Güncelleme Tarihi:
IMF Avrupa Bölüm Başkanı Michael Deppler, Türk Hükümeti tarafından hazırlanan Çerçeve Anlaşması ile ilgili görüşmeleri bugün tamamladıklarını bildirdi.
Deppler, bugün Hazine'de IMF Türkiye Masası şefi Carlo Cotterelli ve diğer IMF yetkillileri ile bir basın toplantası düzenledi. Deppler basın toplantısında, çerçeve Anlaşmanın, "ekonomik ve mali istikrarın yeniden tesis edilmesi, 1999 sonunda başlatılan mali uyum ve enflasyonla mücadele sürecinin yeniden başlatılmasını" amaçladığını kaydetti.
IMF Avrupa Bölüm Başkanı Michael Deppler, çerçeve anlaşması ile ilgili görüşmeleri bugün tamamladıklarını vurgularken, anlaşmanın hükümetin öncelikleri ve açıklanan acil önlemler paketine uygun olarak hazırlandığını söyledi.
Deppler, Hazine Müsteşarlığı'nda çerçeve anlaşmasıyla ilgili bilgi verirken, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini, önümüzdeki bir kaç ayda yüksek enflasyon ve büyümede yavaşlama beklediklerini söyledi.
YENİ PROGRAM GÜÇLÜ BANKACILIĞA ODAKLANIYOR
Deppler, geçmişteki başarısızlıklardan ders alınarak hazırlanan yeni programın, son derece güçlü bir bankacılık sistemi üzerinde odaklandığını vurguladı.
Kasım'daki krizin özel bankalardan, Şubat'taki krizin ise daha çok kamu bankaları kökenli yaşandığına işaret eden Deppler, bankacılık sistemindeki zaafların giderilmesine çok önem verdiklerini de belirtti.
ANLAŞMA İKİ ANA BÖLÜMDEN OLUŞUYOR
IMF Avrupa Bölüm Başkanı Michael Deppler, Türkiye ile IMF arasında bir çerçeve anlaşması konusunda mutabakata varıldığını, çerçeve anlaşmasının spesifik ve genel hususlar olmak üzere iki bölümden oluştuğunu ve her iki bölümün de Türk hükümetinin geçen hafta açıkladığı önceliklerle uyumlu olduğunu söyledi.
Deppler, çerçeve anlaşmasının genel hususlarının daha ayrıntılı belirlenmesi ve işlenmesi gerektiğini, spesifik bölümün de taraflar arasında bir "centilmenler anlaşması" niteliğinde olduğunu belirtti.
Deppler, hükümete acil önlemler paketinin ardındaki dayanakları sorduklarını vurgularken, ayrıca çerçeve anlaşmasının içine oturtulacağı makro çerçevenin belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
2002'DE YÜZDE 5 BÜYÜME
Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini ve yılın genelini ekonomik küçülmeyle tamamlayacağını tahmin ettiklerini belirten Deppler, 2002 yılında ise Türkiye ekonomisinin toparlanmaya geçerek yılı yüzde 5 büyümeyle tamamlamasını beklediklerini bildirdi.
Deppler, devlet bankalarının gecelik faizden kaynaklanan büyük oranlı faiz maliyetlerinin, yönetilebilir bir düzeye çekileceğini de vurguladı.
Deppler, Çerçeve Anlaşmada mali sektör istikrarının çok önemli olduğunu, bütçe içinde bankaların yeniden yapılanma maliyetlerinin yer alacağını, programın geçen sonbahar döneminden bu yana bankacılık sektöründeki sıkıntıların çözümüne yönelik olduğunu ifade etti.
ÇERÇEVE ANLAŞMASININ ANA HATLARI
Türkiye'nin IMF destekli programının yeniden revize edildiğini ve IMF'nin de bu çerçevede destek olacağını belirten Deppler'in açıklamalarına göre, çerçeve Anlaşmasının ana hatları şöyle:
1-Bankacılık sektörünü güçlendirecek, özellikle devlet bankalarının mali ve idari olarak yeniden yapılanmasını amaçlayan acil önlemler alınacak,
2-Enflasyon oranı döviz kurundaki artış nedeniyle, geçici olarak yükselmesi kaçınılmaz. Fakat para politikası gereği, bu yükselişin ardından enflasyon oranı, yıl sonuna kadar yüzde 2'yi geçmeyecek bir oranda hedefleniyor.
3-Para ve maliye politikası, gayrisafi yurtiçi hasıla temelinde faiz dışı fazlayı kamu sektörü için yüzde 3.6, konsolide merkezi hükümet için yüzde 4 oranında tutmayı hedefliyor. Orta dönem -2 düzeyinde bir büyüme paralelinde, sürdürülebilir bir faiz dışı fazla amaçlanıyor.
4-Özelleştirmeye imkan verici düzenleyici ve yasal adımlar atılacak. Özellikle de piyasa şartlarının izin vermesi durumunda, Türk Telekom'un çoğunluk hissesi, satışa hazır hale getirilecek."
REVİZE PROGRAM DESTEKLENİYOR
Deppler bu arada, IMF Heyeti olarak programın revize edilmiş halinin başarısını desteklediklerini söyledi.
Hükümetin sosyal taraflar ile daha çok görüş alış verişinde bulunacağını belirten Deppler, bu görüşmelerin ardından program üzerindeki çalışmaların tamamlanacağını ifade etti.
Hükümetin dalgalı kur politikası çerçevesinde, ekonomik kazançlar elde etmeyi amaçladığını ve ayrıca uluslararası toplumdan destek aradığını da anlatan Deppler, hükümet ile görüşmelerinin gelecek aybaşına kadar devam edeceğini, revize edilmiş bu ekonomik programın, IMF İcra Direktörleri Kurulu'na Nisan sonu ya da Mayıs başında sunulacağını kaydetti.
IMF-TÜRKİYE STAND-BY ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR
IMF Avrupa Bölümü Başkanı Michael Deppler, şu anda Stand-By parametreleri üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Deppler, Hazine Müsteşarlığı'nda düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtlarken, bugün üzerinde anlaşmaya vardıkları çerçeve anlaşmanın, daha önce yürütülen programın revize edilmiş bir hali olduğunu, mevcut IMF-Stand-By programını yeniden başlatmayı hedeflediklerini kaydetti.
Deppler, bir soru üzerine, 6.25 milyar dolarlık çekilmemiş bir kaynak bulunduğu, bunun bir kısmının, sorunların çözümü için daha etkin nasıl kullanılabileceğini tartıştıklarını ifade etti.
Deppler, "dalgalı kur rejimine geçildiğinden dolayı bu kaynağın döviz rezervleri için kullanılması değil, bütçeyi desteklemesi daha önemlidir. Ayrıca kalan kredinin çekilişlerinin zamanlamasını öne alma çalışmaları yapıyoruz" dedi.
KRİZİN ŞİDDETİ ŞAŞIRTTI
IMF Avrupa Bölümü Başkanı Michael Deppler, Şubat ayındaki kriz ile ilgili olarak, "bizi şaşırtan bu krizin şiddetiydi. Tecrübelere baktığımızda bu tanıdık bir unsur değil" dedi.
Cottarelli'nin, geçen yıl, ekonominin aşırı ısındığı uyarısında bulunduğunu hatırlatan Deppler, 1999'da, patlamaya hazır bir borç stoku bulunduğunu, düşük faiz oranları olmadan bu borç stokunu indirme şansı olmadığını kaydetti.
Türkiye'nin uyguladığı programın, başlangıçta iyi çalıştığını, fakat bu türden programın son derece kırılgan bir yapıya sahip olduğunu belirten Deppler, özellikle bankacılık sektörüyle ilgili önlemlerin bu türden programlarla paralel götürülmesi gerektiğini vurguladı.
IMF dahil herkesin, bu krizin yarattığı boyutlar karşısında şaşırdığını ifade eden Deppler, krizin temelinde bankaların ihmal edilmişliğinin bulunduğunu, kamu bankalarının da, Şubat krizinde belirleyici olduğunu belirtti.
Yapısal olarak alınması gereken bazı yasal önlemler bulunduğunu hatırlatan Deppler, ama genel olarak Hükümet'in atacağı adımların önem taşıdığını kaydetti.
BÜTÇE KONUSUNDA ANLAŞMAYA VARILAN HUSUS
Deppler, bütçe ve IMF'nin ilerideki kriz tahminleri konusundaki bir soruya karşılık, bütçe konusunda üzerinde anlaşmaya varılan hususun çok genel bir çerçeve olduğunu, Bakan Derviş'in program çerçevesinde bütçe rakamlarını sosyal kesimlerle görüşeceğini, Bakan'ın, program için gereken fedakarlığın, sosyal bir uzlaşma ile yürütülmesi görüşünde olduğunu ifade etti.
Michael Deppler, Krizlerle ilgili sürpriz olamayacağını, tansiyonun artmaya başlamasıyla birlikte, bazı ekonomik göstergelerin de krizin habercisi olduğunu ifade etti.
Eski programın kırılganlığının iki nedenden kaynaklandığını vurgulayan Deppler, bunlardan birincisinin, programın biraz raydan sapmış olması, diğerinin de bankacılık sektöründeki durum olduğunu belirtti.
Deppler, dış kaynak sağlanmasıyla ilgili bir soruya karşılık, bu konuda bir kaygılarının bulunmadığını, Bakan Derviş'in bu konuda çalıştığını, önemli olanın, problemleri çözmeye yönelik doğru politikalar üretmek olduğunu ifade etti. Deppler "Hükümetin dış kaynak arayışlarını destekliyoruz" ifadesini kullandı.
HÜKÜMET DOĞRU KARARLAR ALDI
Deppler, bankacılık sektörüyle ilgili bir soruya karşılık, sektörün büyük bir baskı altındığı olduğunu, fakat hükümetin doğru kararlar alarak uygulamaya soktuğunu bildirdi.
Cottarelli'nin bir kaç hafta içinde yeniden Ankara'ya dönmesini beklediklerini ifade eden Deppler, Cottarelli'nin Ankara'ya dönüşünün ardından, anlaşmanın tamamıyla sonuçlandırılmasını ümit ettiklerini söyledi.
Michael Deppler ile Carlo Cottarelli'nin, bugün Türkiye'den ayrılması beklenirken, IMF'nin bankacılıktan sorumlu uzmanı Carl Lindgren'in yarın ayrılacağı belirtiliyor.