Güncelleme Tarihi:
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, koronavirüs salgınına işaret ederek, “Hem Türkiye hem de kürenin genelinde finans sektörü ve bankacılık güçlü sermayeleri sayesinde sisteme destek olabiliyor ve alınan tedbirler ayakta kalmamızı sağlıyor.” dedi.
Ateş, DenizBank ana sponsorluğunda Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) tarafından Antalya'da dijital olarak düzenlenen "10. Uluslararası Resort Turizm Kongresi”ne katıldı.
Kongre kapsamında Ekonomik Gelişmeler başlıklı sunum yapan Ateş, bu kongreye destekçi olmaktan büyük gurur duyduklarını belirtti.
Ateş, salgın nedeniyle 2020 yılında dünyadaki büyüme beklentilerinin olumsuz yönde etkilediğini ifade ederek, salgının kontrol altına alınması için uygulanan sosyal kısıtlamaların bireylerin ve şirketlerin gelir kaybına yol açtığını kaydetti.
“TÜRKİYE ŞAMPİYONLARDAN BİRİ"
Hakan Ateş, ülkelerin ekonomik sıkıntılarını hafifletmek için kapsamlı mali destek programlarına ihtiyacı olduğunu, gelişmiş ülkelerin GSMH’lerinin yüzde 20’sine kadar ekonomilerine destek verdiğini, gelişmekte olan ülke ekonomilerinde ise bu desteğin yüzde 6’larda kaldığını anlatarak, “Türkiye ise şampiyonlardan biri diyebiliriz. GSYH'sinin yüzde 14'ü kadar mali destek ile gelişmekte olan ülkelerin üzerinde kaynak ayırdı. Ama bunu ağırlıklı bütçe dışı kaynaklarla KGF destekli kredi büyümesi olarak gördük.” diye konuştu.
Ateş, para politikası tarafında 2008 yılında finansal krizlerden alınan derslerle merkez bankalarının faiz ve varlık alımları tarafında çok çevik tepki gösterdiğini aktararak, negatif faizli tahvil stokunun salgının etkisi ile daha da arttığını, dünya genelindeki 66 trilyon dolarlık küresel tahvil stokunun yüzde 26’sı yani 17 trilyon dolarının eksi faizle işlem gördüğünü dile getirdi.
Salgının şiddetli yaşandığı ikinci çeyrekte ekonomik kapanmalar nedeniyle dünya genelinde çok sert küçülmeler olduğunu anımsatan Ateş, şunları kaydetti:
“Türkiyemiz yüzde 9,9 küçülme ile yer aldı. Türkiye’deki bütçe dışı destek politikaları daha ağırlıklı uygulandı. Kredi genişlemesi son bir yılda yüzde 39’a ulaştı. 2008'de küresel krizin, kaynağı olan finans sektörü ve bankacılık bu sefer çözümün parçası oldu. Hem Türkiye hem de kürenin genelinde finans sektörü ve bankacılık güçlü sermayeleri sayesinde sisteme destek olabiliyor ve alınan tedbirler ayakta kalmamızı sağlıyor. Önümüzdeki dönemde pandeminin uzamasıyla gelir artışlarının zayıf olmasının sorun teşkil edeceğini ve sorunlu kredilerin artışında etkili olacağını öngörmemek elde değil.”
Ateş, bütçeden daha az harcama yapılmaya çalışıldığını aktararak, GSMH içindeki kamu borcunun gelişmiş ülkelerde yüzde 125’lerine karşılık Türkiye’de yüzde 41’lerde kaldığını söyledi.
“DÜNYA GENELİNDE ALTINA HÜCUM VAKASI YAŞANDI"
Ateş, sanayi ve perakendede ciddi bir V dönüşü olduğunu belirterek, “Bu ekonomiyi destekledi. Hatta bu çeyrekteki büyüme beklentisi yüzde 5’lere yakın olacak ama hizmet sektörü dünyadakine benzer şekilde ağır hasar aldı.” dedi.
Açılan oteller, gelen turistlerin olumlu etkilerinin görüldüğünü ifade eden Ateş, turizm gelirlerinin 11 milyar dolar seviyelerine gerilediğini dile getirdi.
Ateş, dünya genelinde altına hücum vakasının yaşandığını anlatarak, “Ülkemiz de bunun dışında kalamadı. Çok ciddi bir altın ithalatı yapmak zorunda kaldık. Sene sonu için GSMH’nin yüzde 5’ine çıkabilir cari açığımız. Bu Türkiye ekonomisi büyüklüğü için baş edilemez bir konu değil ama eğer ki altın ithalatımız normal seyrinde olsaydı cari açığımız 34 milyar dolar değil 24 milyar dolar olacaktı. Turizm gelirimiz eğer normal seyrini korusaydı artı 4 milyar dolar cari açıkla kapatacaktık. Hele ki beklediğimiz turizm gelirini yakalasaydık 14-15 milyar dolar cari fazla ile yılı kapatma şansına sahip olacaktık.” yorumunu yaptı.
“KÜLTÜR, DENİZ, GÜNEŞ, İNANÇ TURİZMİNDE TÜRKİYE DAHA DA ÖNE ÇIKACAK"
Hakan Ateş, dünya genelinde 700 milyon turistin azaldığını, 730 milyar dolar turizm gelir kaybı olduğunu, 2020 yılında turizm kayıplarının global GSMH’ye etkisinin 4,7 trilyon dolar olarak hesaplandığını, eski rakamlara ulaşılması için 2-3 yıl gerekeceğini söyledi.
Dünyada, turizm sektörü odaklı desteklerin devam ettiğini anlatan Ateş, “Türkiye, seyahat alışkanlıklarına uyum sağlama konusunda çok büyük başarı elde etti. Dünyadaki trendler doğa turizminin daha fazla tercih edilmesine yol açtı. Türkiyemiz bu iş için biçilmiş kaftan, gelecek yıla umutlarımızı bu şekilde taşıyoruz. Kültür, deniz, güneş, inanç turizminde Türkiye daha da öne çıkacak.” diye konuştu.
“DENİZBANK 3 MİLYAR DOLAR KREDİ İLE TURİZMDE EN BÜYÜK BANKA”
Ateş, DenizBank’ın 3 milyar dolar kredi ile direkt katkıyla turizmde en büyük banka olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece büyük firmalara değil, KOBİ sınıfına giren küçük otellere, restoranlara, işletmecilere ve sektörün tedarikçilerine de destek oluyoruz. Tur operatörleri ve acentalardan otellere, otellerden tedarikçilere çift yönlü olarak hizmet ediyoruz. Ülkemize döviz geliri yaratan turizm firmaları için, düşük maliyetli Exim kredilerine aracılık ediyoruz. KGF’nin 5,8 milyar TL turizm sektörüne sağladığı desteğinde DenizBank yüzde 21 pay aldı. Pandemi sürecinde 6 milyar TL turizm kredimizi yapılandırdık.
Şehir içi ve şehirler arası turizm taşımacılığı, kıyı-liman-marine işletmeciliği, gıda tedariki, lojistik hizmet vb. sektörlerine 670 milyon dolar, İstanbul 3.havalimanı, TAV Bodrum ve İzmir Havalimanı, Ankara Hızlı Tren Garı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Antalya ve Gazipaşa Havalimanları gibi stratejik projelere 2 milyar dolar doğrudan DenizBank katkısı var. KKTC’ye 650 milyon dolarlık finansman ile desteğimiz oldu. KKTC’de 5 yıldızlı otellerin toplam yatak kapasitesinin yüzde 67’sinde DenizBank kredisi olduğunu ifade etmem gerekiyor.”
Turizm paydaşları ile görüştüklerini ve bekledikleri destekleri not ettiğini ifade eden Ateş, “Konaklama vergisinin ertelenmesinden sektör adına müteşekkiriz. KDV oranı yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmişti, umudumuz 2021’de de bunun sürdürülmesi. 2020’de ödenmesi gereken tahsis, üst hakkı, ecrimisil gibi kamu ödemelerinin 2021’e ertelendiğini biliyoruz. Bunun bir miktar daha uzatılması önem taşıyor. Tur operatörlerine geçmiş dönemde yapılan uçak / koltuk başına yakıt desteği gibi teşvik edici önlemlerin yararlı olacağı kanaatindeyiz. Eximbank nezdinde 3 yıl vadeli işletme kredilerinin 5 yıla ve mümkünse uzun vadelere çıkarılması” şeklinde konuştu.
“İŞİNİ BİLEN EKSPER DEĞERLENDİRMECİLERİ KOYUN Kİ TURİZM DEĞERLERİMİZİN PARASAL KARŞILIĞI DA ÇIKSIN"
Hakan Ateş, Türkiye’nin turizm milli varlığına sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak, “Biz kredi imkanlarımız ile destekleme gayreti içerisindeyiz. Değerleme yapan şirketlerle ben de şahsen görüştüm. Hakikaten işini bilen eksper değerlendirmecileri koyun ki turizm değerlerimizin parasal karşılığı da çıksın. Biz bankalar olarak teminat sıkıntısına düşmeyelim. Destek ihtiyacı olduğunda turizmcilere desteği rahatlıkla verelim. Eksper değerinin 22 otel satışına şahit oldum. Bunların tamamı bizim dolaylı aracılık ettiğimiz ve satıcının rızasıyla. 22 otelin ortalama ekspertiz ve satış değeri farkı 2 katından fazla. Bunun dikkate alınmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.
"ENFLASYON BELASINI ÜLKEMİZ DE YENECEK"
Döviz kuru beklentisine ilişkin soru üzerine Ateş, Türk Milleti ve ekonomisinin kendi iç dinamiğinde son derece güçlü olduğunu belirterek, şu yanıtı verdi:
“Konuşmamda bahsettiğim V çıkışının çok daha sivrisini pandemi sakinledikten sonra hizmetler sektöründe özellikle turizmde yaşacağız. Dünyada yoğun para akışı oldu. Biz kendi payımıza düşeni alamadık, tersine bizden para çıktı. Bunu tersine çevireceğimiz gün yakındır. Risk faktörlerinin azalacağını görüyoruz. Sayın Ağbal fiyat istikrarına ne kadar vurgu yapılacağını açık bir dille ifade etti, Sayın Cumhurbaşkanımız da onu destekleyen konuşmasını yaptı. Bu da şu demek, enflasyon belasını ülkemiz de yenecek.
Faizler çok süratle gerileyecek ve bize yurt dışından sermaye girişi oluşacak. Yurt içinde dövize rağbet görüyorduk ancak bu hafta ilk defa satışlar geldi. Türk halkı faizli hesaplara doğru çevirmeye başladı. Eskiden olduğu gibi Türk lirası mevduatının toplam mevduat içerisinde payını yüzde 50’nin üzerinde çıkaracağını göreceğiz. Altın ithalatında düşme, ihracatımızda yükselme, toplam ithalatta gerileme var. Turizm gelirlerimiz de böyle bir duruma rağmen iyi. Bunlar bizim potansiyelimizi gösteriyor. İleriye doğru umutla bakmamak için hiçbir neden yok. 2021’den umutluyum, 2022’de de turizmin uçacağı bir yıl olacağını bekliyoruz.”