Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, 8 yıllık görev süresinde, ticaret gezilerinde gördüklerini kitaplaştırdı. Doğan Kitap tarafından basılan “Bende Kalmasın, Türkiye ve Dünyadan Seyahat Notları” adlı kitapta, kentlerle ve kültürlerle ilgili izlenimlerini anlatan Yalçıntaş, kendisini en çok şaşırtan iki şeyin Hindistan’daki sefer tası taşıyıcıları ‘dabbawalla’lar ile Hollanda Kraliçesi’nin davetinde giymek zorunda kaldığı ‘frak’ olduğunu söylüyor.
BİZİ BÖYLE ÇEKME
Yalçıntaş, muhafazakâr dünya görüşüne sahip bir işadamı olarak ‘frak giymeye’ pek iyi bakmadığını ancak, Hollanda Kraliçesi’nin davetine katılmak için ‘frak şartı’ konulduğunu hatırlatarak şöyle konuşuyor: “Bu gezilerde beni en çok etkileyen; bizim aslında soru işaretleriyle yaklaştığımız bazı şeylerin; yere ve zamana göre normal olduğunu görmek kabullenmek oldu. Buna en iyi örnek Hollanda Kraliçesi’nin davetiydi. Bize ‘bu davette frak giyeceksiniz’ dendi. Frakları kiraladık, bazı arkadaşların, frakları prova ederken fotolarını çektim. Bana ‘Bak Murat bu fotoları bir yerlerde paylaşırsan dostluğumuz bozulur’ diye takılanlar oldu. Frak bu kadar antipatikti bizim için. Ancak Kraliçe’nin davetine frakla gidince onları anladım. Tarihlerine bağlılar ve bir geleneği yaşatıyorlar.”
200 BİN SEFER TASI
“Hindistan’daki ‘sefer tası taşıyıcıları’ dabbwalla’ların çalışma sistemi”nin de kendisini çok şaşırttığını belirten Yalçıntaş, şöyle konuşuyor: “Çalışan birisiniz ve işinize gittiniz. Öğleyin yemek yiyeceksiniz. Öyle bir sistem kurulmuş ki, 10 binlerce kişi çalışıyor ve bunlar, evinizden sefer tasınızı alıyor, tam yemek vakti size yetiştiriyor. Boş sefer tası da eve geri götürülüyor. Bunu yapanlar okuma yazma bilmiyor renklerle ve kendi aralarında bir işaret sistemiyle anlaşıp sefer taslarını hiç aksatmadan, karıştırmadan taşıyorlar. Günde 200 bin teslimat yapıyorlar.”
JAPONYA’DA AÇ KALDIM
Yalçıntaş, “Her gittiğim yerde geleneksel lezzetleri tadarım. Bu açıdan Japonya’da aç kaldım. Çünkü çiğ deniz ürünleri ağırlıklı bir mutfakları var. Hindistan, Çin, Nepal’de ise sokak lezzetleri için çok uyarı almıştım ama hepsini yedim midem de bozulmadı” diyor.
Şırnak’a gidince bazı kafalar değişti
MURAT Yalçıntaş, Şırnak’a gidişin öyküsünü de şöyle anlatıyor: “İTO olarak Şırnak’a okul yaptırmıştık. Bazı arkadaşların gelmesini özellikle istedim. 100 kişiden fazlaydık ve bizi Şırnak STO Başkanı Osman Geliş ağırladı. Yemekleri, eşi ve komşu kadınlar hazırlamış. Yer sofrasında oturduk. Öyle bir kucaklaşma oldu ki gelmek istemeyenler ‘Benim bu geziyle kafam tamamen değişti’ dediler.”
Kanada ve Çin’i ihmal etmişiz
MURAT Yalçıntaş, ticari açıdan kendisini en çok şaşırtan iki ülkenin ise Kanada ve Çin olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyor: “Kanada Allah’ın her nimeti, her zenginliği verdiği, çok büyük ticari fırsatları olan ülkeymiş ama oraya hiç bakmamışız. Bunu gidip görünce anladım. Çin’i de hep pazarımıza ucuz mal gönderen rakip, tehdit görürdük. Ama oraya gidince bu ülkede büyük fırsatlar olduğunu gördüm.”
Hapis günlerimi sonra yazacağım
MURAT Yalçıntaş, ‘Yargıda Rüşvet Soruşturması’ kapsamında tutuklandıktan sonra yaşadığı 40 günlük hapis hayatında hissetiklerini de sonra yazacağını söylüyor. Yalçıntaş, “Yayınlama konusunda kararsızım. O kitap öyle komplolaları anlatan, ‘şu şunu bu bunu yapmış’ diye bir kitap da olmayacak. Kendi ruhuma dokunan biraz da mahrem şeyler. O yüzden de paylaşabilir miyim tam bilmiyorum. Yazmak için biraz zaman geçmeli” diyor.