OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 03, 2003 00:00
Merkez Bankası, dalgalı kur rejimine 2003 yılında da devam edileceğini, kurların piyasa koşullarına göre oluşacağını bildirdi. Merkez Bankası'nın hiç bir şekilde, kurların düzeyini ya da yönünü belirleme amaçlı döviz alım ya da satım işlemi yapmayacağı vurgulandı. Merkez Bankası'nın, şimdiye kadar olduğu gibi, sınırlı kalmak kaydıyla, kurlarda aşırı dalgalanma görüldüğünde alış ya da satış yönünde müdahalelerde bulunabileceği kaydedilen açıklamada, şöyle denildi: ''Öte yandan dalgalı kur rejiminde, mümkün olduğu kadar az Merkez Bankası müdahalesi ile kur istikrarı, Merkez Bankası'nın evvelden beri muhtelif vesilelerle belirttiği gibi, 2003 yılında geçilecek enflasyon hedeflemesi rejimi için son derece önemlidir. Dalgalı kur rejiminde kurlar, 2001 Şubat öncesi uygulanan sabit/öngörülebilir kur rejiminin aksine, ekonominin temellerindeki değişimlere paralel olarak ve uygulanan ekonomi politikasının bir sonucu olarak piyasada oluşmaktadır. Dolayısıyla kur istikrarı, ekonominin temellerindeki düzelme ve istikrar programının kararlılıkla uygulanması ile sağlanacaktır.''  LİKİDİTE FAZLASI  Açıklamada, "2003 yılı likidite yönetimi ve kur politikası" hakkında da bilgi verildi.    Merkez Bankası'nın, Şubat 2001 krizi sonrası kamu bankaları ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki bankaların kısa vadeli likidite ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, söz konusu bankalardan satın aldığı Devlet İç Borçlanma Senetleri karşılığında, piyasada önemli miktarda fazla likidite oluştuğu hatırlatıldı. Piyasadaki fazla likiditenin geçen yıl boyunca devam ettiği ve 2002 yılı sonu itibariyle 9,7 katrilyon Lira düzeyinde gerçekleştiği belirtilen açıklamada, piyasadaki fazla likiditenin 2003 yılında da devam edeceği, dolayısıyla herhangi bir likidite sıkışıklığı oluşmayacağının öngörüldüğü belirtildi. Merkez Bankası'nın finansal piyasalardaki istikrarı, fiyat istikrarına ilişkin politikaların etkin yürütülebilmesi için gerekli destekleyici amaç olarak gördüğü vurgulanan açıklamada, bu nedenle, yasal görevi fiyat istikrarını sağlamak olan Banka'nın, şimdiye kadar olduğu gibi, destekleyici amaç olan finansal istikrarı, fiyat istikrarı temel amacı ile çelişmeyecek şekilde, diğer sorumlu kurumlarile birlikte gözetmeye devam edeceği bildirildi. Açıklamada, ''Nitekim Merkez Bankası'nın 2001 ve 2002 yılı likidite yönetimi politikaları, fiyat istikrarı amacı ile çelişmemek kaydıyla, finansal istikrarı da gözetecek şekilde düzenlenmiştir'' denildi.      PARA POLİTİKASI OPERASYONEL YAPISI Açıklamaya göre 2002 yılında, enflasyon hedeflemesi stratejisine hazırlık olarak ve modern merkez bankacılığı uygulamaları çerçevesinde, ''para politikası operasyonel yapısında'' önemli değişikliklere gidildi. 2003 yılında ise para politikası operasyonel yapısında önemli bir değişikliğe gidilmeyecek. Piyasadaki fazla likidite, Bankalararası Para Piyasası (BPP)'ndaki Türk lirası depo işlemleri ve açık piyasa işlemleri çerçevesinde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Repo-Ters Repo Pazarı'nda gerçekleştirilen ters repo işlemleri ile çekilmeye devam edilecek.  Açıklamada, Merkez Bankas'nın likidite yönetimine ilişkin yürürlükte olan piyasa düzenlemelerine ilişkin hatırlatmalarda da bulunuldu. YETERİNCE ENSTRÜMAN VAR Merkez Bankası, normal likidite yönetiminin yanında, Irak operasyonu gibi herhangi bir olası dışsal şok karşısında, piyasaların sağlıklı çalışmasını tehlikeye sokacak bir likidite sıkışıklığının yaşanmasını ve kısa vadeli Türk Lirası faiz oranlarının aşırı dalgalanmasını önleyecek yeterince enstrümanın oluşturulduğunun görüldüğü de bildirdi. Açıklamada devamla şöyle denildi:"Ayrıca uygulanmakta olan para politikasının genel çerçevesi ve dalgalı kur rejimi, Şubat 2001 öncesindeki önceden ilan edilen kur rejimi ve onun ayrılmaz parçası Net İç Varlıklar kısıtının bulunduğu para kurulu benzeri para politikasının aksine, Merkez Bankası'na "Borç Veren Son Mercii" fonksiyonunu aktif şekilde yerine getirme imkanı tanımaktadır.    Bu çerçevede, olası bir dışsal şok durumunda, Merkez Bankası piyasaların etkin çalışmasını sağlamaya ve kısa vadeli faiz oranlarındaki aşırı dalgalanmaları önlemeye yönelik gereken tedbirleri süratle alabilecektir.''  DÖVİZ ARZ FAZLASI OLUŞURSA Açıklamada, ters para ikamesi ve güçlü ödemeler dengesi gelişmeleri sonucu piyasada döviz arz fazlası oluşması halinde, dalgalı kur rejimi ile çelişmeyecek, döviz kurunun uzun dönemli eğilimini ve doğal denge değerini bozmayacak şekilde, döviz rezervlerini artırmaya yönelik, ihale yöntemiyle ''döviz alımları' gerçekleştirilebileceği belirtildi. Dalgalı kur rejiminde, kurlarda önemli ölçüde ve ani yükselişler ya da düşüşler görülebildiği hatırlatılan açıklamada, şöyle denildi: ''Bu çerçevede döviz açık ya da fazlası taşıyan finans kesimi kuruluşları ve reel kesim şirketleri, önemli risklerle karşı karşıya kalabilmektedirler. Bu tür pozisyonlar, ayrıca yukarıda belirtilen nedenlerle kurlarda meydana gelebilecek dalgalanmaların şiddetini artırıcı bir rol oynamaktadır. Diğer yandan, dalgalı kur rejimine geçişin ve enflasyonla mücadelenin başarısı sonucu, kurların fiyatları etkileme hızı ve gücünde azalma görülmekle birlikte, ülkemizde kurlar hala fiyatları belirleyen değişkenlerin en önemlileri arasında yer almaktadır. Bu nedenle, kurlardaki dalgalanmayı artıracak açık ya da fazla pozisyon taşıma eğilimi bu pozisyonları taşıyanlar için yarattığı riskin yanında, fiyat istikrarına yönelik politikaları da olumsuz etkileyebilmektedir.'' VADELİ İŞLEMLER PİYASASIAçıklamada Vadeli işlemler piyasalarının gelişmesinin, kurlardaki dalgalanmaları ve bu dalgalanmaların yaratacağı riskleri azaltacak birişlev gördüğü de vurgulandı.  Bu çerçevede, Merkez Bankası'nın da desteğiyle Ağustos 2001 ayı içinde İMKB bünyesinde vadeli döviz kontratlarının işlem gördüğü bir ''vadeli işlemler piyasası'' açıldığı kaydedilen açıklamada, şöyle denildi: ''Merkez Bankası'nın da katkısıyla, Türkiye Bankalar Birliği tarafından
kredi ve vadeli
döviz kurları da dahil diÄŸer mali araçların fiyatlamasında önemli rol oynayacağı düşünülen Türk lirası referans faiz oranının (TRLIBOR) bellenmesine iliÅŸkin çalışmalar tamamlanmış olup, 1 AÄŸustos 2002 tarihinden itibaren Türk lirası referans faiz oranları ilan edilmeye baÅŸlanmıştır. Vadeli döviz iÅŸlemleri piyasasının geliÅŸmesine engel teÅŸkil eden gerekli vergi ve alt yapı düzenlemeleri yapılmasına karşın, bu piyasa etkin olarak çalışır hale getirilememiÅŸtir.'' Açıklamada, finansal kuruluÅŸların yanında, kurlardaki dalgalanmalardan olumsuz etkilenen firmaların da vadeli döviz iÅŸlemlerine iliÅŸkin eÄŸitim faaliyetleri yürütmesi ve finansal kuruluÅŸlarla yakın iÅŸbirliÄŸinde bulunmasının, önem arzettiÄŸi kaydedildi.Â
button