Güncelleme Tarihi:
HÜRRİYET Gazetesi’nin İzmir’de düzenlediği ‘Sağlık Turizmi Zirvesi’ kapsamında iki panel düzenlendi. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Noyan Doğan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen ilk oturumda, sektöre bakış, sektörün gelişimi, sağlık turizmi belgeleri yetkinliği, etik kurallar, uyum ve sorunlar, çözümlerin ele alınması konuları tartışıldı.Zirvenin ilk oturumunda İzmir İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Burak Öztop, SGK İl Müdürü Yavuz Kurt, Tınaztepe Sağlık Grubu ve Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Bektur, Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Sefer Levent, The Health Store Turkey Kurucusu Nihal Terzi, İzmir Ege Laboratuvarı Kurucu Başkanı Dr. Serdar Canko konuşmacı olarak yer aldı. İstihdam konusu ve geliştirilmesi, ekonomi ve turizm sektörü açısından yansımaları, sağlık hizmetleri ihracat destekleri konularının ele alındığı ikinci oturumun konuşmacıları ise şu isimlerden oluştu: Ekol Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Baz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Karaçanta, Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi Kurucu Başkanı Emin Çakmak, Ticaret Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Ali Alperen Kaçar. Hizmet İhracatçıları Birliği Genel Sekreteri Fatih Özer.
’BAŞKA ÜLKELERDE BÖYLE TEŞVİK YOK’
EKOL Sağlık Grubu olarak, cirolarının yüzde 30’unun yurtdışı hasta kaynaklı olduğunu ifade eden Ekol Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Baz, “Hastanelerimiz sağlık turizmi için çok uygun. Dünyanın en iyi hastaneler ülkemizde. İngiltere’den, Fransa’dan Avrupa’daki bir ülkeden teknoloji ve yapı olarak çok daha ileri noktadayız. Fiyatlarımız da o ülkelere göre daha uygun oluyor. Ayrıca dünyanın hiç bir yerinde bu derece teşvikler sağlanmıyor. Yurtdışında bir çok ülkede grubumuzun ofisleri var. Devlet bu ofislerin kira ve personel giderlerinin yüzde 60’ını karşılıyor. Verilen desteklerle birlikte cirolarımız da artmaya başladı. Çünkü işin merkezinde olmanız gerekiyor. Yurtdışındaki ofislerimize 2 ayda bir Türkiye’de doktor götürüyoruz. Hem oradaki yerel yönetici hem de buradan giden doktor, insanlara güven veriyor. Ayrıca sürekli yurtdışı ile iletişim halinde olmalısınız. Pandemi sürecinde bile iletişimi koparmadık. 3 kez özel uçak tutup yurtdışında hasta getirdik. O tuttuğumuz uçakların dahi yüzde 50’sini bakanlık karşıladı” dedi. 1 sağlık turistinin 10 turiste bedel olduğunu dile getiren Baz, “Ancak yeni hastane yatırımları konusunda çok zorlanıyoruz. Yeni bir hastane açamıyorsunuz. Eğer hastane açmak isterseniz, bir hastanenin ruhsatını satın almanız gerekiyor. Hatta İzmir’de hastane ruhsatlarının bedeli 50 milyon TL’ye ulaştı. Hastane ruhsatları taksi plakası gibi oldu. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda kurallarını biraz daha esnetmesi gerekiyor. Çünkü artık kapasitemiz yetmiyor. Büyümek istiyoruz, büyüyemiyoruz. Ruhsata o kadar para ödemek yerine örneğin ‘İzmir’de hastane açacaksan, Türkiye’nin ihtiyacı olan başka bir ilinde de hastane yatırımı yapman gerekiyor’ şartı getirilebilir. Böylece ruhsata 50 milyon TL vermek yerine ihtiyaç olan bölgeye de hastane yatırımı yapılmış olur. Yatırımların önünün açılması gerekiyor” ifadelerini kullandu.
‘İLERİ YAŞ TURİZMİNİ HEDEFLEMELİYİZ’
TÜRKİYE’nin sağlık turizminde 20 milyar dolara ulaşmayı hedeflediğini ifade eden Tınaztepe Sağlık Grubu ve Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Bektur, “Sağlık turizmi için gelen ortalama 2-3 bin dolar para harcıyor. Saç ekimine gelen 1000 dolar harcarken, daha kapsamlı tedavi için gelenler 10 bin dolar harcayabiliyor. Buna göre planlama yapmak gerekiyor. Çeşitleme çok iyi yapılmalı. Saç ekimi, obeziet, diş, plastik cerrahisi alanlarında ilgi yüksek. Termal turizmde de kıpırdanmalar var. Ancak bizim hedeflerimizden biri de ileri yaş turizmi olmalı. Çünkü bu grup sağlıkları için daha çok harcama yapıyor” dedi. Sağlık turizmini özel hastanelerin domine ettiğini ifade eden Bektur, “Ancak özel sağlık sunucuları da ileri yaş grubunu hedeflemek istediğinde nitelikli iş gücünde sıkıntı yaşıyor. Yönetmeliklerle bazı alanlarda doktor çalıştırmamızın önüne geçiliyor. Nitelikli iş gücüne kavuşmak için sağlık otoritesinin düzenleme yapması gerekiyor. Diğer bir konu ise yeni bir özel hastane açma konusu. Yeni sağlık tesislerinin kurulması ile ilgili, hastane yatırımlarının önünün açılması gerekiyor.
‘ÜLKEMİZİ DAHA İYİ TANITMALIYIZ’
İZMİR’in sağlık alanında çok güçlü bir destinasyon olduğuna dikkat çeken İzmir İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Burak Öztop da, şunları söyledi: “Hem özel sektörde hem kamuda çok güçlü kuruluşlar var. İzmir’de 165 merkez 32 araştırma kuruluşuna sağlık turizmi yetki belgesi vardık. İzmir’e yoğun sağlık turisti geliyor ancak beklentimiz daha fazla. İngiltere Norveç ve Yunansitan’da çok ciddi çalışmalarımız oldu ancak araya pandemi girdi. Bu çalışmalara yeniden başlayacağız. 2021 verilerine göre en çok Almanya’dan sağlık turisti geldi. Almanya’yı Libya ve İrlanda takip etti. 2022 ilk 5 ayda ise Büyük Britanya, Kuzey İrlanda ve Almanya ilk 3 sırayı aldı. Gelen kitlenin değişmeye başladığı görülüyor. İzmir ya da İstanbul merkezli 3 saatlik uçuşlarla 2.5 milyar insana ulaşabiliyoruz. Bunların hepsine sağlık hizmeti verebiliriz. İşin operasyon kısımında hiçbir eksiğe sahip değiliz. He türlü sağlık hizmetini İzmir’de verebiliyoruz. İzmir’de ya da Türkiye’e operasyon sıkıntımız yok. Bizim sorunumuz hastaları Türkiye’ye hazırlamak, Türkiye’yi tanıtmak noktasında. Kendimizi ifade etme konusunda çabaların yeterli karşılık gördüğünü düşünmüyorum. Bizden çok geride olan ülkeler, bizim sağlıkta ne kadar ileride olduğumuzu bilmiyorlar. Sağlık hizmetini alan herhangi bir ülke vatandaşına sonraki sürecine çok özen göstermeliyiz. Hastaları döndüklerinde de yalnız bırakmamalıyız. Türkiye’de iyi bir altyapıya sahibiz.”
‘TIP BİLİMİN GELİŞMESİNE DE KATKI SAĞLAR’
BÜTÇE verilerine göre SGK’nın en büyük sağlık hizmeti alıcısı olduğunu kaydeden SGK İl Müdürü Yavuz Kurt, “Biz sigortalılarımıza özel hastaneleri açıyoruz. İstihdam teşvikleri ile personel girdi maliyetlerini aşağı çekiyoruz. Sistemin sürdürülebilirliğine katkı sağlıyoruz. Pandemi süreci bize gösterdi ki sağlık sisteminde yükü çekenlerin başında özel hastaneler de var. Samimiyetle söylüyorum SGK olarak özel hastaneleri rakibimiz değil, iş ortağımız olarak görüyoruz. Çeşitli ülkelerle yaptığımız anlaşmalar sayesinde oralardan gelen turistlere de hizmet veriyoruz. Yani geçici turistik kalanlar ya da daimi kalanlar da bizden hizmet alabiliyor” dedi. Sağlık turizminin gelişmesini gönülden arzu ettiğini vurgulayan Kurt, “Bunun finansal katkı sağlamaktan öte, hekimlerin tıp biliminin gelişimine katkı sunmasında da büyük katkı rol oynayacağını düşünüyorum. Sağlık turizminin gelişmesiyle sadece hastaneler, tıp merkezleri, estetik merkezleri değil, rehberlik, konaklama, ulaşım, danışmanlık hizmetleri ve perakende de gelişecektir” diye konuştu.
‘KALİTEMİZLE ÖN PLANA ÇIKALIM’
SAĞLIK turizmi denince akla saç ekimi ve estetiğin geldiğini söyleyen Hürriyet Ekonomi Müdürü Sefer Levent,”Ancak sağlık turizmi sadece bu ikisinden ibaret değil. Türkiye sağlık yatırımlarında bir çok ülkeye göre çok daha ileri konumda. Bu da dikkate alındığında tüp bebek tedavisinden organ nakline, kanser tedavisinden diş tedavisine, ortopediden kalp cerrahisine kadar Türkiye’den hizmet almak için yurtdışından hasta geliyor. Ancak Türkiye’de bu işi kuralına göre yapanlar dışında bir de merdivenaltı işletmeler sorunu var. Kayıtdışı çalışanlar var. Bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekiyor” dedi. Türkiye’nin hem turizmde hem de sağlıkta çok iyi hizmet verdiğine dikkat çeken Levent, sözlerini şöyle sürdürdü: “İhracatta paha da ağır ürünler ihraç etmek için çalışılıyor. Bu sağlık turizminde de hedeflenmeli. Yani turist bize ucuz olduğumuz için gelmemeli. Kaliteli ve iyi bir hizmet aldığı için Türkiye’yi tercih etmeli. Sağlık turizminde marka olacaksak bunu ucuz olmamızla değil, kaliteli hizmetimizle sağlamalıyız. Daha iyi ve daha çok tanıtım yaparak sağlık alanında yapılan yatırımları ön plana çıkarmalıyız.” Diğer bir konunun da doğru verilere ulaşmak olduğunu söyleyen Sefer Levent, “Sağlık turizmi konusunda hem sektörden hem de kamudan farklı veriler geliyor. Kimi 1 milyar dolarlık gelirden kimi ise 2-3 milyar dolarlık gelirden bahsediyor. Burada da verilen netleşmesi gerekiyor. Elde sağlıklı bir veri olmazsa da sağlıklı sonuç almak mümkün olmuyor. Atılacak adımlar ancak doğru verilerle başarıya ulaşabilir” ifadelerini kullandı.
‘MADDİ GÜCÜ YÜKSEK TURİSTİ ÇEKEBİLİRİZ’
2020’den bu yana 2 bin 500 hastaya hizmet verdiklerini ifade eden The Health Store Turkey Kurucusu Nihal Terzi, “Onların sağlıklı hayat yolculuklarında yanlarında olduk. Hastamızı ilk etapta Türkiye’ye hazırlıyoruz. İzmir’deki genç ekibimizle, hiç yabancı çalıştırmadan hastalarımıza hizmet veriyoruz. Öyle bir noktaya geldik ki artık doktorlar bile bize ameliyat olmaya geliyor. Geldiğimiz durumda artık bu işin daha ciddiyetle yapılması gerektiğini düşünüyorum. Hastaneler, doktorlar, sağlık çalışanları bu iş için canla başla çalışıyor. Ancak merdivenaltı ile kontrol dışı bir büyüme var. ‘Nasıl en ucuza tedavi yapabiliriz’ diye bakılıyor. Bu işin içinden çıkılmaz bir durum. Endüstri olarak, bakanlık olarak bu işe daha fazla eğilmemiz gerekiyor. Hastalara Türkiye’yi daha iyi anlatmalıyız. Hizmet verdiğimiz hastalar eğer memnun kalırsa gittiği yerde güzel bahsediyor Türkiye’den. Böylece 1 hasta 6 hasta getiriyor. Sektör olarak bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Önemli olan hastaya verilen sözü bire bir yerine getirmeliyiz. Turizmde, Güney Fransa’ya giden ve çok harcama yapan turist Türkiye’ye gelmiyor. Ancak sağlık için maddi gücü yüksek sağlık turistini Türkiye’ye çekebiliriz” diye konuştu.
‘İZMİR’E OLAN UÇUŞLAR ARTMALI’
HEM özel hastaneler hem de kamuya hizmet veren tıbbi bir laboratuvar olduklarını söyleyen İzmir Ege Laboratuvarı Kurucu Başkanı Dr. Serdar Canko, şunları söyledi: Yurtdışında gelişlerde daha çok İstanbul’a doğru bir kayış var. Burada uçuş sayılarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Eğer İzmir’e yapılan direk uçuş sayısı daha da artarsa bu İzmir’in yararına olacaktır. Zaten hekim ve hastane kalitesinde belli bir seviyenin üzerindeyiz. Bununla birlikte markalaşmaya da önem vermeliyiz. Markalaşırsak daha çok sağlık turisti çekebilir, sağlık sektörüne de daha fazla katkı sağlayabiliriz. Sektör olarak da bazı düzenlemelere ihtiyacımız var. Yurtdışından gelen bireye tam anlamıyla hizmet verebilmek için mevzuatta değişiklikler yapılmalı.”
TERMAL YATIRIMLARA HIZ VERDİK
İZMİR’in çok önemli bir turizm destinasyonu olduğu kaydeden İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Karaçanta, “Türkiye jeotermal kaynaklarda dünyada ilk 7 ülke arasında. Termal merkezleri hızlıca planlayıp yatırımcıya sunuyoruz. İlimizde 59 noktada termal kaynak var. Bunların planlamalarını hızlıca devam ettirmeye çalışıyoruz. Buralara yapılacak yatırımlar tamamlandığında 50-60 bin yatak kapasitesi de beraberinde geliyor. Bu yatırımlarla termal merkez olmayı amaçlıyoruz” dedi. İzmir’in sağlık turizminde çok ön plana çıkabileceğine dikkat çeken Karaçanta, İzmir’in daha fazla direkt uçuşa ihtiyaç duyduğuna vurgu yaptı.
‘SEKTÖR TOPLU HAREKET ETMELİ’
2005’ten bu yana Türkiye sağlık turizmini uluslararası arenada tanıtmaya çalıştıklarını söyleyen Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi Kurucu Başkanı Emin Çakmak, “İzmir turizm konusunda çok önemli bir bölge. Sağlık turizminde de aynı durum geçerli. Ancak henüz istenilen seviyelere ulaşabilmiş değil. Her şeyi olan bir şehir olarak sağlık turizminde istediğimiz kadarıyla başarılı olamadıysak, kendimize de bakmalıyız. Kralları kraliçeleri sağlık için ağırlayan şehrin daha önde olması gerekiyor. İzmir, İstanbul ve Antalya’da sonra en çok uçuş olan şehir. Bu açıdan bakıldığında bazı rakiplerine göre daha ön planda. İşte bu yüzden İzmir bir araya gelerek hareket etmeli. Yurtdışında küçük şehirlerde bile her hastane tek tek ofis açıyor. Bir araya gelip tek ofis açsalar daha yararlı olacaktır” dedi.