Sadi Özdemir
Oluşturulma Tarihi: Haziran 30, 2009 00:00
Pak Çamaşır Yıkama ve Temizleme Ltd’nin sahibi Fisun Usta, otel, restoran, hastane ve fabrika çamaşırlarını yıkayarak yılda 5 milyon dolar ciro yapıyor. 2 yıllık araştırma geliştirme projesiyle bir de ‘icat’ çıkaran Fisun Usta, ‘çuvalların içindeki çamaşırların sayısını, niteliğini ayırt eden’ Radyo Frekanslı Tekstil Takip Sistemi (RFTT) cihazı geliştirmeyi de başardı.
İSTANBULLU Fisun Usta’nın, otellerin çamaşırlarını yıkama fikriyle 1988’de eşi Nihat Bey’i ikna ederek aldırdığı iki çamaşır makinesinden 5 milyon
dolar cirolu, günde 30 ton çamaşır yıkayan bir şirket doğdu. Hastanelerin, otellerin, restoranların ve ilaç fabrikalarının çamaşırlarını yıkayan iki tesisin sahibi Fisun Usta, 2 yıllık araştırma geliştirme çalışmasıyla bir de işiyle ilgili ‘icat’ çıkardı. Oğlu Kutluhan Usta’nın da katkılarıyla ‘çuvalların içindeki çamaşırların sayısını, niteliğini ayırt eden’ Radyo Frekanslı Tekstil Takip Sistemi (RFTT) Cihazı da geliştiren Fisun Usta, yakında 5 bin metre kapalı alana sahip büyük bir tesis yatırımına başlayacak.
Girişimcilik annemdenPak Çamaşır Yıkama ve Temizleme Ltd’in sahibi Fisun Usta şöyle başlıyor anlatmaya: “1958 İstanbul doğumluyum. Ailem de girişimciydi. Annem Seniye Ayav’ın süet, deri, kürk giysi atölyesi, Rumeli Caddesi ve Valikonağı’nda da iki mağazası vardı. Ben de çocukluğumdan itibaren, öğrencilik yıllarımda da annemin yanında çalıştım. Onun yanında iş hayatını öğrendim. Kazlıçeşme döneminde özellikle satın alma konusunda çok çalıştım. Alman Lisesi’ni bitirdim ve evlendim. İki de çocuğum oldu. Evlendikten sonra başka bir iş yapmam gerekiyordu çünkü Annemin işi çok uzun saatler çalışma gerektiren bir işti.”
Otelle başladımEvlendikten sonra özellikle saat 16.00’dan sonra evde olmasına imkan verecek bir iş yapma ya da kurma isteği olduğunu anlatan Fisun Usta, şöyle devam ediyor: “O arada otel çamaşırları işini düşündüm. Çünkü eşimin oteli vardı ve çamaşırları çok kötü yıkanıyordu. Ben de hem kendi otelimize hem de diğer otellere çok kaliteli yıkama yapabileceğimi söyledim. İlk müşterimiz kendi otelimiz olmak kaydıyla 1988’de işe başladım. İlk sermayem de iki tane çamaşır makinesi oldu. 1988’in kasım ayında eşime iki makine aldırdım. Kendisi bana ‘1989’un Nisan ayında bu makinelerin parası ödenecek, senden isterim’ dedi. İşler çok iyi gitti, çevredeki diğer otellerin de işleri geldi ve ben de 6 ay sonra o makinelerin paralarını ödedim.”
500 kilodan 50 tonaİlk işyerinin Kozyatağı’nda olduğunu söyleyen Fisun Usta, önce işyeri çevresinden müşterileri olduğunu ayrıca Taksim ve çevresindeki otellerin çamaşır vermeye başladığını anlatıyor. Fisun Usta, “İlk başta günde 500 kilogram kapasitem vardı. 6 ay sonra 1 tona çıktık. Müşteri bazında iş talebi geldikçe önce fazla mesai ile yürüdüm, müşteri kalıcıysa kapasite yatırımı yaptım. Şu anda iki ayrı tesis niteliğinde çalışan ve günlük 30 ton yıkama kapasitesine sahip bir işletme yapısındayız. 5 dönüm yeni arazi aldık ve 5 bin metrekare kapalı alana sahip büyük bir çamaşır yıkama fabrikası kurmak için düğmeye bastık. Yeni kapasitemiz günlük 50 ton olacak. Geçen yıl 5 milyon dolar ciro yaptık. Yaklaşık 100 kişilik istihdamımız, 70 çok iyi kurumsal müşterimiz var” diyor.
Almanlarla ‘Çamaşıra çip yapalım’ dedik, teknoloji satmayı başardıkFİSUN Usta, çamaşırların yüksek teknoloji ile takibini sağlayacak ‘etiketleme sistemi’ kurmak için bir Alman şirketiyle ‘çipli etiket’ projesi geliştirdiklerini söylüyor ve şöyle konuşuyor: “300 yıkamanın üzerine kadar dayanan bir etiketleme gerekiyordu. Bir oğlum inşaat yüksek mühendisi, bir oğlum da bilişim okuyor. Onlar da devreye girdi ve 300 yıkamaya dayanabilen RFID transponder’ları (barkodun bir üst teknolojisi ve bir çeşit etiket) üretip çamaşırlara uygulamaya başladık. Hem sayma derdinden kurtulduk hem de her ürünün yıkama sayısı bilgisi her an kontrol edilebilir hale geldi. Artık bir havlunun hangi tarihlerde, kaç kere, hangi ısıda yıkandığını biliyoruz. Bir de cihaz ürettik ve Almanlara da sattık. Radyo Frekanslı Tekstil Takip Sistemi (RFTT) Cihazı tamamen bizim ürünümüz.” Fisun Usta’nın oğlu Kutluhan Usta cihaz hakkında şu bilgileri veriyor: “Cihazın adı ‘Ladybug 522’ ve yakında piyasaya çıkacak. Öncelikle tekstil ve giyim bazlı perakende ve çamaşırhane sektörlerinde kullanılacak. Endüstriyel ortamda yıkanacak tüm otel, hastane, fabrika ürünlerine RFID etiketleri yerleştiriyoruz. Bu şekilde her bir ürün radyo dalgaları ile algılanabilen bir kimlik numarası kazanmış oluyor. Çuvallanmış tekstilleri LadyBug’ın içinden geçiriyorsunuz ve saniyeler mertebesinde çuvalların içindeki malların tür bazlı sayımı ortaya çıkıyor.”
Hastane çamaşırıyla ötekiler yan yana bile gelmemeli
TÜRKİYE’de çamaşırhanelerin yıkama standartları ve kuralları konusunda bazı boşluklar bulunduğunu da söyleyen Fisun Usta, şunları söylüyor: “Şu anda biz Kartal’da sadece hastane çamaşırları yıkayan bir tesis ile otel, restoran, fabrika ve üniversitelerin çamaşırlarını yıkayan ayrı bir tesiste yıkama yapıyoruz. İki ayrı binada çamaşırları temizliyoruz. Bu çok önemli bir konu. Çünkü hijyen açısından asla bir hastane çamaşırı ile bir otel, restoran çamaşırı bir araya gelmemeli, bir odada beklememeli ve aslı aynı ortamda yıkanmamalı. Kirli bölümüyle, temiz bölümü arasında duvar olmalı. Hijyen bariyerli makineler olmalı. Kirli ve temiz personeli bile ayrı olmalı. Otel v.s. çamaşırları yıkayan işletmemizde İSO belgelerimiz, hijyen sertifikalarımız var. Hastane çamaşırları içinse Türkiye’de hangi standartta yıkama yapılacağına dair bir sertifikasyon olmadığı için biz Avrupa, ABD ve Uzakdoğu’da geçerli Alman Resmi Sertifikasyon Birliği’ne ait Ral GZ-992 Belgesi aldık.”