yapıları güvenli kılan tek unsur kolon, kiriş değil. Binanın hangi zemine yapıldığı; fay hattı geçip geçmediği, zemin sıvılaşması olup olmadığı yapı güvenliğini birinci derece etkileyen faktörler” dedi. Kaya teknik kadro kriterine de itiraz etti: “Biz inşaat mühendislerinin yarım inşaatlara devam kararı vermesi için yanımızda bir jeofizik, jeoloji mühendisi olması gerekir. Uzmanlar ‘depremler sürecek’ diyor. Zemin parametrelerini jeofizik ve jeoloji mühendisleri değerlendirmeden dayanıklı bina elemesi yapmamız yanlış olur.”
‘HES’LERİ İNCELEYİN’ ÇAĞRISI
Jeoloji Mühendisleri Odası, deprem bölgesindeki tüm hidroelektrik santrallerinin deprem güvenliğinin incelenmesi ve riskli görülenlerin acilen kapatılması çağrısında bulundu. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Yönetim Kurulu, bölgedeki depremlerin baraj ve HES’lere de zarar verdiğini iddia ederek, “DSİ Genel Müdürlüğü ile Elektrik Üretim AŞ’nin özellikle bu tür alanları gözden geçirmesi ve olası mühendislik problemlerini çözmesi gerekiyor. Ayıca EPDK da tüm enerji tesisleri için bir düzenleme yaparak, yapıların güvenliği sağlanana kadar enerji satın alma işlemini durdurulmalı” ifadelerini kullandı.