Dalgalanmadan durulmayacak

Güncelleme Tarihi:

Dalgalanmadan durulmayacak
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2001 00:00

DÖVİZ kurlarının şiddetle dalgalandığı fırtınalı bir haftayı daha geride bıraktık. Milletin morali bir hayli bozuldu. Durumu değerlendirmeye çalışacağım.1. Yaşadığımız ekonomik bunalımdan kurtulmanın, hem kesin, hem de kestirme bir yolu yoktur. Ne dünyada ne de Türkiye'de hiçbir Allah'ın kulu, ‘‘Ben olsam, şu şekilde hareket eder ekonomiyi kısa zamanda düzeltirdim, kimsenin de burnu kanamazdı’’ diyecek bilgi, beceri ve güce sahip değildir. Palavra atmayalım.2. Bu, içinden çıkılmaz bir girdaba kapıldık demek de değildir. Bunalımdan çıkabiliriz. Çıkacağız da... Ama uzun ve meşakkatli bir yolculuk olacak. Mümkün olduğu kadar ilkeli davranmak ve az hata yapmak mecburiyetindeyiz.3. Uygulanmaya çalışılan ‘‘Güçlü Ekonomiye Geçiş’’ programın ‘‘tercihli’’ hedefi, iç ve dış borçları sürdürülemez bir mertebete artırarak Türkiye'yi batıran ‘‘ucuz döviz-yüksek faiz’’ düzenini değiştirmektir. Bu gerekçeyle, döviz fiyatlarını illa belli bir düzeyde tutma iddiası yoktur.4. Para yöneticileri ve halkımız, dövize yatırımın TL'de tutulan paraya kıyasen daha yüksek ‘‘verim’’ getireceği üzerine iddiaya girmekte ve döviz fiyatlarının artmasına sebep olmaktadır. Döviz fiyatlarının sürekli artması da ekonominin toparlanmasına engel olmaktadır. Dolayısıyla, kısa vadede ‘‘ekonomiyi canlandırma’’ amacıyla ‘‘düşük faiz’’ hedefi çelişmektedir.5. Devalüasyonun, enflasyonu artıracağını söylemek, ‘‘yağmur yağınca yerler ıslanır’’ demek kadar doğrudur. Enflasyon beklentisi artınca da, faizlerin (nominal olarak) artması kaçınılmazdır. Sonra faizler döner, enflasyonu azdırır. Ondan sonra da enflasyon yüzünden tekrar devalüasyon yapmak gerekir. Bu bir kısırdöngüdür. Durdurulması, dev bir meseledir. Çok ustaca yapılsa bile, faiz-döviz numaralarıyla bu çemberden çıkılamaz. Netice almak için, programa siyasetin yani halkın katılımı gerekir.6. Mali piyasaların küreselleşmesi ve kişisel servetler dahil sermaye hareketlerinin serbestleşmesi sonucunda, azgelişmiş ülkelerin ulusal paraları, kendi ülkelerinde bile önemini kaybetmiştir. Bu ekonomiler ‘‘döviz’’ ve ‘‘yerel para’’ arasında sıkışmış kalmıştır. Hele o ülkede bir de enflasyon yüksekse, ‘‘milli para, kendi vatanında vatansızlaşmış’’tır.7. İletişim uzmanı Çetin Çeki, ‘‘Bu ülkenin en gözde iktisatçıları, esasen zayıf olan ulusal parayı 'dandik' ilan edip, her fırsatta onu aşağıladıktan sonra, halkın o paraya güvenmesi beklenemez’’ diyerek önemli bir tespit yapmıştır. Halk davranışlarında, ‘‘imamla cemaat ilişkisi’’ esastır.8. Ekonomide ‘‘ölçü birimi’’ olarak kullandığımız doların, TL cinsinden kaç para edeceğinin ‘‘öngörülebilir’’ olması, ulusal ekonominin işlemesi için çok yararlıdır. 2000 yılı başında uygulamaya konulan ve üç yıl devam etmesi derpiş edilen ‘‘döviz çıpası’’ bunun ideal ilacıydı. Nitekim ilaç, Türk ekonomisine ‘‘doping’’ tesiri yapmış ve ülke kasım ayına kadar gelişme rekorları kırarak gelmiştir. Dopingin etkisi geçince, ekonomi önce titremiş sonra da yıkılıp kalmıştır.9. Dalgalı döviz sistemi, dövizi dalgalandırmak için değil, ani ve çok büyük devalüasyonlara engel olmak için uygulamaya konur. Araba, amortisörü üzerinde dalgalanır ama, dalganın sebebi amortisör değil, yoldaki kasislerdir.SON SÖZ: Parası zayıf ülkenin, ekonomisi kuvvetli olamaz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!