Dacia'nın satışları yüzde 71 arttı
Güncelleme Tarihi:
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, 2011'in ilk 5 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 71 artışla 8 bin 625 adet Dacia marka araç sattıklarını bildirdi.
Dacia markasının gelişimi, bu yılın ocak-mayıs dönemi satışları ve otomotiv sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Aybar, Dacia'nın 2010 yılını 13 bin 230 binek, 5 bin 938 hafif ticari olmak üzere 19 bin 168 adetlik satışla kapattığını dile getirerek, Dacia'nın, binek otomobilde pazar payının yüzde 2,36, hafif ticaride ise yüzde 2,4 olduğunu kaydetti.
Aybar, 2010 yılında yüzde 2,5'luk pazar payıyla en fazla satış yapan ilk 10 marka içine girdiklerini ifade ederek, “2011 yılının Ocak-Mayıs döneminde toplam 8 bin 625 adet satış yaptık. Bu, geçen yılın ilk 5 ayına göre yüzde 71 oranında artış demek. İlk 5 aydaki satışların 6 bin 641 adeti binek otomobil, bin 985 adeti de hafif ticari olarak gerçekleşti” dedi
Bu yılın nisan ayı sonuna kadar Duster sayesinde binek otomobilde Dacia'nın pazar payının yüzde 3'ü bulduğunu, bu oranın mayıs ayı toplam pazar satışlarının açıklanması ile birlikte biraz daha yukarı çıkabileceğini dile getiren Aybar, Dacia olarak mayıs ayı satışlarının çok iyi olduğunu anlattı.
İbrahim Aybar, nisan ayı sonu itibariyle Dacia'nın pazar payının yüzde 2,6'ya çıktığına işaret ederek, bu durumun Dacia'nın performansının yukarı doğru yükseldiğinin göstergesi olduğunu belirtti.
Dacia'da binek satışlarının artmasında Sandero ile Duster modellerinin çok olumlu katkısı olduğuna işaret eden Aybar, Dacia Sandero'dan satışa sunulduğu 2008 yılından bu yana bu yılın mayıs ayı sonuna kadar 12 bin 188 adet araç sattıklarını, Duster modelinde ise geçen yıldan mayıs ayı sonuna kadar 5 bin 882 adet satış yaptıklarını kaydetti.
İbrahim Aybar, sadece bu yıl ocak-mayıs döneminde 2 bin 900 adet Duster sattıklarını, Duster'ın ODD'nin verdiği rakamlara göre, C7 SUV alt segmentte en yüksek satışı yapan ve pazar payı olan otomobil olduğunu ifade ederek, Dacia Duster'ın 4x4 satışlarının da çok iyi gittiğini, bu yılın ilk 5 ayında 504 tane 4x4 Duster sattıklarını ifade etti.
Fabrika çıkışlı LPG'li Dacia'ların da satışlarına geçen yıl ekim ayından itibaren başladıklarını, bu yılın ikinci yarısından itibaren LPG'li modellerde de önemli pazar payı kazanımlarını beklediklerini anlatan Aybar, bu araçları satarken sloganlarının “kolay ulaşılıyor, zor vazgeçiliyor” olduğunu belirtti.
Aybar, Dacia modellerini sağlamlığı ile tercih edilen otomobiller haline getirdiklerini vurgulayarak, 2010 yılında satış sonrasında en beğenilen marka sıralamasında Dacia'nın ikinci, Renault'un üçüncü olduğunu söyledi.
“HEDEF, YIL SONUNDA YÜZDE 3'LÜK PAZAR PAYI...”
İbrahim Aybar, “Bu yıl sonunda hedefimiz Dacia markasında yüzde 3'lük bir pazar payına ulaşmak ve en çok satış yapan ilk 10 marka üzerinde kalmak. Dacia satışları ile yukarılara doğru tırmanmak istiyoruz. En çok satış yapan 7'nci, 8'inci marka olmak istiyoruz. Yıllık pazarı 1 milyonun altındaki ülkelere baktığımız zaman Dacia'da en yüksek satış yapan ikinci ülkeyiz. Birinci sırada ise Romanya geliyor” dedi.
“TOPLAM PAZAR BU YIL, GEÇEN YILIN AYARINDA OLUR”
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, toplam otomotiv pazarında satışların belli bir ivme ve ritm kazandığını belirterek, ancak bu ritmin giderek azalacağını belirterek, “Otomotiv pazarında satışların aynı şekilde yüksek volumde gideceğini beklemiyoruz. Azalsa da satışın eğilimi şu andaki ritme göre, yine de bu yıl itibariyle geçen yıl ayarında hatta biraz üzerinde bir otomobil pazarı olacağını düşünüyoruz. Biz baştan beri bunu söylüyorduk. Önemli olan bu rakam seviyesinde devamlı istikrarı yakalamak. Elbette bu rakamlar bu ayarda giderse ihracat-ithalat dengesi sektörde aşağı yukarı bir balansa geldi. daha pazar büyürse o zaman Türkiye'deki kapasitelerde, yeni çeşitlenmeler olmadığı sürece ithalat yukarı doğru çıkma eğilimi var. Dolayısıyla burada yerli çeşidin artırılması gibi de bir sonuca gidiyoruz” diye konuştu.
Merkez Bankası'nın ekonomiyi soğutma tedbirlerinin etkisini gösterdiğine işaret eden Aybar, kredilendirme oranlarında bir düşüş olduğunu, Merkez Bankası'nın cari açığı minimize edecek yönde gereken tedbirleri almaya seçimden sonra da devam edecek gibi gözüktüğünü, buna hazırlıklı olunması gerektiğini kaydetti.