Güncelleme Tarihi:
HAZİNE ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Davos Zirvesi’nde yaptıkları ikili görüşmelerin, toplantıların son iki gündür Türkiye piyasalarına olumlu etkisini gördüklerini vurgulayarak, “Daha dönmeden karşılığını almaya başladık. İki gündür Türkiye piyasalarında görüyoruz. Piyasa durumu, sermaye girişi tarafında. Bunlara daha da olumlu katkı yapacak. Şimdiden başladı” diye konuştu. Bakan Albayrak, Davos Zirvesi’ni dün Türk gazetecilere değerlendirdi. Zirvede Türkiye’ye büyük bir ilgi olduğunu, son 6 ayda Türkiye’nin yaşadığı süreçlerden nasıl güçlü bir refleks göstererek başarılı şekilde çıktığının takdir edildiğini dile getiren Albayrak, “Tüm yatırımcılar doğru zaman için ne önerdiğimizi, 2019 beklentilerimizi sordu. Attığımız adımlarla hedeflerin teker teker güçlü bir şekilde hayata geçirilmesinin Türkiye verelerine yansıması ve yatırımcıların glemesiyle birlikte çok güçlü bir döneme gireceğimizin altını çizebiliriz. 6 ay önce neler konuşuluyordu, Türkiye’nin çok güçlü geri dönüşünün takdir edildiği, başarılı bir Davos ziyareti gerçekleştirdik” dedi.
Davos’ta verdiği röportajlarda da sık sık sorulan Merkez Bankası’nın kârının erken Hazine’ye aktarılmasına ilişkin soru üzerine Albayrak, şunları söyledi: “Daha etkin Hazinecilik ortaya koyacağız. Birinci öncelik her bir kuruşu oyunun kuralları içinde en etkin şekilde kullanmak, likiditeyi doğru yönetmek, faiz maliyetlerini indirmek. Buna alışık olmayanlar anlaşılamaz dedikleri şeylerle karşı karşıya kaldılar. Biz sadece son çeyrekte bütçelediğimiz faiz giderlerinde 3 milyar lira tasarruf ettik. Çok basit eğer bir paydaştan nisanda alacağınız var, ocakta da ödemeniz var. Paydaş ocakta ödeyebilirim diyor biz istemiyoruz faizle borç bulacağız zarar edeeceğiz, alacağını verme der miyiz? Parasal genişlemeye muhatap olmadan etkin nakit akışı yönetimi çerçevesinde aldığımız bu ek gelir ve kaynakla özellikle birikmiş kamu ödemeleri başta olmak üzere yükümlülükleri karşıladık.”
GÜÇLÜ TAMAMLARIZ
Albayrak, 2019 ilk çeyreği için algı oluşturmaya çalışıldığını ama çok güçlü reaksiyon gösterildiğinin şubat ve martta görüleceğini ifade ederek “İkinci çeyrekte çok daha optimistiz. Birilerinin iki, üç, dört yıl diye tanımladığı yumuşak inişi biz özellikle 2018 dördüncü çeyrek ve 2019 ilk çeyreğinde çok daha olumlu tamamlayıp, 2019 reel ekonomiye ve büyümeye dayalı güçlü şekilde tamamlayacağız. Büyümeyi takip ediyoruz, güçlü trend sürüyor” diye konuştu.
ÜÇ BÜYÜK KAYGI BİTTİ
Bütçe dengesi, cari açık ve enflasyonla mücadelenin en önemli üç konuları olduğunu yineleyen Albayrak, şöyle dedi: “Bütçe hedefleri tutturuldu. Enflasyonda baz etkilerinin katkısıyla güçlü düşüş trendine yaklaşıyoruz. Ters köşe oldukları nokta burası, cari denge çok güçlü cevap verdi reel ekonomik sürece. Müthiş ekonomik koordinasyonla hareket ediliyor. Bir çok alanda çok güçlü refleks verdiğimiz süreçte gereksiz ithalatın o köpüğünün alınmaya başladığı ihracatın da büyümeye devam ettiği cari açığın sert düşmeye başladığını görüyoruz. Üç büyük kaygı elemine edildi. Kararlı tutum ve yönetim adımları daha güçlü atılmaya devam ediliyor. 2019 tamamında çok güçlü reaksiyonun devamını yaşayacağız.”
SESİZ SEDASIZ GÖRÜŞÜYORUZ
2018 gibi zor bir yılda bile bütçe hedeflerini başardıklarını kaydeden Albayrak, “2019’de tek seferlik gelir yok. Muhafazakar bir bütçe oldu ve güçlü alanlarımız var. 2019 bütçesinin daha rahat bütçe olacağını öngörüyorum. Küresel dünyada kıyamet senaryosu gerçekleşmezse. Kurla ilgili de hiç bir politikacı konuşmaz. Biz kur düzeyiyle ilgili yorum yapmaktansa kurun rekabetçiliği reel ekonomiye etkisinin yakından gözetildiği bir yıl geçireceğiz” dedi. Albayrak, etkin Hazinecilik kapsamında tüm para birimlerinde ihalelerdeki maliyetler çok yakından takip edeceklerini söyleyerek şunları söyledi: “Dolar olur, Euro olur, Japon yeni olur ki samuray fonu için çalışıyoruz, farklı alternatifler her para piyasasında bakacağız. Sessiz sedasız üçüncü ülkelerle de görüşüyoruz. Hedefimiz Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’nin borçlanmada maliyetlerini düşürmek. Ciddi faiz tasarrufu elde ettik 2018 son çeyreğinde. 2019’da da elde etmek için çalışacağız.”
RESESYON OLMAYACAK
HAZİNE ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Davos’ta Bloomberg’in sorularını da yanıtladı. Albayrak, “Eylülde yeni ekonomi programı açıklandı. Planlarımız güzel bir şekilde ilerliyor. Türkiye’de kaliteli büyümeye odaklandık. Şu ana kadar stratejimiz iyi gitti. 2019 bizim için çok iyi bir yıl olacak gibi görünüyor. Büyümede yavaşlama göreceğiz ama resesyon olmayacak. Tüm belirsizliklerin zaman içerisinde azalacağını düşünüyorum, büyümemiz planladığımız yönde ilerleyecektir. Şu an olmamız gereken yoldayız” diye konuştu. Mali ve para politikası uyumunun son yılların en iyi seviyesinde olduğunu belirten Albayrak, Merkez Bankası’nın bağımsızlığına yönelik soruya “Herkes kendi işini yapıyor. Enflasyonla hem para politikasında, hem mali tarafta mücadele etmeye çalışıyoruz. Merkez Bankası işini çok iyi şekilde ve bağımsız şekilde yapıyor, yapmaya da devam edecekler. Analitik şekilde verileri inceleyerek yapacaklar işlerini ve enflasyonla mücadele stratejimize de uyacaklardır bunu yaparken” değerlendirmesini yaptı. Albayrak, “Ekonomiden ötesi var Türkiye’de. Türkiye çok dinamik bir ülke, iyi bir dönemdeyiz, stratejik avantajlarımız var, küresel ticaret ortamında rekabetçi fırsatlara odaklanıyoruz. Çok iyi fırsatlar da sunuyoruz” yorumunu yaptı.
KDV İADELERİ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ
BAKAN Albayrak, KDV iadeleri için çalışmalarının bulunduğunu ama öncelikle rakamla ilgili ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini vurgulayarak “Bütçe dengesi içinde oluşacak rakamlarla ilgili ciddi çalışma yaparak ekonominin gerçekleri içinde adım atabiliriz. Rakamın netleşmesine dayalı paydaşlarla oturup süreci sonra kararlaştıracağız” dedi. Seçim ekonomisi sorularına ilişkin ise Albayrak, şunları söyledi: “Bundan kasıt nedir? Bir kesim bilinçli kaşımaya çalışıyor. KOBİ kredisini açıkladığımızda yüzde 18.5’lik orana popülist dediler. İki gün önceki ihalede yüzde 18.06 çıktı. 2 yıllık vadeden önce bankaların kar yazabilmesini ortaya koyacak rakam. Kredi maliyetleri yüzde 20’nin altına düşmeye başladı.”
LE MAIRE MAYISTA GELİYOR
HAZİNE ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Davos zirvesi kapsamında, mevkidaşlarıyla ikili görüşmeler de yaptı. Zirve kapsamında, Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire ile bir araya gelen Albayrak, Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier ile de görüştü. Bakan Albayrak ayrıca Danimarkalı mevkidaşıyla da bir araya geldi. Görüşmelerde, Türkiye ile söz konusu ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik fikir alışverişinde bulunulduğu öğrenildi. Albayrak, bu görüşmelere ilişkin olarak ise şunları söyledi: “Bu çerçevede önümüzdeki mayıs ayında Fransız mevkidaşımızı Türkiye’de ağırlayacağız. Bu konuda mutabık kaldık. Almanya’da ise sıra bizde ve süreçleri sıkılaştırmaya karar verdik. İlkbaharda Almanya seyahatimiz gerçekleşecek.” Albayrak ile zirvede bir araya gelen Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Marie, Fransa’nın dönem başkanlığını yürüttüğü ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, İtalya ve Kanada’dan oluşan G7 ülkelerinin şirketleri için yeni bir kurumsal vergi oranı belirleme çağrısı yaptı. Le Marie, teknoloji devi şirketler dahil küresel bir vergilendirmenin eşitsizliklerin giderilmesinde de yardımcı olacağını belirterek böylece çok uluslu şirketlerin gücünün üstesinden gelinebileceğini kaydetti. Le Marie, Reuters TV’ye verdiği röportajda da “İnternet devlerinin adil bir şekilde vergilendirilmesi fikrini masaya getireceğiz” dedi.
KÜRESEL EKONOMİDE EN BÜYÜK RİSK ÇİN
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, Çin’in ekonomik büyümesinde görülen yavaşlama hızının artarak sürmesi durumunda, küresel ekonominin istikrarına zarar verebileceği uyarısı yaptı. Davos´ta konuşan Lagarde, risklerin kontrol altında olduğunu ve henüz doğrudan bir tehlike olmadığını söyledi. Çin’in ekonomik büyümesindeki yavaşlamanın normal olduğunu ve Çinli yetkililerce kontrol altında tutulduğunu düşündüğünü söyleyen Lagarde, “Yavaşlama hızı artarsa, hem iç piyasada hem de küresel piyasalarda sistemli bir şekilde zarara yol açacaktır” dedi. Lagarde, risklerin büyüklüğünün yavaşlama hızındaki artışla birlikte arttığını ve istikrarsızlığın altı aylık bir dönemde önemli ölçüde arttığını söylemişti.