Güncelleme Tarihi:
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, "Bu yıl geçtiğimiz yıla göre daha az bir kârla devam edeceğiz. Genelde Türk bankacılığında benzer bir eğilim olabilir." dedi.
9. Uluslararası Resort Turizm Kongresi öncesi düzenlenen toplantıda konuşan Ateş, insanların, kâr eden diğer sektörlere üzülmediği gibi bankacılık sektörü kâr ettiğinde de üzülmemesi gerektiğine işaret ederek, herkesin, bütün kesimlere bu refahı yaymakla görevli olan bankacılık sektörünün kâr etmesinden dolayı sevinmesi gerektiğini söyledi.
Bankacılık sektörünün en azından enflasyon kadar bir öz varlık getirisi sağlaması gerektiğini, yoksa öz varlığın kendiliğinden küçüleceğini vurgulayan Ateş, "Bu yıl geçtiğimiz yıla göre daha az bir kârla devam edeceğiz. Genelde Türk bankacılığında benzer bir eğilim olabilir. Bu yıl kazançların önemli bir kısmı sorunlu kredilere karşılık ayrılmasında değerlendirilecek. Bu da banka bilançolarının gelecek yıllara daha temiz ve güçlü girmesini sağlayacak." dedi.
Ateş, dünya genelinde tedavüldeki tahvil tutarının 55 trilyon dolar ve bunun 12,5 trilyon dolarının negatif faizde olduğunu belirterek, "Bunlar uzun dönemli tahviller. Ama bu getirisizlik insanların canına tak etti. Onun için gelişmekte olan pazarlara ciddi bir para akışı var. Türkiye, daha önce bundan 70 milyar doların üzerinde yararlanırken şimdi bu miktar 25-30 milyar dolarlara düştü. Bu para girişlerine ihtiyaç var. Çünkü bizim tasarruf miktarımız henüz büyüme emellerimizi tam olarak karşılamıyor. O nedenle burada da yapılması gereken çok şey var." değerlendirmesinde bulundu.
"TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ MESELESİ BÜYÜME VE İSTİHDAMDIR"
Hakan Ateş, Türkiye'nin risk primi düştükçe ve kredi notu arttıkça sendikasyon ve yurt dışı borçlanma faizlerinin otomatik olarak düştüğünü aktararak, "Önümüzdeki hafta sendikasyonumuzu kapatıyoruz. Güzel bir kapanış olacak. Biz 6 yıl sonra tekrar toptan borçlanma pazarlarından çok güzel bir neticeyle karşınızda olacağız. Bütün işlemlerimiz tamamlandı. Dünyanın dört bir yanından talep oldu. İhtiyacımız kadarını alacağız." dedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından Türkiye'nin kredi notunun yatırım yapılabilir derecenin 4 puan altında bulunduğunu vurgulayan Ateş, "Ufacık bir Sırbistan ekonomisini ele alın; sanayi çeşidi vesaire olarak hiçbir şey yok ama yatırım derecesinin 1 puan altında. Türkiye'nin; borcunun yüzde 80'ini ödemeyen, kalanını 35 sene vadelerle uzatan Yunanistan ile aynı derecede olması da adil değil gibi geliyor. Borcunu ödeyen ve ödemeyeni aynı kefeye koymamak lazım. Bana göre adil değil. Türkiye'nin hak etmediği bir dereceyle uğraşıyoruz." şeklinde konuştu.
Ülkeye katma değer sağlayan firmaların yaşatılması gerektiğine işaret eden Ateş, "Borçların ödeme imkanları doğrultusunda uzun vadeye yayılması hem onların ekonomiye katma değerini artıracaktır hem de istihdamı koruyacaktır ki Türkiye'nin en önemli meselesi büyüme ve istihdamdır. Şu anda yapılandırmanın olabildiğince sağlıklı yapılabilmesi için bütün bankalar çalışıyor. Faizlerin düşmüş olması da hem firmaların hem bankaların işini kolaylaştırıyor. Ayrıca, yeniden yapılandırma kanununun getirdiği önemli avantajlar da var." ifadelerini kullandı.
"BÜYÜMENİN YAVAŞLADIĞI ORTAMDA İŞSİZLİĞİN ARTMASI DOĞAL"
DenizBank Genel Müdürü Ateş, Avrupa'daki bankaların öz varlık getirilerinin kriz döneminde yüzde 1'lere düştüğünü ve Türkiye'de banka kârlarında da bu yıl bir miktar azalma görülebileceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Büyümenin yavaşladığı ortamda işsizliğin artması doğal. İşsizliği azaltacak şey de yatırımdır. Kimin yatırım yapacağı noktasında karşımıza özel sektör ve kamu çıkıyor. Kamunun borçlanmasının GSYH'ye oranı yüzde 33’ler seviyesinde. Büyüme de olunca oradaki cep, kamu yatırımı tarafında biraz daha imkan tanıyor. Reformlara müteakip, doğru, döviz kazandıracak ve istihdam yaratacak sektörlere gitmesi ve onların önünü açması işimize yarar. Özel sektör tarafında her duraksama döneminde ekonomide soğuma oluyor ve yatırım iştahı daralıyor. Buna paralel güven endeksinde bozulmalar görüyoruz. Hemen devamında insanların ertelenmiş ihtiyaçları, ekonomik hayata yeni katılan genç nüfus, yani o kadar çok ki; ülkede kendi içinde bir dinamik yaratıyor. Bu günlerde yaşanan bu."
Dünyada büyümenin yavaşladığını ve Türkiye'nin gelecek yıl büyümesinin hızlanmasının beklendiğini ifade eden Ateş, kamu bankalarından sonra en çok kredisini artıran bankanın DenizBank olduğunu söyledi.
"ATLASJET'İN UÇUŞLARINA ARA VERMESİNİN GEÇİCİ OLDUĞUNU UMUT EDİYORUM"
Hakan Ateş, havacılığı, turizmin "olmazsa olmazı" olarak nitelendirirken, "Turisti oraya ulaştırmanız çok önemli. Özel sektör havacılığı ülkemizde keşke gelişse... Esasen çok iyi bir girişimdir Atlasjet... Atlasjet'in uçuşlarına ara vermesinin geçici olduğunu umut ediyorum. Umarım kısa zamanda bu sıkıntıyı atlatacaktır. Turizm alanında çalıştığımız kıymetli bir firmadır. Havacılık bir o kadar zor ve regüle edilmiş bir sektör." dedi.
KGF meselesini "memleket görevi" olarak gördüklerini ifade eden Ateş, "Orada 3-5 kuruş zararı da göze alsanız günün sonunda KOBİ'yi ayakta tutarsanız, ticari hayatı ayakta tutarsınız. Biz Nefes 1 ve Nefes 2 kredi programlarında tek özel sektör bankası olmanın gururunu yaşadık. Ticari hayatı ayakta tutarsanız bankaları ayakta tutarsınız. KOBİ'ler candır. Onlara çok iyi bakmamız lazım." şeklinde konuştu.