Demirbank'ı bonolar yaktı

Demirbank'ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilmeden önceki Yönetim Kurulu Başkanı Halit Cıngıllıoğlu, bankacılık sektörünü etkileyen krizden Demirbank'ın etkilenmesinin asıl sebebinin, uygulanan ekonomik istikrar programına destek vererek portföyüne aldığı Hazine bonoları olduğunu savundu.

Bankanın Fon'a devri üzerine yazılı bir açıklama yapan Halit Cıngıllıoğlu, Demirbank'ın kurulduğu 1953 yılından bu güne kadar sermaye yapısı, yaptığı işler, personel kalitesi, yurtiçi ve dışındakisağlam iştirakleri ile sektörün örnek kuruluşlarından biri olduğunu bildirdi.

Demirbank'ın uygulanan istikrar programının en büyük destekleyicisi olduğunu belirten Cıngıllıoğlu, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Demirbank, bu desteği ile geçen sene sonunda yüzde 110'larda olan faizlerin bu sene içinde yüzde 30'lar seviyesine inmesine en büyük katkısı sağlayan özel bankadır. Demirbank'ın bu katkısıyla Hazine sadece faiz giderlerinden 20 milyar dolar tasarruf sağlamıştır."

Demirbank'ın verdiği tam ve büyük destek ile bu yıl enflasyonun düşürülmesinde en önemli katkı sağlayan kuruluşların başında geldiğinisavunan Cıngıllıoğlu, böylece ülke menfaatinin herşeyin üstünde tuttuğunu da kanıtladığını kaydetti.

Faizlerin çıldırması

Bankanın, 22 Kasım tarihinde başlayan mali kriz öncesinde 75 trilyon liralık dönem karı, tümü karda olan ve herbiri kendi branşında sektörün öncülerinden iştirakleri ile yurtiçi ve dışında faaliyet gösteren güçlü bir finans kuruluşu olduğunu dile getiren Halit Cıngıllıoğlu, açıklamasında şunları söyledi:

"Ne olduysa tam olarak anlaşılamayan bir şekilde faizlerin aşırı derecede yükselmesi ile baş gösteren kriz, bütün bankacılık sektörünü etkilemiştir. Ancak Demirbank'ın etkilenmesinin asıl sebebi, uygulanan ekonomik istikrar programına destek vererek, portföyüne aldığı Hazine bonolarıdır. Programa inanılarak ve destek verilerek, yüzde 35-40 faizgetirili portföye dahil edilen Hazine bonoları, mali kriz süresince zaman zaman bileşik faizle yüzde 1,600,000,000 seviyelerine kadar ulaşan aşırı yüksek faizlerle finanse edilmek zorunda kalınmıştır. Sözkonusu faizlerin mevcut ekonomik ortam, programda ulaşılan sonuçlar ile ilişkisi tamamen kopmuş ve rasyonel sınırlardan çok uzaklaşmıştır."

Halit Cıngıllıoğlu, enflasyon ve faizlerin yüzde 30'lara indiği ve herşeyin programa uygun ve düzgün giderken, faizlerin çıldırması ve Cumhuriyet tarihinde görülmeyen seviyelere yükselmesinin, programa destek verenleri yıprattığını kaydetti.

Bunu görmek mümkün değil

Demirbank'ın da Hazine bonosu alırken faizlerin yükselebileceğini düşündüğünü ve hesapladığını dile getiren Cıngıllıoğlu, şöyle dedi:

"Ama burada nazara alınabilecek yükseliş aklın ve mantığın kabul edebileceği seviyelerdir. Yani yüzde 30'lar seviyesinde olan faizin yüzde 40-50'lere, hatta 100'lere de çıkması öngörülebilir. Nitekim Demirbank bunların hepsini öngörmüştür ve bunları rahatlıkla göğüsleyebilecek güçtedir. Ancak iktisat bilimine göre faizlerin yüzde 30'lardan yüzde 1000'lere, 10 binler, 100 binler hatta 1.6 milyarlar seviyesine ulaşmasını hiçbir güçlü kuruluşun öngörmesi mümkün değildir. Nitekim bu faiz yükünün hepsini de karşılayabilmiştir. Piyasaların normale dönmesi halinde bütün bankalar gibi mali sistem için riks oluşturmayacağı açıktır."

HSBC Bank ile ortaklık

Cıngıllıoğlu, Demirbank'ın, kurumsal, bireysel, yatırım bankacılığı ve altyapısıyla mükemmel yapısı sayesinde dünyanın en büyük bankaları tarafından da beğeni kazandığını ve ortaklık teklifleri aldığını kaydederek, "Bunlardan HSBC ile ortaklık görüşmeleri kriz ortamı öncesinde sonuçlanma aşamasına gelmiş olması da bunun göstergesidir. Bu fırsatın kaçırılmış olması ülke için büyük kayıptır" dedi.