Değerlerini kaybeden ‘lüks’ yok olur gider

Bu kapsamda İstanbul Modern’de “Modernlik? Fransa ve Türkiye’den Manzaralar” başlıklı bir sergi ziyarete açıldı. Comite Colbert’in Kültürel Komite Başkanı ve Louis Vuitton’un efsane eski CEO’su ve şu anda Louis Vuitton Vakfı’nın başında bulunan Yves Carcell sorularımızı yanıtladı. Yves Carcell “Lüks uluslararası bir dildir. Herkesin anladığı, kendi kodları olan bir dil… Medya, internet ve sosyal yaşamdan beslenen bir dil…” dedi.

LÜKS BİR MOLADIR

Dünyanın farklı yerlerindeki ekonomik krizlere ve siyasi çalkantılara rağmen lüksün büyümesini Carcelle şöyle açıkladı: “Global olarak bakarsak hayat 20 yıl öncesine kıyasla daha zor. Tamam, dünya zenginleşiyor bazı ülkelerde sıkıntılar var. Teknolojinin hızlanması insanları strese sokuyor ve yoruyor. Lüks bir mola demek. Strese karşı iyi bir ilaçtır lüks. Çünkü lüks insanlara kendini özel hissettirmeyi vaat eder. Benim için lüks özel siparişlerdir.”

DUYUSUZ LÜKSÜ UNUTUN

Yves Carcell, lüksün demode olduğu fikrine de şu sözlerle karşı çıkıyor: “Evet, sahte lüks demode. Ama gerçek lüks, el işçiliği, detaylar, değerler ve duygular üzerinde yükselen lüks sonsuza kadar var olacak. Duygu olmayan lüksü unutun. Değerlerini kaybeden bir lüks yok olur gider. Gelecekte ise lüks kişiselleşecek.”

LÜKS DÜŞKÜNÜ DİKTATÖRLER

“Ülkeleri sefaletten kırılırken şatafat içindeki diktatörler ve aileleri lüks için kötü bir görüntü değil mi? Ayrıca lüks bir tarafıyla hep eşitsizliği sembolize etmiyor mu?” sorularına Carcelle’in  yanıtı şöyle oluyor: “Lüks öncelikle statü sembolü olarak karşımıza çıkıyor ama orada önemli olan kişide yarattığı duygu. Verdiği duygu ve değerle lüks varlığını sürdürüyor. Diktatörler ve aileleri ise tüm lüks pazarında çok çok küçük bir kesim. Onların marjinalliği lüksü kirletmeye yetmez.”

KOLUNDA EVLE GEZEMEZSİN

Fazlasıyla tartışılan bazen bir ev veya araba parasının bir çantaya ödenmesiyle ilgili Carcelle “Lüks köklüdür. Tarihi büyüktür ama sadece tarihin üzerine yatmaz. Gelecekten, sanattan, kültürden de beslenir. Öte yandan kolunuza evi ya da arabayı alıp gezdiremezsiniz” diye konuşuyor.

Abdülhamit’in özel sandığı Paris’ten Nişantaşı’na geldi

LOUIS Vuitton, Colbert Festivali kapsamında Fransız yaşam sanatının sembol markalarından kabul edilen Baccarat ve Ercuis’yi Nişantaşı, Christian Liaigre’i ise İstinye Park mağazasında 16-24 Ocak tarihlerinde ağırlıyor. Nişantaşı mağazasında, markanın köklü el sanatı geçmişini yansıtan Sultan Abdülhamid’in Paris’ten özel olarak getirtilen sandığı görülebilecek.

20 yıl önce Abdi İpekçi boştu

1867’den bu yana gümüş koleksiyonlarıyla meşhur dekorasyon markası Ercuis’in CEO’su Michel Rouget, 1992’de Nişantaşı’nda Abdi İpekçi Caddesi’ndeki bir mağazada ürünlerini sunmaya başladıklarını söyledi. Sokağın o zamanıyla şimdiki halini karşılaştırdığımda değişimi gördüğünü söyleyen Rouget, “1992’de caddede lükse dair hiçbir şey yokken şimdi sokağın sonunda Chanel’in butiği var. Bu inanılmaz bir gelişme” dedi. Lüksün masraflı bir iş olduğuna değinen Rouget, hammadde fiyatlarının artmasının etikete yansıdığını, hediyelik eşyalardaki fiyatlarıyla ulaşılabilir olmaya çalıştıklarını söyledi.