Güncelleme Tarihi:
Başta bankacılık olmak üzere, otomotiv, perakende ve medya sektörlerinde uzun yıllar üst düzey yöneticilik yapan Aclan Acar iş yaşamındaki 45 yıllık deneyimini bir kitapta topladı. ‘Tam Zamanı’ adını verdiği kitabında Acar, yönetimindeki şirketlerin değişim serüvenini, Türkiye’nin ekonomik dönüşüm hikayesiyle birlikte anlattı. Gelirini mezun olduğu TED Koleji’ni de bünyesinde bulunduran Türkiye Eğitim Derneği’ne (TED) bağışladığı kitabında Acar, iş yaşamından ilginç anılarına da yer verdi. Bugün gelinen noktada sürdürülebilirlik alanındaki risklerin ve bilgi teknolojilerindeki gelişimin ışığında iş dünyasının önderlerine ve yarının profesyonellerine rehberlik edecek bir dönüşüm hikayesi yazmayı amaçladığını söyleyen Acar, şirketlerdeki eski yönetim alışkanlıklarını, sigara tiryakiliğine benzeterek, “Şirketler çoğu zaman bıçak kemiğe dayanmadıkça geleneksel tutumlarına devam ederler. Eski yönetim anlayışınızı bırakmak için sigara gibi size zarar vermesini beklemeyin, şimdi değişimin, dönüşümün tam zamanı” dedi.
ŞİRKETLERE REÇETELER
Bilişim ve teknolojinin iş yaşamında çok ciddi bir dönüşümü başlattığına işaret eden Acar, kitabı yazma sebebini şöyle özetledi: “Sanayi çağında krizler daha uzun aralıklarla olurdu. Çünkü gelişim süreci yavaştı. Bilişim çağında ise bu süreler çok kısaldı, daha da kısalacak. Şu anda ekonomik açıdan yeni bir dünya düzenin kurulduğu bir dönemden geçiyoruz. Bunun ilk sonuçlarını 2023’ten itibaren görmeye başlarız. Bizim de bu dönüşümün dışında kalmamız mümkün olmayacak. Dolayısıyla hazırlıklı olmamız gerekir. Her şirketin kendine özgü koşulları var. Ama yine de değişimi henüz sıkıntılar başlamadan görüp başlatmanın da yolları var. İşte bu kitapta dönüşüm yönetimine ilişkin bazı reçeteler bulunabilir. Değişim yönetiminin, ortada kriz yokken, olasılığı görüp yapılması gerekir. Kriz ortamında dönüşüm hem daha acı verici ve zorlayıcı hem de daha yüksek maliyetli olur. Yeni dünya düzeninde değişimi ve dönüşümü yönetmek durumunda kalan genç meslektaşlarıma geçmiş deneyimlerim ışığında bir ufuk açmak istedim.”
TÜRKİYE’NİN SON 50 YILI
Bugüne kadar pek çok dönüşüm projesini yönetmiş olan Aclan Acar, iş hayatındaki deneyimlerini anlattığı kitabı ‘Tam Zamanı’ndaki örnekleri bir dizi konferansla üniversite öğrencileriyle paylaşacak. Geçtiğimiz yıl profesyonel iş hayatını bırakan Aclan Acar’ın, 1974 yılında Halk Bankası ile başlayıp TC Merkez Bankası ile devam eden kamu ve 1990 yılından 2019’a kadar Doğuş Holding bünyesindeki Garanti Bankası, Bank Ekspres, Osmanlı Bankası, Garanti Sigorta, Garanti Emeklilik, Tansaş, Doğuş Otomotiv ve Doğuş Medya Grubu’nu içine alan özel sektör deneyimlerini anlattığı kitabı, Türkiye’nin de son 50 yıllık ekonomik dönüşümüne ayna tutuyor. Acar, kitabın bu anlamda iş hayatındaki genç kuşaklar için de önemli bir başvuru kaynağı niteliğinde olduğunu söyledi.
AYHAN ŞAHENK VEFAT EDİNCE KEMAL DERVİŞ’İN TEKLİFİNİ GERİ ÇEVİRDİM
KİTABINDA iş yaşamının dönüm noktası olan bazı olaylara da yer veren Aclan Acar, şunları anlattı: “2001 krizinde o dönem ekonomi yönetimine gelen Kemal Derviş, kamu bankalarının ortak yönetim kurulu başkanlığı için bana görev teklif etmişti. Ben de kabul etmiştim. Doğuş Holding’in kurucusu Ayhan Şahenk de gitmeme izin vermişti. Ancak benim tam genel kurulda atamamın yapılacağı günün bir gece öncesinde Ayhan Bey vefat etti. Bir de genel kurul öncesinde yönetim kuruluna girecek isimler konusunda tam anlaşamadığımız noktalar vardı. Üstüne Ayhan Bey de vefat edince Doğuş Grubu’nu bırakamazdım. Hemen Gruba geri döndüm.
SİYASETE GİRMEDİM 10 YIL KAZANDIM
İŞ yaşamı boyunca zaman zaman siyasilerin teklifleriyle karşı karşıya kaldığını, çok kısa süreler de olsa kimi siyasilere danışmanlık yaptığını söyleyen Aclan Acar, “Kemal Derviş’in ya da Eski Başbakan Tansu Çiller’in tekliflerini kabul etseydim bunların sonu siyaset tarafında ilerlemek olacaktı. Bir arkadaşım ‘siyasetle bulaşmamakla hayatına 10 yıl ekledin’ dedi. Ben de aynen böyle düşünüyorum” şeklinde konuştu.
ŞİMDİ MESLEK SEÇSEM BİR FİNTECH KURARDIM
GÜNÜMÜZDE teknoloji yönetiminin giderek önem kazandığını belirten Aclan Acar, “Bankacılıkta bir dönem kredi, risk yönetimi, bir dönem dışa açılma, sonrasında da hazine yönetiminden gelenler öne çıktı. Bana kalırsa günümüzde bilgi teknolojilerine hakim olanlar bankacılık dahil tüm sektörlerde yönetim kadrolarında daha çok tercih edilecekler. Ben her zaman kendimi daha çok bankacı olarak gördüm ve bu mesleği çok bilinçli bir şekilde seçmiştim. Ama bugün olsa belki bir fintech kurmanın daha doğru olduğunu düşünebilirdim.”
CUMHURİYET DÖNEMİNDE YÜZLERCE BANKA KURULMUŞ
ACLAN Acar kitabında Türk bankacılık sektörünün tarihsel gelişimine ilişkin de önemli bilgiler paylaşıyor. Türkiye’de Cumhuriyete geçiş döneminde yüzlerce bankanın kurulduğunu ve bunların çok büyük bir çoğunluğunun yabancı bankalardan oluştuğunu söyleyen Aclan Acar şunları anlattı: “Türkiye’de 1945’e kadar irili ufaklı 32 banka kapanmış daha sonraki yıllarda ekonomik büyümeye paralel yeni bankalar kurulmuş. Bunlar da yine ekonomik daralma dönemlerinde kapanmış. Özetle ülke büyürken bankalar büyümüş, ülke ekonomisi küçülürken bankalar küçülmüş, kapanmış. Sektörün geçmişini iyi bilmek yarınlarını şekillendirecek kişiler açısından önemli.”
KURUMSALLAŞMA ŞEKİLDE KALIYOR
TÜRKİYE’de iş dünyasını hala kurumsallaşmadan çok uzakta gördüğünü söyleyen Aclan Acar, “Ne yazık ki, birçok insan böyle bir ihtiyacın farkında bile değil. Biz 2003 yılında Kurumsal Yönetim Derneği’ni kurduk; günümüzde hala kurumsal yönetime duyulan ihtiyaç tartışılıyor. Bir de yine önemli eksiklerimizden birisi; insanlar genelde şekil şartlarını yerine getirince sorunu çözmüş gibi görüyor. Yasa gereği yönetim kurularında bir bağımsız üye olması buna en güzel örnek. Yönetim kurullarında bağımsız bir üye var. Ama çoğu şirkette bu üyenin sözünün bir önemi yok” diye konuştu.
PARANIN BOLLUĞU DA KITLIĞI DA TEHLİKELİ
ÜLKENİN ve hatta dünyanın ekonomik trendlerinin yakından takip edilmesinin şirketler açısından önemine değinen Aclan Acar şöyle devam etti: “Global ekonomik koşullar şirketlerin bugün olmasa bile gelecekte kaderini belirleyecek. Örneğin paranın bolluğu da azlığı da çok tehlikeli. Her ikisini de yaşadım. Piyasadaki para arzı vücuttaki kan miktarı gibi vücudun dengesi açısından önemli. Hızlı büyüme dönemlerinde herkes çok mutlu, hükümetler, şirketler rahat oluyor. Ama tam tersi olunca da bu kez herkes sıkıntıda. O nedenle her iki sürecin de sonuçları düşünülerek iyi yönetilmesi için tedbiri elden bırakmadan devam etmek gerekiyor.”